Yüreğimdeki Salıncak

322 17 2
                                    

Merhabalar ben Asya bölümü okurken şarkıyı dinleyebilirsiniz...
Sibel Bilgiç- Alışamadım

Telefonundan gelen ses ve odayı dolduran beyaz ışık ile siyah perdeleri sımsıkı kapanmış odada, beyaz nevresim takımlarının arasından kolları komidine uzandı Seyranın. Kalçasını yatakta yukarı doğru kaydırdı. Oturur pozisyona geldi. Sağ elinin parmakları ile kavradığı telefon ekranının üzerinde okuduğu yazı ile telaşlı bir şekilde temizledi boğazını.

Seyran: Alo Ferit

Ferit titreyen sesine engel olamadan konuştu.

Ferit: Alo Seyran uyandırmadım değil mi? Ben sana b..bi şey s..soracaktım, a..aslında teklif biz bugün Güneş'le e..eğlence dü..düzenliyecektik Güneş seni de çağırmamı istedi, aslında ben de istedim, ya yani ben istedim ama Güneş de i..istedi.

Ferit saçmalamaya başladığını fark etmişti ama elinde değildi. Dün kendine ettiği itiraflar sonucunda anlamıştı, o Seyran'a aşıktı. Ama bu diğer kızlara olan duygular gibi değildi. Onlardan istediği tek şey temastı. Lakin Seyrandan onunla zaman geçirmesini, onunla gülmesini, ağlamasını sevmeyi öğrenmesini, sevmeyi öğretmesini istiyordu. Bunun telefon konuşmasında değil, bugün akşam restoranda 4 numaralı masada, beyaz sandalyede yakamoz ışığı onlara vurmuşken söylemek istiyordu. Seyranın kıkırtıları kulağında müthiş bir ahenkle dans ederken sustu.

Seyran: Ferit bi sakin ol Sana da günaydın bu arada
Ferit: Seyran gelir misin?
Seyran: Tamam gelirim bunu söylemek için kendini bu kadar hırpalamana gerek yoktu.
Ferit: Saat 18:00' da kapınızda olacağım.

Ferit sevdiğinin ağzından bir kelime duymak için 10 yıl beklerdi fakat saçmalamamak için daha fazla konuşmadı, parmakları istemeye istemeye kırmızı tuşla buluştu.

Seyran telefonun yüzüne kapanmasından hiç hoşnut olmasa da alınmamaya çalıştı acaba Ferit onunla konuşmak istemiyor olabilir miydi?
...............................
Seyran siyah saten elbisesi, altında gümüş renginde topuklular ve elindeki incili çantasıyla aynada saçlarını toplamaya çalışırken ablası odanın içinde belirdi.

Suna: Nereye böyle?
Seyran: Mahalleden arkadaşlarla eğlence düzenlemişler beni de çağırdılar.
Suna: Ben de geleyim mi? Sıkıldım burada
Seyran: Sen bilirsin fakat ben saçımı sence nasıl yapayım?
Suna: Açık kalsın saçların çok güzel kaçta çıkıcaz?
Seyran: 20 dakikaya ferit gelmiş olur.
Suna: Ferittt ?
Seyran: Baya iyi anlaşıyoruz, iyi bir insan arkadaşşş olarak ablacımmm
Suna: Evlilik görüyorum hocam...
Seyran: yaa abla sen gidip hazırlansana iki saat hazırlanamazsın zaten bari lak lak yapma
Suna: Doğru ferit beyciğimizi bekletmeyelim di mi
Seyran: Ablaaaa
..........................
Ferit: Heyecandan elleri titrerken tuttuğu ortanca çiçekleriyle yüzüne bariyer yaparak kapıyı çaldı. Yüzündeki çiçekleri indirince Seyranın babası olduğunu tahmin ettiği adama baktı, çok yanlış kişi kapıyı açmıştı.
Ferit: Kazım ba... amca ben seyranı almaya gelmiştim.
Kazım: Tanımam etmem seni sana verecek kızım yok bulaşma benim yavrularıma
Ferit: Yok kazım amca sen yanlış anladın ben seyranı mahallede eğlence var ona götürecektim sana bahsetmedi mi?
Kazım: He dediydi, pardon oğlum günahını aldım ben çağırayım kızları
Ferit: Kızları derken?
Kazım: Suna da geliciğdi

Ferit suna kim diye düşünürken kapıdan gelen topukluların seslerine doğru çevirdi gözlerini. Ferit'in gözleri seyranın çıplak bembeyaz bacaklarında, siyah saten elbisesinde, yeşil harelerinde gezindi. yavaşça mırıldandı.
"Çok güzel"

Seyran: Ferit pardon geciktik tanıştırayım ablam Suna
Ferit: Sorun değil tanıştığıma memnun oldum
Suna: Ben de

Ferit bu suna nereden çıktı diye düşünürken Seyrana söylemesi gerekenler aklına geldi . Telefonunu çıkardı cebinden ABİ aranıyor....

Abi acil gelmen lazım
Niye oğlum seyranı restorana getirmeyecek miydin?
Öyle de bunun ablası çıktı o da geliyor sen sunayı al ben sahil de söyleyeceğim Seyran'a

Ferit telefonla konuşurken Suna seyranın kolunu sıkarak konuştu.

Suna: Seyran feritte baya yakışıklıymış ha
Seyran: Abla saffet abi bunu duysa ne der sen hiç düşündün mü? Senin nişanlın var ya
Suna: Ama senin yok
Seyran ablasının kolunu sıkınca ikisi birden gülüşürken siyah bir araba kapının önünde durdu. İçinden çıkan adam oldukça karizmatikti.

Abi: Merhaba ben Feritin şoförü ve arkadaşı Abidin, Suna hanım size restorana kadar ben eşlik edeceğim ferit ve seyran hanımın bi minik işi varmış.

Seyran anlamaz gözlerle ferite bakarken ferit Seyrana onu sevdiğini nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.
...........................
Ferit iskelede oturmuş Seyrana bakıyordu. O anda gelen bir cesaretle dudaklarını araladı, kelimelerini özenle seçmeye çalıyordu.
" Seyran ben senin için kalbimde bir salıncak kurdum..."

Seyran masmavi denizden gözlerini ayırmış Ferit'e dönmüştü.

"Seyran ben sana aşık oldum..."

Seyran ferit'i çok sevmişti fakat daha birbirlerini tanıyalı bir kaç hafta olmuştu. Geçmişini, geleceğini bilemezdi, güvenemezdi, babası gibi olmadığına emin olamazdı.

" Ferit ben senin o salıncağın iplerini kesmeyeceğinden emin olamam bana zaman ver, seni tanımam için, güvenmem için"

Ferit böyle bir cevap beklememişti. Ama hayır da diyebilirdi. Umut vardı. Beklerdi, sabrederdi.

"Beklerim, 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonsuza dek beklerim Seyran, sabrederim"
..........................
Mekana vardıklarında köşedeki masada Abidin ve Suna oturmuş, ellerinde rakı ,şarkıya eşlik ediyorlardı. Ferit ve Seyran masada yerlerini aldıktan sonra abidin yarı ayık, yarı baygın konuşmaya başladı.

Abidin: Yenge bu v..ar ya bu ferit, her sabah başka kızla başka yatakta uyanırdı.
Ferit: Abi sus!
Seyran: Konuş abidin abi konuş
Abidin: Bu sizin gruptaki filizi 4 kez ayrı kadınlarla aldatmıştı. Her gün farklı sevgili yapar bi ge.. gece sonra ne hikmetse başka biriyle sevgili olurdu.

Seyranın duydukları karşısında beynine kan sıçramıştı. Bir de yolda niye güvenmedim ak pak çocuk işte diyip kendine kızmıştı. Karşısındaki göz yaşları dökülen Ferit'e baktıkça sinir kat sayısı artıyordu. Ablasının eline uzanıp elindeki içkiyi tek dikişte bitirdi. Ferit' e olan sinirini boğazından geçerken yakan alkolle yok etmeye çalıştı. Birinci bardak, ikinci bardak, üçüncü bardak...
.................
Ferit sarhoş bir şekilde kucağında uyuyan Seyran'a baktı. Seyran'ı odasına kadar kollarında taşıyıp yatağa bıraktı. Seyranın odasını inceledi. Sonra Seyrana baktı. Seyranın dudaklarından iki kelime döküldü.

"Zorlama, olmaz"

Ferit odadan ayrıldı, gözlerindeki tuzlu suyla, elleri cebinde düşündü... Olmazdı, Seyran iyi o kötüydü, Seyran barış, o savaştı, Seyran neşe o hazandı, Seyran gündüz o geceydi...
Halil amcanın bahçesinden gelen sese kulak verdi.

"Seni sordum dalgalara,
Güneş battı, seni vurdu gölgelere,
Yazık, çok yazık sensizlik,
Yine kördüğüm oldum yine, kahretsin"

Ferit sahile koştu, kendini denizin soğuk suyuna bıraktı...

"Dayanamam ben bu son gidişine,
Alışamadım sensizliğe,
Garip olurum hazan gecelere,
Karışamadım bu son gidişine.."

Merhaba arkadaşlar bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum... Farkındayım çok beklettim ama bu hafta çok yoğundum bu sebeple gecikti...
Gelecek bölüm emojilerimiz:🐚☀️🎂🧩 Sizleri çok seviyorum 🫶

Kumsal (Seyfer)Where stories live. Discover now