HELÖÖ! naber? gördüğünüz üzere yarım bırakacağım bir kitapla geri döndüm, her zaman olduğu gibi yine ve yine sizlere uyarımı yapayım;
oy ve yorum yapmayı unutmayın, kitapla ilgili fikirlerinizi ve görüşlerinizi yazmayı ihmal ETMEYİN!
her zaman olduğu gibi fikirlerinizi önemsiyorum
he he...
neyseeee, o halde 'Haydi yalah' diyor ve sizi kurgumla baş başa bırakıyorum.
BAYS!
--------------------------
Ona doğru hızlı adımlar ile ilerliyordum ki bir el sertçe kolumu kavradı, tek kolumu kurtarmaya çalışırken ikinciyi de yakalamıştı. Hayır, hayır, hayır bunu göremezdim! gözlerimin önünde katledilmesine göz yumamazdım!
Durmalıydı, durmalıydılar. Öç bu şekilde alınmazdı ki!
''SEDAT DUR! YAPMA,BIRAK ONU''
fakat o bu yakarışıma karşılık sadece gülmüştü
''Onu bana ihanet etmeden önce düşünecektin, prenses'' lafını bitirmesi ile dizinin üstüne çökmüş olan Emirin kafasına bir kurşun yemesi bir oldu.
''HAYIR!''
Bitmişti işte her şey bu kadardı...
Seyirciler gözü yaşlı bir şekilde bizi izlerken salonda büyük bir alkış sesi duyuldu. Tabi bazıları bana 'bu hikaye neden mutlu sonla bitmedi' dercesine bakıyordu
ne yapabilirim bu da benim tarzımdı yazdığım hiçbir senaryo mutlu sonla bitmezdi, mutlu sonlar fazla sıradandı, ve ben sıradan bir yazar değildim. yazdığım hemen hemen her senaryoda; ya herkes ölür, ya baş rol ölür, ya da hiçbir zaman kavuşamazlardı...
Çünkü ben senaryolarımda sizlere bir peri masalı anlatmam, istesem de anlatamam zaten. Evet yazdığım şeyler doğa üstü olabilirdi ama her kurgumda en sevdiğim dizinin mottosu vardı
: dünya zalim bir yerdir...
tanıdık geldi mi chat?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Pies'ler (lezbien)
Teen FictionDudaklarım dudaklarına kapanmış şehvetle haykırıyorlardı. Kan kırmızısı gözlerinde ruhumdaki boşlukları dolduruyordum adeta, dudaklarını dudaklarımdan zorlukla ayırmış ve içinde dönen fırtınayı sesine yansıtmıştı; ''Eylül, yapma...'' Söyleyeceklerin...