12. Avukat

3.9K 313 236
                                    

Hyunjin'e her gün bir yemek tarifi öğretiyordum. İşimi yaparken o da arkamdan belime sarılıp başını omzuma koyuyordu ve beni izliyordu. Arada bir doğradığım şeylerden ağzına atıyordum.

Bugün Samgye-tang yapmaya karar verdim. Canı tavuklu bir şeyler çekmişti.
(Kore'ye özgü Ginsengli Tavuk Çorbası.)

Yemeği hazırlayınca pirinci lapa makinesine koyup süresini ayarladım. O da daha önce hiç kullanmadığı makineyi benimle öğreniyordu.

Yemeklerin biraz daha pişmesini beklerken "Dünkü çarşaflarımızı ne yaptın?" dedim.

"Kirli sepetinde, temizlikçiler yarın gelir." demesiyle banyoya yürüdüm. Çarşafları makineye atıp ayarlamayı yaptıktan sonra deterjanı da nereye ne kadar dökeceğini gösterdim.

"Daebak, çok basitmiş... Bunları nereden öğrendin?"

"Üniversitede yurtta kaldığım dönem öğrendim. Yemek yapmayı da annemle çok vakit geçirdiğim için biliyorum. Küçük evimizde yapacak başka bir şey de yoktu zaten."

Tavuk kokusu gelince birbirimize baktık: "YEMEK!"

Hemen mutfağa gittik, şanslıydık ki yanmamıştı. Ben lapaları kaseye koyarken Hyunjin de sıcak tencereyi ortaya koydu.
"Mm Felix çabuk gel, canım çekiyor."

Oturup yemeğe dalmıştık. Bu kadar kısa sürede koca tencereyi nasıl bitirdiğimizi sorguladık. "Sabah kahvaltı yapmadık ya, ondan acıktık sanırım."

"Hahaha evet..."


🐱🐱🐱


Ertesi günü annemin yanında geçirdik. Daha da toparlanmış görünüyordu. Doktorla konuşmaya çıkınca o soru geldi:
"Belediyeden randevu aldınız mı?"

Tam cevap verecektim ki Hyunjin lafa girdi. "Direkt özel dava açacağız. Devlette dilekçe sonucunu beklemek istemiyoruz. Annemiz için endişeleniyoruz."

Doktor başıyla onayladıktan sonra "Annenizin yaraları genel anlamda iyileşti. Bazıları derin olduğu için hâlâ pansuman yapılması gerekiyor." dedi.

"Ne kadar süre daha burada kalması gerekiyor?" demesiyle Hyunjin'e dönüp gülümsedim. İkidir benim yerime konuşması onun iyi bir sahip olduğunu gösterirdi.

"Birkaç güne taburcu olur." deyince eğilip teşekkür ettik ve odasından çıktık.

Hyunjin yol boyunca elimi tutmuştu. Dışarıda olsak bile çok umursamıyordum, o da kimseyi takmıyordu. "Size ev bulmalıyız Felix."

Elini kendime çektim ve onu durdurdum. "Düşündüğüm şeyi yapmayacaksın değil mi?"

"Ne?" dedi her şey normalmiş gibi.

"Hyunjin bunu kabul etmeyeceğim. Şimdiden haberin olsun." dememle beni köşedeki odaya çekti, kapıyı üstümüze kapattı.

"Ya! Delirdin mi? Burası malzeme odası. Biri gelip görebilir, bırak beni!"

Hyunjin belimi tutmaya devam etti.
"Gözlerime bak Felix."

Oda karanlıktı, sadece kapının üstündeki camdan içeriye hafif bir ışık giriyordu. Bakışlarımı iri gözlerine çevirdim.

"15 yaşımdan beri ilk defa hayatıma birilerini dahil ediyorum. Sana değer veriyorum, annene de değer veriyorum. Babanı görmedim ama anlattığına göre benim babamdan farksız biriymiş. O evde artık yaşamanızı istemiyorum. Zaten paramı çarçur ediyorum, sen gördün yaşam tarzımı. İzin ver size güzel bir ev ayarlayayım, annene huzuru yaşatayım."

Hyunjin bunları söylerken ben mimiklerini izliyordum. Ciddi bir yüz ifadesi olmasına rağmen gözüme tatlı geliyordu, endişelenmiş görünüyordu. Ama yine de ev almak çok fazlaydı. "Sen bu yaşına kadar nasıl dolandırılmadın? Çok iyi niyetlisin."

"Senin gözlerine bakınca masumiyet görüyorum Felix... Yeni tanıştık, her şey çok hızlı ilerledi farkındayım ama sana güveniyorum." deyip alnımı öptü.

"Tabii ki paramı kötü niyetle kullanmak isteyen insanlarla tanıştım ama hiçbirine izin vermedim. Senin yanında iyi olduğuma bakma, dışarıda sert bir üslubum var." derken saçlarımla oynuyordu.

"Şimdi düşününce, Hyuna ile konuştuğun ilk gün o sert halini hafif hissetmiştim." deyip güldüm.

"Heh işte, sen yanıma direkt kedim olarak geldiğin için pek göremedin. Zaten o yüzden böyle tanışmamıza daha çok seviniyorum. Bence diğer halimden hoşlanmazdın..."

Elimi yüzüne getirdim. "Bence hoşlanırdım. Çünkü özünde çok iyi birisin..." deyip dudaklarını öptüm.

Birkaç dakika karanlıkta öpüştükten sonra hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıktık ve üstümüzü başımızı düzelttik. Hyunjin hemen ciddi haline dönüyordu, benim ise sürekli gülesim geliyordu.


🐱🐱🐱


Hukuk bürosuna giderken deli gibi yağmur yağmıştı, oraya vardığımızda durmuştu. Hyunjin'in avukatının ofisine çıktık.

Camdan dışarıyı izlerken onu inceledim. Gayet sade ama şık bir giyimi vardı, odası da tarzıyla uyuşuyordu.

"Merhaba Bay Kim."

"Hoş geldiniz Bay Hwang!" dedi ve bizi masasıyla aynı renk deri koltuklara oturttu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Hoş geldiniz Bay Hwang!" dedi ve bizi masasıyla aynı renk deri koltuklara oturttu. Sekreterden 3 kahve istedikten sonra karşımızdaki koltuğa geçti.

"Tanıdığınız boşanma avukatı var mı?" sorusunu duyunca bir bana baktı, bir Hyunjin'e.

"Evlendiğinizi bilmiyordum Bay Hwang. Neden boşanmak istiyorsunuz?" demesiyle gülmeye başladık.

"Bizim için değil, Felix'in annesi için." deyip ellerimi tuttu. Bu sırada kahveler geldi, kadın yanımıza gelip ortadaki büyük masaya bıraktıktan sonra başını eğdi ve geri çıktı.

"Tanıdığım birkaç iyi avukat var. Boşanmak istemesinin sebebi nedir?"

"Şiddet."

"Hmm, bunun için en uygun kişiyi biliyorum." dedi ve telefonunu alıp cam kenarına gitti. Heyecanlanınca Hyunjin'in koluna sarıldım.

"Alo? Ahn Hyejin? Merhaba, ben Avukat Kim Namjoon. Müvekkilim bir boşanma davası açmak istiyor. Senin uygun olduğunu düşündüm. İlgilenmek ister misin?"

Telefondaki sesi dinledikten sonra avukat bizim mutlu halimizi gördü ve "Hayır uzlaşmaya gitmek istediklerini düşünmüyorum." dedi, hemen ardından başımızı salladık. Onayımızı alınca cama geri döndü. "Tamamdır, tamamdır. Yarın 10'da. Peki."

Telefonu kapatıp yanımıza geldi. Annemin şu an hastanede olduğunu söylememizle "Oh! Öyle mi? Dışarı birkaç saatliğine çıkabilir mi? Yoksa randevuyu erteleyelim." dedi.

Hyunjin anneme sorup geri dönüş yapacağımızı söyledi. "Siz nasıl isterseniz Bay Hwang. Darp raporu da almayı unutmayın."



🐱🐱🐱

Catboy | Hyunlix +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin