(Medyada Ece ve Dilruba'nın yaralandıkları anki durumları var..)
Dilruba ile ölümüne eğleniyoruz. İçki, dans, müzik daha ne olsun. Tabi o fazla içemiyor hanfendinin midesi bulanıyormuş. Neyse yıkıyoruz ortalığı. Dilruba beni omzuna aldı. Merak etmeyin hafifimdir. Şapkamı attım ortaya. Düşünün nasıl çoşuyoruz. Çalan müziğin adını öğrenmek için Dilruba'nın omzundan indim ve çantamdan telefonu almak için masaya doğru koştum.
Telefonu alıp geri döndüğümde Dilruba ortada yoktu. Birden kaybolması hiç hayra alamet değildi. Dilruba diye sesleniyordum fakat beni duyması imkansız müzik son ses. Nerdesin Dilruba nerdesin?!. Napıcam şimdi??.
İlk olarak tuvalete baktım. Çok fazla dans ettik miğdesi bulanmış olabilir diye, yoktu. Başka nerede olabilir ki? Tam dışarı çıkıyordum ki arkamdan biri ağzımı kapadı ve bir pamuk koklattı.
...
DİLRUBA'NIN AĞZINDAN
Gözlerimi açtığımda etraf karanlıktı, çok net olmasa da az bişey görebiliyordum çevreyi. Etraf şarap şişeleriyle doluydu. Evet muhtemelen burası bir şarap mahseni. Zemin soğuk ve sertti. Sırtım fena ağrıyordu. Sanki omurgam yerinden çıkacakmış gibi.. Ben etrafı incelerken az ileride boylu boyunca yerde uzanan birini gördüm. Ece mi o? Muhtemelen Eceydi. Ellerimiz ayaklarımız bağlı bir şekilde hapsedilmiştik bu lanet yere. Yerde sürünerek onun yanına yanaştım.
-Ece.. Ece uyan!.
+Hı.. diye inledi yattığı yerden.
-Ece iyi misin?. Hadi kalk..
Yavaşça doğruldu.
+Nerdeyiz biz??.
-Bilmiyorum ama birileri bizi buraya tıktı.
ECE'NİN AĞZINDAN
Uyandığımda başım çatlıyormuş gibiydi. Sanki birisi beynime çivi çakıyordu. Her yer karanlıktı. Depo gibi bir yerdeydik. Ellerimiz ayaklarımız bağlıydı. Kim yapmış olabilir ki bunu?!. Aklıma tek birşey geliyor. Berenlerde aradığımız numaradaki adamlar. Onlar olamaz değil mi?!? Yok yok bulamazlar bizi ya.. İmkansızz!!
+Dilrubaaa!!. Bizi buraya kimin hapsettiğini biliyorum galiba..
-Kimm?!! Söylesene çatlatma insanı..
+O gün aradığımız adamlar.. Hani telefonda bayağı işlettik yaa..
-Saçmalama Ece nasıl bulsunlar bizi..
+E o zaman bunu bize kim yaptı??.
Derken kapı aralandı. Göz ağrıtıcı bir ışık önünde iki çift bacak karşımızda..
-Görünüşe göre hanımlar uyanmış.. dedi biri. Yansıyan ışık yüzünden yüzleri görünmüyor.
+Kimsiniz siz, ne istiyorsunuz bizden!!? Neden bizi buraya kapattınızz?!?!. dedi Dilruba.+Sakin ol küçük hanım. Daha uzun süre buradasınız. Sizi bulacağımızı söylemiştik. dedi öbürü. Şimdi sızlanmayı kesin de birşeyler zıkkımlanın. diye bağırdı. Adamı bir tepsi yiyecek bıraktı yanımıza. At suratlı bir adam. Tövbe tövbe.
-Ne bağrıyosun be sağır mı var karşında!!. dedim. Tam bir öküz bunlar.
+Siz herhalde halâ kiminle uğraştığınızı bilmiyorsunuz küçük hanım!.. Yakında öğrenirsiniz merak etmeyin! dedi diğeri. Çok cool bir şekilde arkalarını dönüp gittiler. Adamları ellerimizi çözdüler ardından biz de birkaç lokma yedik. Açız oloom!!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Bozuntuları
Teen FictionGözlerimi açtığımda etraf zifiri karanlıktı . Kesinlikle burda bir pencere yoktu .Zeminde ne bir halı vardı , nede ona benzer birşey . Başımın ağrısıyla yattığım yerden yavaşca kalktım . Sırtımdaki kemik yerinden çıkacak gibi ağrıyordu . Buranın ne...