(medyaya öldm)
kışın ders var diye yazamiyordum simdi götüm eriyor diye yazamiyorumaaaa
neeeyyse halletmeye calisicaz, 2025e girmeden bitecek bu 30 bölümlük fic!!!
iyi okumalaarr💗💗
*
bu zamana kadar hayatı hep pürüzlü ilerlemişti, jeongguk'un. eşcinsel olduğu için onu evden atan eskort annesi ve ona kıyamadığı için yetimhaneye bırakan babası ile en son yıllar görüşmüştü. aile sevgisi hissedemeyerek, doğru düzgün bir aileye sahip olmadan yaşamıştı hayatı boyunca. çok acı vericiydi bu tabii, on dört yaşında bir çocuk için.
daha on dört yaşında yetimhaneye bırakılmamış gibi annesi yetimhane müdürünü ayartıp, sonrasında siktir olup gittiği için on altı yaşına kadar şiddet gördü sikik müdürden. güya intikam için dayak yediği adam, bir süre sonra eşyalarına zarar vermeye başladı ve on yedi yaşında telefonu kırıldığı için birkaç ay önce iyi bir aileye verilmiş jimin hyungu ile iletişimleri kesilmek zorunda kaldı.
on sekizine bastığında ve müdür onu yaka paça sokağa attığında yalvararak geri döndü yetimhaneye, çalışmak karşılığında. yurttaki yatakları o düzenliyor, yeni gelmiş çocuklarla ilgileniyor ve bunları yaparken para dahi almıyordu ki karşısına taehyung çıktı. onu nasıl buldu, neden almak istedi bilmiyordu fakat bunları düşünmek de istemiyordu. sadece şu ana odaklanmak istiyordu. şu ana, ne hissettiğine.
birkaç saat öncesinde hoseok ve seokjin hyungu tarafından fotoğrafı çekilecekken çıkan ufak gürültü yüzünden uyanıvermiş, elini yüzünü yıkayıp, kahvaltıya inmişti. eğlenceli geçen kahvaltı faslından sonraki saatler tıpkı şimdi olduğu gibi çok sıkıcıydı. neyse ki hoseok akıllıydı ve bir plan bulmuştu bile.
"hayır diyorum hoseok, uzatma."
seokjin, sinirle karşısındaki oğlana cevap yetiştirirken oğlan onu umursamıyordu. sahile gitmek ve biraz olsun temiz hava almak, kafa dağıtmak istiyordu. üstelik jeongguk da geleli iki gün olmasına rağmen sıkılmıştı, onu da gezdirmek istiyordu!
"omuzlarını kırdırtma bana oğlum, laf dinle. otur oturduğun yerde."
"oturamam, kurt var." diye söylendikten sonra el hareketi çekip, odadan çıktı hoseok. merdivenlerden hızlıca inerken jeongguk'a sesleniyordu ki sesleri duyan jeongguk, uzandığı koltuktan kalkarak ne olduğunu sordu.
"hadi git hazırlan, sahile gidiyoruz."
sevinçle olduğu yerde zıplamaya başlayan jeongguk, ne giyeceğini düşünmeye başladığında hoseok onu odasına yolladı. odasına giderken seokjin ile karşılaştı jeongguk ve heyecanını onunla paylaşmak adına konuştu.
"seokjin hyung, hadi çabuk hazırlan sahile gidiyormuşuz. aman tanrı'm, o kadar mutluyum ki hyung, senelerdir o yerde kapalı kalmıştım ve şimdi dışarı çıkacak olmak heyecanımı kabartıyor! sence pantolon üstüne tişört mü giymeliyim, şort üstüne tişört mü?"
seokjin bakışlarını jeongguk'un dolu dolu bakan gözlerine çevirdi. öyle masum ve güzel bakıyordu ki içi gitti, sesini çıkaramadı ve onun sırtını patpatlayarak, "akşam sahil serin olur, pantolon giy." diyerek yanından ayrıldı. aşağı kattaki odasına giderken cebinden telefonunu çıkardı ve taehyung'a mesaj attıı.
-
seokjin × taehyung
seokjin:
ssttnaber la
taehyung:
yorgun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
orphanage - taekook
Fanfictiontüm vücudunu saran, kısacık pijamalarını yırtmak isterdim. [yaş farkı, silah satıcılığı, gay] 24.08.23