Sabah hep beraber kahvaltı ettikten sonra, babaannem yine bir akrabasına oturmaya gitmişti. Evde tek başıma televizyon izliyordum. Ta ki kapı çalana kadar.
Tavşanlı puf terliklerimle ağır ağır kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda Necla teyzeyi beklemiyordum. Elinde bir poşetle, bana gülümseyerek bakıyordu.
"Buyur Necla teyze?"
"Merhaba canım, nasılsın?" derken içeri girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
"Hoş geldin Necla teyze." Üzerindeki yeleği ilikleyerek salona geçti. "Vallahi hoş buldum canım. Nasılsın, ne yapıyorsun?" dedi.
"İyiyim vallahi, siz ne yapıyorsunuz?" Koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attı.
"Ne yapayım ben de… Babaannene azıcık kuşburnu getirmiştim. Babaannen nerede?"
"Babaannem Ayfer teyzeye gitti," dedim. Kaşlarını havaya kaldırdı.
"He?" dedi, inanamamış gibi.
"Vallahi," dedim ben de.Gözlerini daha çok açarak, "Ayfer'in yanına mı?" diye tekrar sordu.
"Çaya çağırmış."
"Ne işi varmış Meltem’in? Gide gide Ayfer'in yanına mı gitmiş?"
"Gitti vallahi, sabahtan beri orada."
"Ama ben dedim zaten, benim kalbim temiz. O yüzden kuşburnu getirmiştim."
"Aa, ne gerek vardı?"
"Hayır kızım, senin babaannen kem gözlü, fitne olduğu için gözü kalmasın di–"
Kıkırdamamı tutamadım."Neye gülüyorsun?"
Başımı hayır anlamında salladım."Senin babaannene biraz kuşburnu, bir de dün yaptığım böreği getirdim. Tabak sizin sonuçta, boş göndermek olmaz," dedi.
"Ay sağ olun, eksik olmayın."
"Ay ben her zaman yapar getiririm. Oturayım biraz daha." Allah’ım, kurtar beni...
"Babaannem yok evde, aslında–""Ay olsun, beş dakika daha oturayım."
"Otur teyzem, otur." Oturduğu koltuğa iyice yayıldı.
"E senin yok mu kısmetin, mistenin?"
Karşısına oturdum.
"Yok vallahi ya, nereden olacak?""Ne yapıyorsun sen?"
"Aynı işte, işten eve, evden işe."
"İşin var, elinde." Bu kadın neden tekrar ediyor beni?
"Evet.""Erkek falan kimse yok mu hayatında?" Allah Allah…
"Yok teyzeciğim."
Gülümsedi, başını salladı.
"Tabii, bizim zamanımızda ben öyle ince belli, öyle güzel bir kadındım ki… Beni hemen havada kaparlardı.""Yaa, kesin öyledir."
Gözleriyle beni baştan aşağı süzdü.
"Bakıldığı zaman sana çok da… ne yapsalar… Gerçi bir şey yapsalar da olmaz da sana."
Kaşlarımı çattım. Ayıp. Ayıp ama yani."Aa, niye öyle diyorsun?"
Hemen oturuşumu düzelttim.Tekrar süzdü beni.
"Yani böyle baktığın zaman, sanki biraz şeysin… kartlık var sende. Kart olmuşsun biraz."
Saygını bozma Doğa."Teyzecim, ne diyorsun sen?"
"Ben gençken, beni hemen havada kaptı enişten."
Göz devirdim.
"Kesin öyledir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN BAĞI: İHANETİN GÖLGESİNDE
Roman d'amourDoğa adlı bir karakterin geçmişindeki travmalar ve babasından gördüğü psikolojik şiddetle şekillenen bir hikayeyi anlatıyor. Aynı zamanda, Doğa'nın babasının sağ kolu olan Kartal Kırca da önemli bir rol oynuyor. Yalanlar, cinayetler ve hayallerin ya...