BOY WITH LUV • TAEKOOK ✓

7

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Sokağın başında beklerken, Taehyung'un aracı yavaşlayarak önümde durmuştu.

Plakadan onun olduğu anlasam bile, camı açarak araca binmem için işaret verdiğinde yavaşça kapıya uzanıp açtım.

"Merhaba." diye mırıldandım araladığım kapıdan eğilerek ona bakarken. "Merhaba, binsene."

Başımı sallayarak yavaşça araca kuruldum ve kapıyı çekerek kapattım usulca. "Ne yapıyoruz?" diye sordu hemen.

"Şey bilmem ki..." Emniyet kemerimi tutarak ona çekinceyle baktığımda dudaklarının iki kenarı yukarıya doğru büküldü.

"Lotte World'e gidelim mi?"

"Alışveriş merkezine mi?" diye sorduğumda başını olumlu anlamda salladı. Tek eli direksiyona abanmış bir şekilde dururken üst gövdesini bana çevirecek şekilde döndürmüştü.

"Hem AVM hem eğlence merkezi, hem açık ve kapalı alanlara sahip büyük tema parkı. Akvaryum lunapark ne ararsan var."

"Duymuştum ama hiç gitmedim o AVM'ye daha önce biliyor musun." Ağzı açıldı. "Ciddi misin?"

Başımı olumlu anlamda salladım. "Vaktim yoktu, hem gitmek için bir arkadaşım da yok ki. Biliyorsun sınıfta kimse benimle konuşmuyor."

Uzanıp gözlerime giren saç tutamımı uzun parmaklarının uçlarıyla hafifçe geriye doğru iteklediğinde heyecandan nefesimi sesli bir şekilde yuttum.

"Ben varım." dediğinde gözlerim doldu. "Biz arkadaş sayılırız, öyle değil mi?" diye devam ettiğinde yanağımın içini kemirerek gülümsedim. "Öyle miyiz?"

"Öyleyiz öyleyiz." diyerek bana göz kırptıktan sonra parmaklarını saçlarımın arasından çekip arkasına yaslandı.

"Eh bu durumda Lotte World'e kesin gidiyoruz o zaman? Oradaki korku evine de girer miyiz akvaryumdan çıktıktan sonra?"

Ben korkarım demek istesem de, onun yanımda olacağı ve birlikte vakit geçirme şansımızın olduğu gerçeğiyle sesimi çıkarmak yerine hevesle başımı onu onaylarcasına salladım.

-

Taehyung ile AVM'ye girince bir kafeye geçip kahve ve mozaik dilim pastalardan almıştık. Onun karşısında bir şey yiyip içmek, karşısında oturmak bile beni deli gibi heyecanlandırıyordu.

Avuçlarım durmadan terliyordu ve sürekli pantolonuma silmek durumunda kalıyordum. Kahve ve pastanın parasını Taehyung ödemişti ve ben para çıkarmama rağmen alır gibi yapıp cebime geri tıkıştırmış, kartla temassız ödeme yapmıştı.

"Limonata ısmarlayayım mı sana Taehyung? Ya da portakal suyu?" Taehyung sigarasını içerek gözlerini kısıp bana baktı.

"Sen hâlâ orada mısın Jungkook? Kahveyi yeni içtim, hayatta bir şey içmem." dedi ve sigarasını çevirerek dudaklarına almadan önce, "Sigaradan başka." diye belirtti.

Sigarayı dudakları arasına yerleştirip içerken, arkasına iyice yaslandı ve dirseğini sandalyenin kolçağına dayadı.

Kolunu kaldırıp dudaklarının arasından ayırdığı sigarasının külünü kül tablasına doğru hafifçe parmağıyla dürterek attırdı. Dumanı havaya doğru üflerken, "İlk buluşma teklifini eden bendim, seni buraya da getiren bendim, bu durumda ödeme yapmana izin veremezdim."

"Ama ama ama..."

Gülümseyerek sigara olmayan eliyle uzanıp yanağımdan makas aldı. Parmaklarının o yumuşak dokunuşuyla kalbim depar atmaya başladığında, dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırdım.