Palyaço telefon çalıyordu. Bu acil durum demekti. Hemen ayağı kalktık. Telefonu açan her zamanki gibi Blossom'du. Yine o açtı. Bay başkan şehir merkezine mavi renkli devasa bir kara ejderinin saldırdığını söyledi. Hemen Camdan atlayıp uçarak şehir merkezine geldik. Blossom bizi plan yapmamızda uyarmıştı. Ama Buttercup sanki bu sözün anlamını bilmiyordu. Kara ejderine Kafa göz saldırdı. Normalde Buttercup'ın saldırmasında sonra bizde bir iki tekme atıp canavarı evine yollardık. Ama bu sefer farklıydı. Buttercup kara ejderinin tek bir kuyruk darbesiyle yere yığıldı. Ben Buttercup'ın yanına giderken Blossom kara ejderini oyalamaya başladı. Buttercup asla pes etmezdi ve etmedi. Daha yanına varmadan kalkıp Blossom'a ''İki yönlü darbeee!'' diye bağırdı. Blossom'la birlikte kara ejderinin etrafında hızlı bir şekilde dönüp onu yumrukluyorlardı. Bunun kara ejderini durdurabileceğini zannetmiyordum. Hemen bir plan buldum ve dap dağınık olan caddeden kopmuş elektrik kablolarını ejderin ayağına doladım. Blossom ve Buttercup ''iki yünlü darbe'' hareketlerine devam ederken bende aşağıdan ayaklarının birine vurup dengesini dağıttım ve kara ejderi yere düştü. Blossom ve Buttercup fazla zaman kaybetmeden kara ejderini denize doğru fırlattılar.
Townsville şehrini bir kez daha kurtarmıştık. Ve şimdi eve profesörün yanına dönme vaktimiz gelmişti. Muhtemelen akşam yemeğine geç kalacaktık. Ama bu alışılmadık bir durum değildi. Townsville'i kurtarmaktan hep geç kalırdık zaten.
Eve vardığımızda profesör ''Nerede kaldınız ? Sizi bekledim. Çabuk ellerinizi yıkayıp masaya gelin. Yemekler biraz soğudu ama olsun. Hadi çabuk olun!'' gibi laflarla karşıladı. Hemen ellerimi yıkamaya gittim. Buttercup ellerini yıkamamıştı - hiç bir zaman yıkamıyordu zaten - ve bu beni rahatsız ediyordu. Ama profesöre söylememiştim. Çünkü ispiyoncu insanlardan kimse hoşlanmazdı. Bu okulda öğrendiğim ilk şeydi.
Blossom ve Buttercup yemek boyunca kara ejderini nasıl patakladıklarından konuşuyorlardı. Sadece kendilerinden bahsediyorlardı. Hep kendilerini övüyorlardı. Ama tüm o kargaşada o canavarı yenen aslında bendim. Profesör ''Eminim Bubbles'ta size çok yardımcı olmuştur kızlar.'' dedi. Buttercup ''Hayır o hiç bir şey yapmadı. Kara ejderini Blossom'la ''İki yönlü darbe'' hareketimizle alt üst ettik. Bubbles sadece izledi.'' diye konuşmaya daldı. Ama kara ejderini yenen bendim . Blossom ve Buttercup ile birlikte tabi. Ama Buttercup bunu bilmiyordu. Ona söyledim. ''Siz kara ejderini oyalarken ben yere dağılan elektrik kablolarını onun ayağına doladım, ardından ayağına vurarak yere düşmesini sağladım. Ve sonunda Townsville'i tekrar kurtardık. Yani bende yardım ettim sadece siz görmedi... Buttercup ''Hadi ordan be.'' diyerek lafımı böldü ve bana yalancı olduğumu söyledi. Bana ''yalancı'' demesinden hemen sonra masadan hızlıca kalkıp yatağıma kaçtım.
Yatakta ağlarken bir ses duydum. Profesörün sesine benziyordu. Dinledim. Profesör ''Buttercup bu yaptığın hiç iyi bir davranış değildi. Eminim Bubbles'ta size yardım etmiştir. Ve ona yalancı demen muhtemelen onu üzmüştür. Bence ondan özür dilemelisin.'' dedi. Buttercup'ın ''Tamam yaa.'' dediğini duydum. Ve daha başka bir konuşma gerçekleşmedi.
Bir kaç dakika sonra Buttercup yanıma geldi ve özür dilediğini söyledi. Alaycı bir ses tonuyla ''Eminim yardım etmişsindir.'' dedi. Bende o sırada patladım. Ne dediklerimi hatırlamıyorum ama Buttercup'ın beğenmedim tüm davranışlarını sıraladım.
Sinirimin etkisinden kurtulduğumda Buttercup. ''Özür dilerim, bu davranışlarımın seni rahatsız ettiğini bilmiyorum.'' dedi. İlk defa Buttercup'ı böyle görüyordum. Ona çok kötü şeyler söylemiştim. Ve bildiğim bir şey varsa oda şimdi özür dileme sırası bendeydi.
''Özür dilerim Buttercup... Hassasım... Biliyorsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Powerpuff Girl Bubbles
FanfictionPowerpuff Girls ekibinden Bubbles'ı hepiniz biliyorsunuzdur. Blossom ve Buttercup ile birlikte harika işler çıkarıp Townsville şehrini kötü canavarlardan korurlardı. Blossom lider bir kız. Buttercup sert bir kız. Bubbles ise mutlu bir kızdı. Ama ci...