başlamadan hemen öncesinde birazdan okuyacağınız bölümlerin tamamının twitter'da yazdığım sosyal medya ausunun bir kesiti olduğunu ancak tek başına da okunabileceğinin uyarısını yapmak isterim!! iyi okumalar
—
"jaemin yavaş!" diye sızlandı jeno, kendisini bileğinden tutup çekiştiren çocuğun aceleci hareketlerine karşılık gözlerini devirdi ve kapının anahtarının kendisinde olmasıyla birlikte kapıya kadar kendisini sürüklemesini bekledikten sonra durduklarında kapıyı açması için elini bırakan çocuğa omuz atarak kapının önünden çekilmesini sağladı.
maç biter bitmez sanki kazanan ve kutlama yapması gerekenler kendileri değilmiş kendisini jaemin'in johnny'den aldığı ne zaman aldığımı bilmediği arabasında bulmuştu.
"hadi güzelim acele et biraz." dedi jaemin, ses tonu neredeyse yalvarırcasına çıktığından önündeki çocuğa ne kadar ihtiyacı olduğu belki oluyordu.
anahtarını kapı deliğine geçirdiği sırada duyduğu sesle birlikte kafasını çevirdi ve gün içinde kaçıncı defa olduğunu saymadan yeniden göz devirdiği sırada sırtını kapıya çarparken buldu jeno, ardından dudaklarını örten dolgun dudaklarla birlikte gözleri kapanırken anahtarın beceriksizce çevrilip kilidin açıldığını duydu.
jaemin kollarının arasındaki bedeni bırakmak istemediğinden ellerini bacaklarına yerleştirip kucağına alacağı sırada elinin üstündeki ellerle duraksadı ve kendisini durduran çocuğa merakla bakarken yutkundu.
"jaemin biraz daha yangından mal kaçırır gibi davranırsan kapıyı üstüne kilitleyip gidip uyuyacağım anlıyorsun değil mi beni?" diye uyardı jeno, gözlerinin içine bakan çocuğun yanaklarına ellerini koyup dudaklarını kısa bir süreliğine geri birleştirdikten sonra dudaklarına bıraktığı sesli öpücükten sonra geri çekilirken yüzüne etkilenmişçesine bakan çocuğun kafasını salladığını gördü.
kendisini azarlarcasına konuşması saçma bir şekilde etkilenmesine sebep olduğundan yutkundu jaemin ve kendisini yönlendiren çocuğa ses çıkarmadan peşinden ilerlemeye koyuldu. nasıl olsa uzun bir süredir bu anı bekliyordu ve biraz daha sabredebilirdi.
aldığı uyarıdan sonra ses çıkarmadan merdivenleri çıkan çocuğun peşinden ilerledi jaemin, kendisini tanıdık odaya yaklaştıran her bir adımda nefesinin daraldığını hissediyordu. jeno elini kapı koluna attığında gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.
"gözlerini aç." diye mırıldandı jeno yüzüne yayılan sırıtışla birlikte jaemin'in önünde durduktan sonra kollarını kendisinden uzun olanın ensesinde kavuşturarak yüzünü seyretmeye başladı.
jaemin yine söylediklerine boyun eğerek gözlerini araladı ve yüzünü izlediğini gördüğümde utandığımı hissederek yutkundu. kendisine neden bu kadar çabuk boyun eğiyordu bilmiyordu, sanki canını vermesini istese anında yapacak kıvama gelmişti ve bu durumdan nasıl kurtulacağı hakkında en ufak bir fikrinin olmaması sinirini bozuyordu.
"seni istiyorum." diye mırıldandı jeno, kendisinden uzun olanın hala konuşmadığını gördüğünde, biraz önce sabırsız olan çocuğun nasıl tek bir sözüyle bu hale gelebildiğini aklı almıyordu.
"sabırsızsın sanki biraz." dedi jaemin, sırıtarak ellerini önündeki çocuğun beline indirdi ve yüzüne bakmayı sürdürürken yüz ifadesinin değiştiğini söylediklerinden utanarak yanaklarının kızardığını gördü.
gördüğü manzara sırıtışının genişlemesini sağlarken belini serbest bırakarak yatağın ucuna oturduktan sonra hala kafası karışmış bir şekilde kendisine bakan çocuğun da oturması için eliyle dizini pat patlayarak kucağını işaret etti.