"Anlıyorum. Lâkin okulumuzda sorunlu öğrenci istemiyoruz. Bilirsiniz, sorunlu öğrenci sorun yaratır." Müdür kararlı bit tavırla sırtını oldukça rahat görünen deri koltuğuna yasladı.
"Evet evet, farkındayız. Bu yüzden Jennie'nin babası size küçük bir hediye yolladı." Dedi takım elbiseli adam. Elindeki çantayı dikkatlice masaya koydu ve çantayı yavaşca açtı. Ardından çantayı müdüre döndürerek paranın miktarını söyledi.
"900.000.000 won."
(900.000.000 won = 687.539,86 dolar)Koltuğundaki rahatı şaşkınlığı ile bozulan müdür, parlayan gözlerle para dolu çantaya baktı. Bir süre takım elbiseli adamı ve yanındaki Jennie isimli kızı süzdü. Bu sırada Jennie'nin gözü, müdürün çok değerli görünen altın sarısı tükenmez kalemine takıldı. Müdür bunu umursamadı ve kapıdaki görevli öğrenciye seslendi.
"Yeni öğrencimiz Jennie'ye sınıfına kadar eşlik edin lütfen."
~
"Babam gelmeyecek mi?"
"Maalesef, küçük hanım. Biliyorsunuz babanız çok meşgu-"
"Biliyorum, biliyorum. Aynı şiiri okuma artık bana." diye çıkıştı genç kız. "Artık gidebilirsin."
"Yeni okulunuzda iyi günler dilerim, küçük hanım." Takım elbiseli adam saygıyla kıza doğru eğildi ve oradan uzaklaştı. Jennie oradan uzaklaşan takım elbiseli adama bakarak elini eteğinin cebine attı. Adamın gittiğine emin olduktan sonra eteğinin cebinden, müdürün altın sarısı tükenmez kalemini çıkarıp incelemeye başladı.
"Çok güzel görünüyor. Çok parlak. Oldukça değerli olsa gerek."
Elindeki kalemi döndürerek soluna döndü ve istemsizce yeni sınıfına girdi. Daha ders başlamamıştı. Oradan kimsenin oturmak istemeyeceği türden, oldukça arkada bir sıraya oturdu. Kollarını birleştirip sıraya koyarak kendine yastık yaptı ve kafasını sıraya koyarak derin düşüncelere daldı.
~
"Hepinize merhaba arkadaşlar. Ben Lisa, umarım iyi anlaşırız."
Jennie, kendisinin yaşlarındaki bir kızın sesiyle uyandı ve kafasını kaldırdı. Herkesin sıralarındaki kitapları görünce dersin çoktan başlamış olduğunu fark etti. Ardından kafasını beyaz tahtanın önündeki, gülümseyen, siyah küt saçlı ve kahküllü kıza çevirdi. Kız sınıfı incelemeyi bitirmiş, siyaha yakın gözlerini çoktan Jennie'ye çevirmişti bile.
"Şuraya, Ji-woo'nun yanına oturabilirsin."
"Teşekkürler." Siyah saçlı kız öğretmene saygıyla eğildikten sonra, ona gösterilen sıraya gidip oturdu.
"Selam, ben Lisa. Arkadaş olmak ister misin?"
"Olur, elbette."
Jennie, yeni kızın gelir gelmez arkadaş edinebilmesini kıskandı. Ardından kafasını tekrar sıraya koyarak uykusuna devam etti.
"Şu kız kim?"
Lisa, yanındaki arkadaşına eliyle, uyuyan siyah uzun saçlı kızı gösterdi.
"Oh, o kız mı? O da senin gibi yeni geldi. Senden birkaç ders önce. Sanırsam önceki okulundan hırsızlık yüzünden atılmış. Ne korkunç değil mi?"
"Korkunç?"
"Yani hırsızlık. Bilirsin. Sana ait olmayan eşyaları alıyorsun. Bende ürkütücü."
"Anladım."
"Tanrım. Yine silgim kaybolmuş? Sen gördün mü Lisa?"
"Hayır, görmedim. Bulursam sana getiririm."
"Çok sağol"
İki kız aralarında konuşurken zil çaldı ve Ji-woo Lisa'ya el sallayarak sırasından kalkıp kendi arkadaşlarının yanına gitti. Lisa ise o gider gitmez uyuyan güzel Jennie'ye baktı ve ağzını açarak dilinin üstüne saklamış olduğu arkadaşının silgisini eline aldı. Silgiyi cebine koyup Jennie'yi izlemeye başladı.
"Hırsız demek..."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girl From Nowhere | Jenlisa
FanfictionGirl From Nowhere orjinal dizisinin 1. sezon 8. bölümünden uyarlama. Senaryonun dışına çıkmıyorum. ⚠️