"Tatlım bu kadar fazla değil mi?Ne yapacağız bu kadarını?"
"Değil tatlım devlet bunu bizden, halktan çalıyor. Birinin bunu yapması lazım."
"İyi bir şey yapıyoruz onu bende biliyorum, senden asla şüphe etmem ama balım Robin Hood değiliz ki nasıl dağıtalım?"
Genç adam meraklı kızın belinden tutup kendisine yaklaştırdı.Gülümsemesini mest edecek şekilde sundu sevdiceğine.
"Nasıl yapılacağını biliyorum sen sadece bana ayak uydur, tamam mı?"
(◍•ᴗ•◍)✧*。
"Aşkım bir imzamız olmalı bence."
"Ne gibi hayatım?"
Genç adam keresteleri ayırıp uygunları kesiyordu, yanındaki kız ise adamın ona yaptığı tahtadan tabureye oturup konuşmaya devam etti.
"Yani bizi belli etmeyecek ama sembolik bir şey olsun."
"Aklına bir şey geliyorsa söyle yapalım~"
"Aslında...Çiçek bırakabiliriz gittiğimiz yerlere çünkü çiçekler masumiyeti temsil ediyor ve biz masum çiçekleri yani halkı tutuyoruz."
"Bunca şeyi ben işteyken mi düşünüyorsun? Çok güzel bir fikir hayatım tıpkı senin gibi."
(◍•ᴗ•◍)✧*。
"Bugün 7 Ağustos 1957, akşam haberlerine hoşgeldiniz. Bugünün ilk başlığı:Busan'ın şehir merkezinden uzak tek bankanın soyulmasıyla alakalı. Bankanın soyulmasının üzerinden henüz 48 saat geçmedi fakat olay yerine intikal eden birliklerin suçlunun imzası olabileceğini düşündüğü bir demet kırmızı karanfil demeti bulduğu iddia ediliyor.Asılsız iddialar olmakla birlikte henüz-"
"İşe yarayacağını hiç düşünmemiştim."
"Sen düşündün, sen uyguladın çiçeğim benim tabiki de işe yarayacaktı."
Genç adam kızı kollarına alıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Kızın gözleri, her defasında yeniden yaşadığı duygu yoğunluğuyla oğlana baktı. Oğlan kıza yaklaşırken kapı çaldı. Kız ilk başta endişelense ve açmamakta tereddüt etsede kocası açması gerektiğini söyledi. Kız tereddütle yaklaşarak kapıyı açtığında hiç de endişelendiği gibi bir durum olmadığını gördü. Karşısında kendisinden olsa olsa iki yaş büyük iki oğlan duruyordu.
"Merhaba biz yeni komşularınızız.
Umarım birbirimizle iyi geçiniriz! Biraz çat kapı oldu ama komşularımızı tanımak istedik."Kızın önünde eğilerek selam veren oğlanlarla genç çiftte hemen selam verdi.
"Benimle yaşıt gibisiniz ne işiniz var burada okumuyor musunuz?"
Karısını yalnız bırakmak istemeyen genç oğlanda hemen karısının belinden tutup arkasına geçti. Genç kız kocasının kıskandığını anlamıştı. Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ama hemen silindi.
"Aslında okuyorduk ama okulu bırakmak zorunda kaldık."
"Kusura bakmayın dikilip kaldınız, içeri buyurmaz mıydınız?"
"Yok, teşekkür ederiz daha tam yerleşemedik bir de yapılacak işler vardı."
"Tamam artık bir dahakine o zaman..yine bekleriz kapımız daima açıktır unutmayın!"
Kız kapıyı kapatırken samimi bir şekilde konuştu. Kocasının gözünden kaçar mı peki?
"5 dakikada ne kadar samimiyet kurdun böyle?"
"Ya! Kim Seonwoo!"
"Tamam tamam demedim bir şey."
Kızın yanağına ufak bir öpücük kondururken kısık sesle fakat çiçeğinin duyabileceği sesle konuştu.
"Sosyal bir kelebek olman gerçekten çok güzel ama keşke bana da konsa şu kelebek.."
"Hm, ne dediğini anladım ama kocama ve yabancılara nasıl davrandığımı biliyorsun, yinede fazlasını mı istiyorsun?"
Oğlanın tüyleri ürperdi. Bazen karısı bu halini ortaya çıkarabiliyordu ve o zaman gözüne çok çekici geldiği inkar edilemez bir gerçekti. Karısına çok aşıktı. Aşk yetmez, daha fazlasını hissettiğini düşünüyordu.
Kim Seonwoo ve Yoo Hwawon, ortaokuldaydılar ilk tanıştıklarında fakat ilk aşkları lisede yeşerdi. Lise 1'de ortaokuldan kalma duygularla çıkmaya başladıklarında ilişkileri tıkırındaydı fakat çevrelerindekiler o yaşta böyle bir ilişkiyi uygun görmediler ve ayırmaya çalıştılar.
Gerek iftira, şantaj gerekse türlü aldatmacalar da oldu o yıllarda. Tabi gerçekten onları kıskananlarında parmağı vardı bu işlerde fakat hiç kimse onları ayıramadı.
Bazı büyük olaylarda bile zarar görmemek bu olsa gerek ki Kore Savaşı'nın olduğu dönemde bile ayrılmadılar, ayrılamadılar birbirlerinden. Ayıramadığı gibi daha da güçlendi ilişkileri ve uzun yıllar tanışmışlık ve ilişkiden sonra nihayet evlenmeye karar verdiler.
Seonwoo okuyup öğretmen oldu ve evin ekmeğini getirmeye başladı fakat Hwawon çevresindekilere daha fazla dayanamayıp okumak istemediğini, daha sonra düşüneceğini söyledi.
Böylece çekirdek ailenin bir yuvası oldu. İlk yaptıkları şey küçük bir ev yapmak oldu. Bu evi de sevgiyle inşa ettiler. İşte tam bu sıralarda Seonwoo siyasetle ilgilenmeye başladı ve yavaş yavaş bir şeylere inanmaya başladı. Halkın masumu, devletinse bir canavarı oynadığı bir tiyatro oyununa kendini inandırdı. İnandığı gibi inandırdığı da aşikar yoksa masum aşklarını kirletebilecek bir kumara neden girsin ki?
(◡ ω ◡)
Off bu aklima yuqi askimin solosu bonnie&clyde dinlerken geldi ama gercekten harika bir olay kurgusu yaptim kafamda eger dagilmazsa taslaklarimdaki ucuncu kitabim olacak. Bonnie ve Clyde evli bir Amerikan soygun çetesi ve çok ünlüler halkin gozunde robin hood gibiler her soyduklari yere imza olarak cicek birakirlarmis ve bu olaylardan sonra da asklari bitmemis sonsuza kadar sevmisler birbirlerini hatta suclarinin en buyuk destekcilerinden biri de asklariymis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonnie and Clyde
FanfictionBonnie,Clyde'ı severken masum bir aşk hissetti fakat Clyde'ın masumluğu çoktan gitmişti. 2023/11/4 oluşturma tarihi Orijinal hikayedir