Smart, Sexy, Smexy || Nash Grier

-30-

Nash o gece, o Rose ile yemeğe çıktıktan sonra uzayıp giden uyuyamadığı gece, Rose'a Hamilton olarak çokça mesaj atmayı düşünmüştü. Sürekli veda mesajı yazıyordu fakat bir türlü gönderemiyordu. Sıkıntılıydı, bu durum sıkıntılıydı. Böylesine güzel bir kız, güzel bir vedayı hak ediyordu. Ama sadece bu değildi sorun diye düşündü yatağında bir sağa bir sola dönerken. Asıl sorun olan ona veda etmesi gerekiyor muydu? Ya da bu konuşmalara devam mı etmesi gerekiyordu?
Rose'un gözlerinin içine bankta otururken uzunca bakmıştı. Bir insanın gözlerinin içine bakmak ruhuna bakmak gibiydi. Ve Nash fark etmişti. Bu hoşlanıp stalkladığı belki sonra aşık olduğu kızın ruhu Nash'e ilanı aşk etmiyordu. Evet, belki beğeniyordu Rose onu, çekici de buluyordu ama herkesin aksine o bunun sadece bir hayranlık olduğunu biliyordu. Ünlü sempatik bir çocuğa duyulan ve onun için yarattığı karaktere beslediği sahte bir aşk olduğunu düşünüyordu, zaten bunu daha önceden belirtmişti.

Tabi, Rose için hayaller kurmak güzeldi. Gerçekten o dediği gibi bir gün saf aşkı tadacak, ölesiye isteyecek, muhteşem bir düğünle evlenecek, belki ikiz çocukları olacaktı. Hep birlikte mutlu aile tatillerine çıkacaklar onun dışında ise çocuklarını okula gönderecek, hala aşık olduğu kocası ile birlikte işe gidecekti. Nash 'i Rose'a mesaj atmaktan alıkoyan sebep ise şuydu; Rose bu hayalleri Hamilton için kurduğunu düşünmesiydi. Rose zamanında bitememiş bir plana aşıktı. Nash'in düşündüğüne göre Rose ile sahte bir arkadaşlık kurup onu biraz sinir edip sonrada aslında kim olduğunu söylemekti. Anlaşılan o ki planın sonu gelmişti. Ona direkt olarak Nash olduğunu söylemeyecek, Hamilton olarak mesaj atmayıp soğutacaktı. Telefonu sağa düşüp, uykuya dalmadan önceki planı buydu...