Oy ve yorum bırakmayı unutmayın!!
NOT= Bu hikaye --Same--'nin doğum günü hediyesi olarak yazılmıştır.
-----------------------------------------------------------
[Jisung]
Sabah çalan alarm sesiyle uyandım.
"Bu alarmda-" Tam söylenirken yan yatağımda ki Felix söylenmeye başladı.
"Kapatsana alarmı."
"Tamam, kapatıcam be." Bende söylenerek alarmı kapattım. Alarmı kapatınca Felix tatlı uykusuna devam etti. Bende kalkarak yan odadaki banyoya girdim, banyodaki işlerimi hallettikten sonra dolabımdan elime ilk gelen kıyafetleri alarak üstüme geçirdim. Son kez Felix'e bakarak işe doğru yola koyuldum. Felix'te bir pastanede çalışıyor ama o öğlenci. Biraz daha yürüdükten sonra kendimi çalıştığım mekanın önünde buldum, bu sabah açma sırası bendeydi, kapıyı açtım ve mekanı düzenledim, açılmasına yakın diğer çalışanlarda geldi.
"Hey Jisung, bakıyorumda erkencisin." Beninle alay edercesine konuştu.
"En azından senin gibi sabahları geç uyanıp mekanı açmayı unutmuyorum Yeonjun." Diyerek uzattığı eline çaktım. Her sabah ki konuşmalarımızdan bıkmış olan Lisa elleriyle alkış yaptı ve "Hadi herkes giyinsin, açılmaya az kaldı." dedi. Beraber soyunma odasına gittik ordada biraz şakalaştıktan sonra üzerimizi değiştirdik.
"Tamam, her şey hazır, birazdan müşterilerde gelmeye başlar."
Mekanın açılmasıyla içerisi çocuk dolmaya başladı. Ebeveynler köşelerde oturup çocuklarını seyrederek gülüyorlar, bizde çocukları eğlendiriyoruz. Aslında buraya sadece aileleri olan çocuklar gelmiyor, yetim çocuklarda geliyor. Her ay farklı yetimhanelerden çocuklar geliyor. Bu işe girmek istememin en büyük sebebide bu, benim gibi ailesi ölen veya terk edilmiş çocukları mutlu edebilmek. Benim kan bağım olmasada güzel bir ailem var lakin onların yok, o çocuklar kendi başlarının çağresine bakıyorlar, tamam orada çalışanlar var, onlara iyi bakıyorlar ama bir ailenin yerini kimse tutamaz. Bazen tuttuğunu sanıyoruz ama aile çok farklı bir şey.
"Jisung yine nerelere daldın, çocuklar doluştu gel hadi."
"Ah tamam, hemen geliyorum." Bütün düşüncelerimden arındım ve o an sadece çocukları eğlendirmeye baktım.
[Minho]
Annemin ısrarı ile Nonbi'yi en sevdiği mekan olan KIDS HAPPY'e götürüyordum. Her zaman olduğu gibi ne zaman onu bir yere götürsem yolda bana bir sürü şey anlatıyor, onu dinlemek zevkli, bu çocuğun aklı çok farklı. Onu dinlerken mekana vardık.
Mekan daha girişten çok parıltılı ve canlıydı, benim çocukluğumda böyle bir yer olsaydı var ya... İçerisi şimdiden çocuklarla doluydu. Boş bir alan buldum ve oraya yerleştim. Nonbi'yse koşarak diğer çocukların yanına gitmişti. Etrafa bakındım, diğer ailelerde benim gibi çocuklarını izliyorlardı, onlardan gözümü çekip Nonbi'yi aradım ama göremedim. Tam kalkıp onu arayacakken bir ses duydum, bu Nonbi'nin sesiydi.
"Abi, abi. Bak en sevdiğim karakter!" Baktığımda kostümlü biri ile geliyordu.
"Nerelere kayboldun sen! Evden çıkmadan önce gözümün önünden ayrılmayacağına söz vermiştin!"
"Özür dilerim abi, sadece en sevdiğim karakteri sana göstermek istemiştim." Başını yere eğmişti konuşurken. Onunla aynı hizaya gelmek için eğildim.
"Üzülme abicim, kızmadım, bir daha aynısı olmasın ama tamam mı?" Elimle yüzünü kaldırıp bana bakmasını sağladım.
"TAMAM!" Sevinçle bağırıp bana sarıldı, bende onu sıkıca sarmaladım. Sarılmayı bıraktığımızda gözüm yanında getirdiği kostümlü insana kaydı.
"Bu mu en sevdiğin karakter?" İyice süzdüm karakteri.
"Hmhm, çook iyi değil mi?" Sevinçle konuştu.
"Aynen."
"Hadi Nonbi, gidelim artık." Yavaşça yüzü düştü.
"Ama ben daha fazla oynamak istiyodum." Cümlesinin sonunda yanaklarını şişirdi. Eğilip iki yanağınıda öptüm.
"Başka zaman yine geliriz, kaçıyorlar ya." Hâlâ üzgün görünüyordu.
"Ama biraz daha kalsak, yeni bulmuştum en sevdiğim karakteri." Mümkünmüş gibi daha çok astı yüzünü.
"Bir dahaki gelişimizde söz mekanda sadece biz olucaz ve en sevdiğin karakterle istediğin kadar oynayacaksın, olur mu?" Söylediklerimi duyduğu anda yüzünde büyük bir gülüş oluştu. Bizim için sıkıntı değildi, ailemiz korenin en zenginlerindendi, bir alan kiralamak onlar için hiç zor olmazdı.
"TAMAM! ÇÇOOKK EĞLENİCEZ!" Sevinçle yerinde zıpladı ve etrafında döndü.
"O zaman hadi şimdi gidelim." Elini tutarken söyledim.
"Bir dakika." Elimi bıraktı, en sevdiği karakterin yanına gitti, sıkıca sarılıp geri geldi ve dışarı çıktık. Eve doğru yürürken en sevdiği karakter hakkında bahsetti, adı Quokka'ymış.
-----------------------------------------------------------
Kestik. Nasıl olmuş? Kısamsı bir fic yazmak istiyorum. --Same--'nin doğum gününe özel. Umarım beyenir ve mutlu olursun :))
Öptüm sizi muck<33
(615 kelime😲)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✪KİDS HAPPY✪-MİNSUNG
Short StoryJisung KIDS HAPPY adlı yerde çalışan bir maskottu, Minho ise annesinin zoruyla kardeşini bu yere götürmek zorunda kalan bir abiydi... Bu ikilinin nasıl bir geleceği olacak? ⚠️UYARILAR⚠️ KÜFÜR/ARGO