Min Yoongi,Hiç ayrılmayacağımıza inanan zihnim için kelimeleri toparlamak o kadar zor ki nereden başlayacağımı bilmiyorum. Çünkü güneş doğardı ve ben seni severdim. Güneş batarken de seni severdim. İlkbaharda severdim, yazda severdim. Sonbaharda yapraklar düşerken ve kışın kar yağarken de severdim. Ben seni sevmeyi bilirdim çünkü bir tek. "Ayrılık nedir?" hiç öğretmemiştin.
Şimdi avuçlarımız ayrıyken ve kalplerimiz uzaktayken ne yapılır hiç bilmiyorum. Güneş sürekli doğuyor ve batıyor. Günler geçiyor demek bu. Ama benim için hiç geçmiyor. Bahçeye diktiğimiz limon ağacı çiçek açıyor, sonra yapraklarını döküyor. Fırtınalarda hayatta kalmaya çalışıyor. Ve sanki hepsi aynı gün içinde oluyor. Çünkü benim için hiç geçmiyor günler. Ben hep mayısın "o" gününde elimde fincanımla koltukta gelişini bekliyorum.
Geçenlerde iş arkadaşlarım iyi olup olmadığımı sorduğunda uzunca bir süre düşündüm bunu. En son ne zaman iyiydim? Çok uzun süre geçmiş belli ki pek anımsayamıyorum. Ama mutsuzum demek de değil ki bu. Mutlu olduğum anlamına gelmediği gibi.
Tüm bunların benim suçum olduğuna inancım ilk günkü tazeliğini koruyor. Sen ne kadar inanmasan da sabırsızlığımın meyvesi bu olanlar.
Çünkü ben,
avuçlarımız kenetlenmişken ve güneş sırtımızda yükselirken
yıldızlardan birinin kaymasını boşverdim ve bir dilek tuttum:
ellerimi hep tutmanı.
Ama işin sırrı yıldızlar mıydı yoksa ben mi dilek tutmayı beceremiyordum bilinmez,
ellerimi tam da en çok tutman gereken zamanda bırakıverdin.
Yıldızları boşveren kalbim seni boşveremedi. Bu yüzden sana
bu mektubu yazmaya karar verdim.
Eline ulaştırabileceğim bir adresin bile yokken neden el yazıma bile dikkat ediyorum inan bilmiyorum. İyiden delirdim galiba. Bunlar için seni suçlamayacağım. En iyisinin bu olacağını ben de çok iyi anladım. Ya da böylece kendimi kandırıyorum. Sanırım ağlayacağım yeniden. Yazmaya başlamadan beş dakika önceki gibi.
Seni düşünmek bana hep huzur verirdi oysa. Şimdi bu göğsüme batan şey de ne?
Biz yıldızlarımızı mı kaybettik hyung? Ondan mı böyle olması gerekti? Yıldızları toplarsam yine döner misin?
Avuçlarım üşüyor, ben üşüyorum, limon ağacımız üşüyor. En azından biri için dönmelisin. Dönmen gerek. Üşüyorum hyung. Çok üşüyorum hem de.
- Jungkookie
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we lost our stars | yoonkook oneshot
FanfictionÇünkü ben, avuçlarımız kenetlenmişken ve güneş sırtımızda yükselirken yıldızlardan birinin kaymasını boşverdim ve bir dilek tuttum: ellerimi hep tutmanı. Ama işin sırrı yıldızlar mıydı yoksa ben mi dilek tutmayı beceremiyordum bilinmez, ellerimi tam...