Yine alarmımın çalmasıyla yatağımdan zar zor kalktım ve uyanabilmek için kurduğum diğer yirmi alarmımı kapattım. Daha sonra lavaboda işlerimi hallettim ve daha zamanımın olduğunu görüp kendime bir kahve yaptım. Sabahları kahvaltı yapamıyordum. Uyanabilmem için bir kahve içmem yeterli oluyo. Kahvemi koydum ve mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. Sabahları telefona bakmak gözlerimi çok ağrıttığı için telefonuma hiç dokunmadan boş boş mutfağı inceledim. 1. Sınavlar bitmişti ve ara tatile girmiştik. Bugün de ara tatilin bittiği ve okula, o ne kadar nefret etsem de gitmek zorunda olduğum yere gideceğim gündü. Okulu sevmememin sebebi orda hiç eğlenemememdi. Çünkü benim çok fazla arkadaşım yoktu. Sadece iki tane dostum var. Savaş ve Arda. Çok arkadaşım olmasa da iki tane can dostumun olması çok iyi bi sey. Ama ne yazık ki Ardayla aynı okulda değiliz. Savaş benim hem sınıf arkadasim hem de sıra arkadaşim. Okulumuz hakkında biraz bilgi verecek olursam nitelikli bir okul. Ama nitelikli dediğime bakmayın sıkı bi okul olsa da öğrencileri pek çalışkan değil. Ama genel olarak zeki kişileri barındıran bir okul. Ayrıca sınavlar çok zor oluyo ve kopya çekmememiz icin kelebek sistemi uygulanıyor.
Kahvemi içerken bunları düşündüm ve neredeyse geç kalacağımı farkettim. Okulum 8 de baslıyo ama benim evim okula cok uzak oldugu icin 6 da kalkmam gerekiyo. 1 saat otobüste uyuyarak geçiriyorum. Ama çevremdeki en iyi okul burasi oldugu icin yapabilecek bir şeyim yok buna katlanmak zorundayım. Hemen evden çıktım ve otobüs durağına gittim. Ortalarda bir yere oturduktan sonra evden çıkarken takmayı unuttuğum kulaklığımı kulağıma taktım ve 1 saatlik yolculuğumu saatlerimi harcadığım playlistimi dinlerken geçirdim.
Otobüsten indiğimde hava soğuk olduğu için hızlı hızlı okulun bahçesine doğru yürüdüm. Tam içeri giricem diye sevinirken müdüdün yine ögrencileri bahçede beklettiğini gordüm. Cidden delirmemek elde degil. İstiklal marşını okuduk ve sırayla içeri girdik.
3. Derse girerken ders edebiyat olduğu için uyumaya hazırlanıyodum ki Savaş morali çok yüksek bi şekilde yanıma geldi.
- Sakın uyucam deme.
- Edebiyat dersini sevmediğimi biliyosun tabiki uyucam.
- Sen zevksizsin bu ders bütün sayısal derslere bin basar bin.
- Edebiyatı bu kadar seviyosan neden sayısal sınıfındasın o zaman yarım akıllı. Uyuyorum ben beni rahatsız etme.
- İyi ne yapiyosan yap be.
Dedi ve yanıma oturdu. Hoca geldi yine sıkıcı sıkıcı şeyler anlattı. Onun uyuşuk uyuşuk ders anlatmasından acayip uykum geldi ki uyuyakalmışım.- Bu soruyu da Burak cevaplasın.
Hocanın adımı söylemesiyle gözüm açıldı tam kafamı kaldıracakken Savaş uyanmam icin enseme yapıştırdı ki şaak diye bi ses geldi ensemden. Tenefüste tuvalette sıkıştıracaktım onu ama hicbir şey olmamış gibi soruyu yapmamı bekleyen edebiyat hocama döndüm. Çaresizce soruyu okumaya başladım. Okudum ama cevap veremedim çünkü hiçbir şey anlamadım okuduğumdan.Hoca sabırsızca vereceğim cevabı beklerken kapı çaldı. Nöbetçi öğrenci kapıdan dersi böldüğü için özür diledi. O sırada onu inceledim. Uzun koyu kahverengi dalgalı saçları vardı boyu ortalamaydı 165 ya vardı ya yoktu üzerinde siyah bir eşofman altı üstünde okul forması vardı. Gözleri mavi kirpikleri uzundu. O kadar güzeldi ki soruyu çözmek yerine kız konuşurken onu incelemeye devam ediyodum. Kız sonra tahtanın önünden yürüdü öğretmenin masanına bi kağıt bıraktı ve sınıfa dönüp
- Rehberlik öğretmeni Burak Korkmaz'ı çağırıyor.Dedi ve kapının önünde beklemeye başladı. Ben hala kızı incelemekle meşgul olduğum için ne dediğini bile anlayamamıştım. Savaş gitmemi söylediğinde yerimden kalktım ve kıza doğru yürümeye başladım. Ama 5 adımlık yere gidene kadar kalbim o kadar hızlı çarpıyodu ki sınıfın ortasında düsüp bayılıcam sandım.
Kapının önüne geldim. Nöbetçi kız kapıyı kapattı ve beraber koridorda yürümeye başladık. Ben konuşmak istiyodum ama o kadar heyecanlıydım ki yanlış bi sey derim diye çok korktum ve ağzımı bile açamadım.
- Nereye gidiyosun?
Kızın bana seslenişiyle durdum ve ona baktım.
- Rehberlik hocasının odası burası.
Dedi sakince. Ben kıza o kadar odaklanmıştım ki nereye gideceğimi bile bilmiyodum. Kız benim bu halime sırıtınca çok utandım ama belli etmemeye çalışarak
- Teşekkür ederim. Dedim kız benim dilsiz olduğumu düşünmesin diye. Teşekkür ettiğim gibi odaya girdim.- Burakcım kapıyı çalmayı unuttun herhalde ama neyse sorun değil geç otur bakalım.
- Özür dilerim hocam.
Daha sonra benimle derslerim hakkında biraz konuştu ve bana ders programı yazdı.Ders programı hazırlamak gerçekten rehberlik öğretmenlerinin yaptığı tek şey olabilir. Benim için hazırladığı programı uygulamam için her gün 3 saat uyumam gerekiyo. Yani ders programı hazırlamayı bile beceremiyolar.
Çıkarken elime tutuşturduğu ders programını çöpe attım ve sınıfa doğru ilerledim. Tam sınıfa girecekken zil çaldi. O soruyu çözmek zorunda kalmadığım için mutluydum.
Sınıfa girdim ve Savaş'a şu nöbetçi kızdan bahsetsem mi diye düşündüm. Ama kızla aramda hiçbir şey yoktu ve hemen bahsetmemin saçma olduğunu düsünüp vazgeçtim. Günün devamında kızı bir daha hiç görmedim.
Çıkışta Savaş,Arda ve ben bi kafede buluşacaktık. Ama nedense hemen eve gitmek istiyodum bu yüzden onlara gelemeyeceğimi söyledim ve hemen otobüse bindim. 1 saatlik yol boyunca o kız hiç aklımdan çıkmadı. Dinlediğim bütün şarkıları ona benzetmeye başladım. Belki abartıyodum ama gerçekten o kıza ilk görüşte aşık olmuştum.
Aşk nedir bilmem çünkü daha önce kimseye aşık olmadım. Kücük hoşlantılar dışında kimseyi sevmedim bile. Bu yüzden bu yeni ve ağır duygu bana çok büyük bir şeymiş gibi geliyo. Eğer birini yanında konuşamayacak,yürüyemecek kadar sevmek 10 saniye incelediğim kadar da olsa kusursuz biri olduğunu düsünmek, daha az önce tanımış olsam bile bütün geleceğimi ona göre kurgulamak aşksa ben aşık olmuştum.
Eve gittim hızlıca yemek yedim ve ders çalışakken aklıma bi fikir geldi. Okulun itiraf sayfasına kızı soracaktım. Belki bu sayede kızın instagramını öğrenebilirdim. Ne kadar kızın yanında dilim tutulsa da sanaldan konuşma konusunda baya iyiydim.
Evet 2 saat sadece bir mesaj için uğraşsam da güzel oldu galiba.
Bugun 11. Siniflarin katinda nobetci olan kahverengi uzun dalgali sacli mavi gozlu 165 boylarindaki kizin insta??
Sonuna gizli olsun demeyi de unutmadım. Cidden çok utanıyodum böyle bi şey yazmaya ama kızı bulmam gerekiyodu yani.Bundan önce itiraf sayfasini açıp kimlerin kimlere aşkını itiraf ettiğini gülerek okuyodum. Bunun çok utanç verici olduğunu düsünüyodum. Özellikle o sonundaki "gizli olsun" yazısı çok komik geliyodu. Çünkü birisine aşkını itiraf ediceksen cesur olman gerektiğini düşünüyodum. Bence hala öyle olması gerekiyo ama o kız aklımı başımdan aldı . Daha önce hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum.
Saatlerce hiçbir şey yapmayıp birisinin kızın instagramını, adını ya da sınıfını yazmasını bekledim. Ama kimse hiçbir şey yazmadı. Gece bile açıp açıp mesajlara baktım ama hala bi şey yoktu. Kimse bu kızı tanımıyo muydu cidden.
2 saatlik uykuyla okula gitmeye hazırlandım ve hemen çıktım. Okula geldığimde bütün derslerde uyudum. Matematikte bile. Savaş bile çok şaşırdı.
Öğle tenefüsünün bitmesine 15 dakika varken uyandım ve kızı bulmak için bütün sınıfları gezmeye başladım. Okulda 9. Ve 12. Sınıflar nöbetçi olmuyodu. Bu yüzden bütün 10. Ve 11.sınıfları teker teker gezdim ama kız hiçbir yerde yoktu. Tenefüse çıkmıştır diye düsünüp bi sonraki tenefüs tekrar bütün sınıfları gezdim ama kızı hala bulamadım.
Sonraki 2 hafta da kızı hiçbir yerde görmedim ve umudu kestim. Sonraki hafta sınav haftasıydı.
Bölüm sonu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk fedakarlık ister
RomanceAkademik başarısına düşkün olan Burak sevdiği kız için büyük fedakarlıklar yapar. Asena Burak'ın aşkı için yaptığı fedakarlığa karşılık verecek mi?