First İn My Eyes // Taekook

baslangıç

Ben jeon jungkook 23 yaşındayım eski garsonluk işimden atılmam sebebiyle yeni bir iş arayışına girmiştim aslında çok boş bir neden yüzünden atılmıştım. Ne yani çocuk bana sarkıntılık yaptığı için yüzüne içecek atamaz mıyım? Neyse konumuz bu değil.

Jungkook: nolur abla işi alayım.
Karşı taraf: senin patrona içecek atmayacağın ne malum olmaz.
Jungkook: abla sarkıntılık yaptı diyorum. Karşılık vermeseydim taciz edebilirdi. Hadi al beni işe.
Karşı taraf: olmaz ben böyle bir şeyi göz ardı edemem git başka iş bul!
Jungkook: ama abla-

Yüzüme kapatmıştı. Nasıl bencil kişiler vardı hayatta! Telefonumu yavaşca yatağın üzerine koydum. Diğer insanlar gibi durumum mükemmel ötesi değildi yani sinirden telefonu bile yatağa atamayacak kadar fakirim. En azından normal bir hayatım var o kadarda fakir değilim. Yatağa uzandım ve boş tavanı izlemeye başladım. Hiç bir şey düşünemiyordum. Hadi ama! Niye beni işe almazsınki! Hem gencim hemde yetenekliyim. Başka iş ilanlarına bakmalıydım. Elime telefonu aldım ve ev sahibinin internetini açtım. Googlede iş ararken telefonumun çalmaya başladı. Aynı numaraydı ilk önce açmak istemedim sonradan fikirlerini değiştirdiklerini düşünüp açtım

İlk telefon konuşması
Bittikten sonra

Ben Lalisa Taehyung'un kız kardeşiyim ondan sadece 3 yaş küçüğüm 22 yaşındayım bu sene üniversiteyi bitirdim bana çoğunlukla lisa derler ama evdeki çalışanlar Lalisa hanım diye çağırırlar.

Abimin birine hiç aşık olduğunu görmedim. Çoğu kızın abimin ona aşık olma umuduyla işe girdiğine o kadar eminim ki. Mutfağa su almak için yöneldiğimde Min-seon'un biriyle konuştuğu gördüm.

Lisa: napıyorsun min-seo?

Min-seo buranın en yaşlı ve deneyimli çalışanımızdı çoğunlukla işci alımlarını ona bırakıyorduk.

Min-seo: bir şey yok lalisa hanım işci alımlarıyla ilgileniyordum.

Su için bardak almaya yönelirken.

Lisa: İyi, noldu aldın mı?
Min-seo: Hayır Lalisa hanım.

Suyumu doldurup içmeden önce

Lisa: Neden almadın? Unutma abim kız istemiyor.

Bunu sorucağımı bişiyormuşcasına hemen hazır cevap verdi.

Min-seo: Hayır efendim sadece eski çalıştığı yerde birine içecek atmış.
Lisa: yani kız değil?

Min-seo bunu dediğinin yeni farkına varmıştı.

Min-seo: yani efendim erkek ama patrona içecek fırlatmayacağına nasıl emin olayım?
Lisa: neden fırlattığını sordun mu?
Min-seo: sordum canını sıkmış oda fırlatmış.
Lisa: doğruyu söyle Min-seo!

Min-seo yalan söylediğini gözlerimin içine bakmayarak belli ediyordu. Min-seo'nun böyle bir durumda inat edeceğini sanmıyordum. Çünkü işini kaybetme olasılığı çok fazlaydı ve bizim maaşımızda iyiydi. Kim ücretsiz kaldığı yerden ayrılmak ister ki?

Min-seo: adam ona sarkıntılık yapmış.

Cidden bunun için mi işe almamıştı?

Lisa: buna hakkı var ve abim sarkıntılık yapmayacağı için ona içecek fırlatacağını sanmıyorum.
Min-seo: ama lalisa hanım-

Onun cümlesini kestim. Neden hayla konuşuyordu?

Lisa: telefonu ver Min-seo!
Min-seo: efendim hakkı var ama-
Lisa: emrime karşı gelme Min-seo.
Min-seo: tamam efendim buyrun.