Radyodan çalan müzik, tatlı küçük mutfakta oturup çayını yudumlayan orta yaşlı kadın bir yandan konuşuyor. Oğlunun arkadaşları mutfakta yemek yapıyor. Gençler yardım etmek için kadına ikna edip mutfağa girdiler son halleri ise; tezgahta çeşitli sebzeler ve aletler -mutfak robotları gibi-, bıçaklar, tezgah tamamen batmış bir halde.
Taehyung ağlayarak soğan doğramaya çalışırken Jeongguk onun ağlamasına ağlıyordu. Mingyu elindeli koca tavuğu kesmeye çalışırken arada bir annesinden azar işitmemek için ona gülümsüyor. Hepsi Jeongguk yüzünden olmuştu. Dersleri bitmişken mingyu yurt yerine annesini ziyarete gelmişti arkadaşları ile ama malesef Jeon'nun bir anda tutan kibarlığı ile bu haldeydiler.
Şimdi Taehyung'un yanında soğana bakıp Tae'ye aşık olduğu anaokul öğretmeninin ona bağırmasını anlatıyordu. Tae bir yandan Jungkook'u başetmeye çalışırken diğer yandanda yanan gözleri ile soğan doğramaya çalışıyordu.
Jimin büyük tepsiyi almış azıcık yağ damlatmış ve patatesleri soyuyordu. Patatesin kabuğunu soyması gerekiyordu evet soyuyordu ama sanki pateteside soyuyordu. Tabi bunları yaparken altında bir tabure vardı.
Taehyung, Jeongguk'a gitmesini söylemiş ve mingyuya salmıştı. Jeongguk gözyaşlarını silmiş bir şekilde mingyu'nun kesmeye çalıştığı büyük tavuğu eline aldı. Tavuğu havaya atıp geri tuttu.
Cam kaseyi kenara çekti ve tavuğu tezgaha koydu elleri ile şaplak atıyordu. Mingyu onu izlerken ağzı açıktı. Jeongguk tavuğun her yerini ellerken bir anda mingyu'ya baktı. Yaklaş diye kafasını salladı.
Mingyu ona yaklaştı. "Tavuğun yarrağı var" dedi. "Tavuk bana verdi" dedi sonra. Mingyu kupkırmızı gülmemek için zor dururken annesine bakıyordu. Elinde telefon komşusu ile konuşuyor.
"Lan oğlum git Jiminle uğraş" dedi mingyu ve tavuğu elinden aldı. Ah neydi bu tavuğun çektiği. Jeongguk etrafına bakındı, "lan jimin nerde" dedi korku ile oysaki karşısında duruyordu. Mingyu kafası ile karşısını gösterdi ama Jeongguk hala görmüyordu. Tezgahın diğer tarafına doğru giderken Jimini gördü.
"Ayyy civciv" dedi. Jimin ayağının altına tabure almasına rağmen kısaydı. Jeongguk oldukça yorulmuş bir şekilde ayağını tabureye yasladı. Bir gürültü koptu. İkisi beraber yere kapaklandılar.
Jimin acı içinde inlerken Jeongguk gülüyordu, bir anda bağırdı. "LAN JİMİN KAYBOLDU" dedi. Çocuğun üzerinden kalktı ve dizlerine vurmaya başladı. "Benim civcivim nerde, biz daha onu büyütüp kesip yicektik" diye ahıt yakarken Jimin'i yanında görmesi ile 1 metre ötesine zıpladı. "Lan burdamıydın sen" dedi.
Herkes ona bakarken gülümsedi ve "tuvaletim geldi" diye mutfaktan çıkmıştı. Banyoya girdi ve ellerini yıkadı. Yaramaz. Annesi nasıl baş etmişti bu çocukla. Uzun bir süre banyoda kaldı saçlarını su ile şekillendirmişti. Banyodan çıktığında içeriye mutfağa gitti. Mutfak tertemiz bir şekilde fırında tavuk pişiyor. Mingyu'nun annesi ona güldü ve "oturma salonundalar" dedi.
Jeongguk kafası ile selam verip çocukların yanına gitti. Hepsi koltuklara yayılmış telefonları ile ilgileniyorlar. Taehyung'un yanına oturdu ve telefonunu aldı. Reels izlerken karşısına çıkan öpüşen maymunları Tae'ye attı.
𖦹
instagram
Jeon
Sevdiceğin ve sen😍🙈
Kth
Lan bak zaten elimin tersindesin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clear girl's river ★ lk
FanfictionÜniversite öğrencisi Jungkook okul gezisine katılmıştı, nehirlerin ve şelaleri inceleyen insanların aksine 'bedava tatil' diyordu. Ansızın sıkışmış ve büyük nehrin yanlarında bir yere gidip fermuranı indirecekken nehrin içinde gördüğü kız...
