"Eren Jaeger." adamın ismini duyunca Mikasa'nın başına tekrar bi ağrı saplanmıştı. Yaşadığı acıyı belli etmemeye çalışarak mülakata başladı.
---
"Demek yurtdışında eğitim gördünüz. Sahip olduğunuz bu özelliklerle kendi markanızı bile kurabilirdiniz. Neden başka bir şirkette asistan olmak istediniz ki?" Eren, giydiği şık takım elbisenin ceketini düzeltirken soruyu yanıtladı.
"Önce kolaydan başlamak istedim. Bilirsiniz, basamakları tırmanmak gibi. Ayrıca bu markayı hep çok sevmişimdir. Burada çalışmanın kariyerimde beni yönlendireceğini düşünüyorum." Mikasa gülümsedi.
Sorduğu sorulara aldığı cevapları beğenmişti.Karşısında oturan kişi moda ve tasarım konusunda yetenekli biriydi. Okuduğu okuldaki puanları ve katıldığı etkinliker yetenekli olduğunun bir göstergesiydi. Hem onun gibi biriyle çalışmak istiyordu hem de onu tanımak istiyordu.
"Harika bir mülakattı. Tebrik ederim, işe alındınız. Gelecekte neler yapacağınızı görmek için can atıyorum." dedi Mikasa adama elini uzatırken. Tokalaşmanın ardından adam söze girdi.
"Teşekkür ederim, sizinle çalışmaktan onur duyarım. Ne zaman işe başlayayım? Bugün olur mu?" Mikasa başını salladı.
"Madem bu kadar heveslisiniz, neden olmasın?" dedi. Eren kolundaki saate baktı. "Öğle yemeğinizi bölmüş olmalıyım. Kusura bakmayın."
Mikasa kalktı ve Eren'in yanına geldi. "Sorun değil, eğer siz de hala yemek yemediyseniz birlikte yiyelim."
"Yeni patronumla yemek yemek mi? İlk günüm beklediğimden iyi başladı." dedi adam gülerek.
---
"Demek kendi tasarımlarını yapmaya şimdiden başladın. Seni asistanım olarak işe aldığım için pişman olacak mıyım acaba?" dedi Mikasa gülerek.
"Merak etmeyin sizi utandırmayacağıma eminim." Mikasa adamın söylediklerinden sonra lokmasını hızlıca bitirdi. Yanlış anlaşıldığını düşündü.
"Kötü anlamda bir pişmanlık değil. Okulunuzdaki projeler dışında başka tasarımlarınız olduğunu duyunca üretkenliğinize hayran kaldım. Yani sizi asistan yerine daha üst seviye bir statüde işe almaktan bahsetmiştim."
"Beni utandırıyorsunuz. Daha önce hiç bu kadar kibar ve nazik bir yönetici ile çalışmamıştım." Mikasa gülümsedi.
Biraz daha sohbet ettikten sonra yemekler yenilmişti ve şirkete dönülmüştü. Mikasa, ofisinin önünde Eren için bir masa hazırlattı ve ona yapması gerekenleri anlattı. Eren masasına yerleşirken Mikasa'nın gözü Eren'in siyah derili el çantasına kaydı.
Sağ eliyle çantayı göstererek söze girdi. "Tasarımların içinde mi?"
Eren başıyla onayladı. "Mülakatta gösteririm diye yanımda getirmiştim ama işi aldığıma göre gerek kalmadı sanırım." dedi gülümseyerek. Mikasa ofisine doğru ilerledi.
"Çantanı da al ve arkamdan gel." Eren, hızlıca çantasını alıp Mikasa'nın peşinden gitti. Ofise girdiklerinde Eren elindeki çantayı açıp çizdiği tasarımları çıkardı.
Tasarımlar Mikasa'nın hoşuna gitmişti ama tuhafına giden bir şey vardı. Çizdiği resimlerde mankenlerin taktığı aksesuar hep aynıydı: kırmızı bir atkı.
• ~ ꕥ ~ •
~ Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗶𝗻 𝗮𝗻𝗼𝘁𝗵𝗲𝗿 𝗹𝗶𝗳𝗲 || 𝗲𝗿𝗲𝗺𝗶𝗸𝗮
RandomBir teoriye göre rüyalarımızda gördüğümüz olaylar başka bir evrendeki hayatımızda yaşadıklarımızdır. !! Kitabı Attack on Titan animesini tamamen bitirdikten sonra okumanızı tavsiye ederim. 𝖡𝖺𝗌̧𝗅𝖺𝗇𝗀ı𝖼̧ 𝖳𝖺𝗋𝗂𝗁𝗂: 24/11/23 • ~ ꕥ ~ •