1- Just because they want

333 39 19
                                    

Merhaba, her hafta 1 bölüm gelecek. İyi okumalar. Yorumlarınız ve beğenileriniz motive kaynağım.

BÖLÜM 1

26 Kasım 2023 günü Beomgyu bu dünyada hiç iz bırakmadan gideceğine emin oldu. Bir ay sonra yeni yıla girecek, 30 yaşından gün alacaktı ancak neye sahip olduğunu düşünürken işe yaramazlığını sanki yeni keşfetmiş gibi bir çöküş yaşadı.

Elini sıkıca tutmuş ve yerinde tepinerek ağlayan küçük oğlan çocuğuna baktı. Elli metre kare büyüklüğündeki markette kaybolmuştu ve Beomgyu orta yaşlarda iri kıyım babasının onu azarlayışını dinlemek için çocuğa eşlik ediyordu. Bir an karşısındaki takım elbiseli adamın kedisi olduğunu hayal etti. Yirmi üç yaşında evlenip çocuk yapmış olsaydı muhtemelen bu yaşlarda bir çocuğu olurdu. Bunun farkındalığı suratına tokat gibi çarparken buradan gitmek istedi.

"Teşekkür et amcaya."

Küçük çocuğun teşekkürü ve babasıyla yaptığı teşekkür selamlaması ardından Beomgyu koluna astığı siyah market poşeti ile marketten çıktı ve stüdyo dairesine geldi. Haftanın 6 günü çalıştığı kitapçıdan kazandığı para ile ancak burayı tutabilmişti. İçi bira dolu poşeti masaya bıraktı ve üzerinden ceketini çıkartıp -aynı zamanda yatak olarak kullandığı- siyah deri koltuğa fırlattı. Bardak almak için bulaşık dolu mutfak tezgahına döndü ve aralarından en temizini seçip bir sandalye çekerek içki şişelerini önüne dizdi.

Dibi gelmeye başlamış kestane rengi saçlarını parmakları ile geriye doğru tarardı. Siyah uzun kollu tişörtünü eteklerinden tutup üstünden çıkardı. Kış ayında da olsa ne zaman içse sıcaklardı. Doldurduğu bardağını tek dikişle yarılarken boğazının yanmasıyla boğazını temizlemek istercesine sesli bir iç çekti. İkinci bardağını dolduracağı sırada dairede telefonunun zil sesi yankılandı. Alarmı ile arama zili aynı olduğu için ilk başta uyku düzenini düzeltmek için kurduğu saatlerden biri olduğunu düşündü. Bu saatte onu arayıp sorabilecek bir insan olmadığından telefonu aldırış etmedi.

Dakikalar geçerken telefon bir türlü susmak bilmedi. Beomgyu içini sarıp sarmalayan endişe ve hafif çakır keyifle sandalyesinden kalktı ve ceketinin cebindeki telefonunu çıkardı.

'Abim' Görmeyi beklemediği isimle şaşkınlıkla kaşları havalandı. En son 4 ay önce ondan borç para istemek için aramıştı Beomgyu. Genelde de zaten para istemek dışında pek birbirlerini aramazlardı. Yoksa parayı geri mi isteyecekti? Ciğerinde kalan oksijeni de dudaklarının arasında bırakıp; ne olacaksa olsun diyerek telefonu açtı.

"Abi?" sesi uzun süredir koruduğu sessizlik yüzünden boğuk ve çatlak çıktı.

Hat arasında uzun bir sessizlik oluştu. Beomgyu aramanın sonlanıp sollanmadığını kontrol etmek için kulağından uzaklaştırmak üzere hamle yapacakken abisi konuştu, "Beomgyu," sesi abisinden duymayacağı, alışık olmadığı bir tondaydı. "Nasılsın kardeşim?"

Bakışları yan masada duran içki şişelerine gitti. Ensesine doğru uzayan saçlarını kaşırken yanıtladı, "İyiyim abi sen?" yine uzun geçen bir sessizliğin ardından Beomgyu kuruyan dudaklarını yaladı ve devam etti, "Sesin iyi gelmiyor. Bir sorun mu var?"

"Bizimkilerin evine gittim." Beomgyu yavaşça arkasındaki koltuğa oturdu. Başı hafif öne eğilmiş şekilde tırnak etleriyle oynamaya başladı.

Ebeveynlerini üç sene önce gerçekleşen bir uçak kazasında kaybetmişlerdi. O dönem, yaşantılarla dolu o evi kapatma kararı almışlardı. Beomgyu bir anlığına çocukluğunun geçtiği evin varlığını unuttuğu için kötü hissetti.

What If [Taegyu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin