*penser I*

10 2 3
                                    

-jungkook
~taehyung
○○○
Teahyung ~

Yolda yürüyordum, sessiz ve sakindi.
Yanlız ortalığı kıyamet götürüyordu,muhtemelen balkonlarında oturup dışarıyı seyreden insanlar ve açık bardaki sarhoşlar bu adam deli mi diye düşünüyordu. Yanıldıkları bir şey vardı onlar belki herşeye ve herkese delirebilirdi ama beni deli edecek tek bir sebep vardı...Bu tür düşüncelere dalmışken duyduğum"Mösyö" sesi ile arkamı döndüm,12-13 bilemedin 14 yaşlarında bir ufaklıktı.

~Söyle küçük,ne istiyorsun?para istiyorsan yanımda hiç yok, başka kapıya.

*Yanlış anladınız mösyö şuradaki adam sizi çağırmam için para verdi.

Dedi ve eliyle kardan dolayı çokça gözükmeyen uzaktaki adamı işaret etti. O da bana bakıyordu.
Adam biraz daha belirince çocuğun sırtına vurup gitmesi için onay verdim.Adama doğru yönelirken kafamda işaretler vardı,tanıdığım olamazdı, kimim kimsem yoktu benim.

~Monsieur! qui es-tu aussi ?(bayım!sizde kimsiniz?)sesimin oraya ulaşması için bağırıyordum. Fakat herhangi bir ses yoktu.

~Monsieur, si vous plaisantez, ce n'est pas drôle, j'ai du travail!.
(Bayım,eğer bu bir şakaysa komik değil.işlerimi halletmeliyim!.)

-quels boulots ?(hangi işler)

Uzaktan duyduğum bu ses tanıdık birinin sesine benziyordu anlamak için daha da yaklaşmayı seçtim,ancak o an anladım kim olduğunu. Dünyam başıma yıkılmıştı,çaresizliği iliklerime kadar hissetmiştim,belki ağlamam ve çığlıklar atmam gerekiyordu ama susmayı seçtim.

~jungkook

Dedim,karşımdaki büyük cüsseli adama titrek sesimle, isminin ardından gelecek olan o kadar kelime varken sadece jungkook diyebilmiştim...

-Dinle,seni bırakmak istemedim duydun mu beni, belki yanlıştı ama sevgilim gel beni bir dinle.

Nutkum tutuldu,istememiş miydi?gerçekten buna inanmamı mı bekliyordu? Ellerimden tutmaya çalıştı...

~bırak beni.

-sevgilim ama dinle lütfen, nolursun dinle lütfen,lütfen dinle...

~sana bırak beni dedim jeon!.

Bağırmamdan sonra "büyük cüsseli" dediğim adam küçücük kaldı, bıçaklıyorlarmış gibi karnı ellerine gitti, içine gömüldü, başını göğsünün arasına aldı. Sanki onun ağladığını görmüyormuşum gibi. Bir süre onun ağlamasını izledim güçlü durmaya çalışıyordu fakat ne fark ederdi o "ölmüştü"benim
gözümde.

-bebeğim dinleyecek misin? nolur.

Hissizdim, hiçbirşey hissetmiyordum sadece tiksinti duyuyordum,ben ölüm döşeğindeyken onun başka bir kadınla sevişmesinden beri duymadığım bir tiksintiydi bu.

~Biliyor musun jeon,siktir git...
*****
Yaniii oldu sayılır mı sayılır bence nasıl bitirsem ki kitabın sonunu:))
Neden böyle bir başlangıç yazdığımı bende bilmiyorum ama belki güzel biter içinizi karartmayın hemen.

tes yeux...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin