Evet, geçmişte yaşıyorum. Senden ne kadar uzaklaşırsam o kadar yakınlaşıyorum. Anılarımızı ve kurduğum hayalleri kafamdan çıkaramıyorum, neden bilmiyorum. Tekrar tekrar senin hakkında yazmama engel olamıyorum. Biliyorum, bunu çoktan aşmam ve hayatıma devam etmem gerekiyordu. Seninle anlam bulan şarkıları dinlemeyi bırakmalıydım ama bir türlü yapamadım.
Bunun nedeni ne?
Eskiden o şehirde yaşarken geçtiğim her sokakta senin hayaletinle yürüdüm, her köşe başında başka bir anımız vardı. Gece mutfak camından bakarken senin baktığım sokaktan geçmeni umardım, yanında o olsa bile. Artık başka bir şehirde yaşıyor olsamda anılarımızdan kopamıyorum. İki sene sonra tekrar buluştuğumuzda bütün gece gezmiştik, hayatımın en kötü dönemlerinden biriydi ama başa çıkamayacağım bir şey değildi, tabii sen gelene kadar. Belki de senin olman daha iyiydi, bilmiyorum.
İki sene sonra tekrardan buluşmaya başladığımızda bir şey düşünmüştüm: sen aynı değildin. Ama sende eskilerden bir şeyler kalmıştı. Bu tarafın beni nostaljiyle karışık bir hüzün duygusuna boğsa da mutlu ederdi, o iyi zamanlarımızı hatırlamamı sağlardı.
O gece ilk buluşmamızın aksine seni ben aramıştım. Bütün gece amaçsızca şehri turlamıştık. Eskiden arkadaşça yürüdüğümüz o sokakları iki yabancı olarak yürüyorduk. Geçmiş hakkında konuşuyorduk. Ben sana eskiden yaptığın utanç verici şeyleri söylediğimde utanıp saçma tepkiler veriyordun, o anki hallerin tatlıydı. Gece bittiğinde ve benim eve gitmem gerektiğinde benim sokağıma gelmiştik, ben kaldırımda oturuyordum, biraz sustuktan sonra o konuyu açmıştın. " Aşık olduğun kişi ben miydim?" Sen tepemde dikilmiş beni sorgularken ben başımı dizlerime gömmüş kaldırımda oturuyordum. Gece meltemi tatlı bir şeyler taşıyordu.
O an sorduğun cevaplama cesaretim olsaydı sana ne söylerdim?
...
Evet, o sendin. Sana birine aşık olduğumu söylemiştim. Belki de aşk bunun için fazla iddialı bir kelimedir ama bu aşk değilse o zaman aşkın ne olduğunu bilmiyorum demektir. "Sen benim en yakın arkadaşımsın eğer bana aşıksan bu benim için zor." Bana böyle söylemiştin. Senin için ne kadar zorsa benim için daha zor olduğunu söylediğimde bana inan lütfen. Ayrıca sen de benim için uzun bir süre sadece arkadaşımdın sahip olduğum bu hisler her zaman içimde değildi. O gün üzgün olduğumda ve bunu asla belli etmediğimde sanki her şeyi anlıyormuş gibi bana sarıldığında başladı her şey. Sana aşık olduğum için beni suçlama sadece bir çocuktum. Yaz tatili için farklı şehirlere gittiğimizde odamda yalnız geçirdiğim haftalarda sana aşık olduğumu anlamıştım ama bu benim için sorun değildi sonuçta arkadaştık ve önemli olan buydu, hep böyle kalmalıydı. Yaz tatilinde seni ziyarete geldiğimde senin sevgilin olmuştu ve ben sana aşık olmama rağmen senin adına mutlu olmuştum çünkü aşk senin her zaman aradığın bir şeydi ve bunu bulduğun için mutluydum. Günler sonra okul açıldığında okulun ilk günü bana okulu bırakacağını ve sadece sevgilinle ilgililenmek istediğini söyledin sonra gittin. Asla gitmeni istemedim, o an gideceğine ve bunca yıldan sonra seni kaybedeceğime asla inanamadım ama gittin ve 2 yıl boyunca seni görmedim. Eğer gitmeseydin bu duygularımı kutulara koyup yerin yedi kat altına gömebilirdim, sadece arkadaşlığımıza odaklanırdım. Ama sen gittin, beni gözlerim yaşlı ve içimde bir boşluk hissi ile geride bıraktın. Ben o boşluğu sana olan aşkımla doldurdum, sana platonik olduğum iki yıl içerisinde tüm şarkılar senin hakkındaydı, yazdığım her şey senin hakkındaydı. Sen yokken bir çok şey yaşadım , bir çok insan tanıdım, değiştim. Herkes beni görüyordu ama benim senin beni görmediğin yerde başkalarının beni görmesine ihtiyacım yoktu. Her şeyi görmeni istedim devam edebildiğimi, eğlenebildiğimi, senin için üzülebildiğimi, her şeyi. Sadece sana anlatmak istiyordum. Buraya sayfalar dolusu yazabilirim tüm bu hisleri ve yaşanmışlığımızı saatlerce anlatabilirim ama yazdığım her şey hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece şunu söylemek istiyorum ki: evet o sendin ve seni sevdiğim için özür dilerim.