Ölüm meleği

10 1 0
                                    

Gözümü beyaz hastane duvarlarına açtım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım bir süre. Son yaşadıklarım geldi aklıma. Tekrar doldu gözlerim.. Sakinleştirici vermişlerdi anlaşılan. Ayağa kalktım ve etrafı süzdüm. Bir sürü koşuşturan hemşire vardı. Yanlarından sıyrılıp çıktım oradan. Gözüm Zeynep'in odasını arıyordu. Ben bayılmadan önce Zeynep'in odasına giren doktoru gördüm koridorda. Hızlıca yanına gittim ve konuşmaya başladım.

Br: doktor... Zeynep. Zeynep Kılıç. İyi mi? Ne oldu?

Doktor dudaklarını birbirine bastırdı. İyiye işaret değildi bu.

Dr: Zeynep hanım... Sizlere ömür. Maalesef kaybettik.

Kanım dondu duyduğum şeyle. Bunun bir kabus olmasını istedim. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerim tekrar dolmaya başladı. Kafamı sağa sola salladım yavaşça. Yapmazdı o bana. Böylece bırakıp gitmezdi.

Br: hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Yapmaz o bana. Şaka değil mi? Kabus bu. ZEYNEP! NEREDESİN!
Dr: maalesef beyefendi. Kabus değil. Çok üzgünüm. Başınız sağolsun.
Br: Yasmin... YASMİN YÜZÜNDEN! Onun yüzünden.. Onun... Onun yüzünden öldü Zeynep. Katil o. Zeynep değildi ama o ve yanındaki adam artık katil. Onun yüzünden kaldım ben onsuz.

•Yasmin• (1 saat önce)

Burak elini kulaklarından çekip bana döndü.

Brk: Yasmin? Ne diyor bu adam? Mesleğin iç mimar değil mi yoksa?
Ys: e-e-evet burak. Ona mı inanıyorsun?
Brk: evet Yasmin. Senin mesleğin ne?
Ys: İ-i-iç mimar.
Brk: O ZAMAN NEDEN KEKELİYORSUN? BANA DOĞRUYU SÖYLE! YOKSA... SEN MİYDİN?
Ys: ne-ne ben miydim?
Brk: abimin... KATİLİ!
Ys: h-h-hayır Burak. İnan bana
Brk: HAYIR YASMİN! NİYE YAPTIN BUNU BANA? NEDEN? NEDEN ONA SUÇUNU ATTIN? YA ÖLÜRSE! SUÇSUZ YERE ÖLÜRSE NE OLACAK YASMİN? HAPİSE GİRERSEK NE OLACAK? NEDEN YA NEDEN? BEN SANA GÜVENMİŞKEN GÜVENİMİ BOŞA ÇIKARDIN!
Ys: ABİNDE BENİM ANNEMİ ÖLDÜRDÜ! ZEYNEP'E SUÇU ATTIM ÇÜNKÜ....
Brk: NE YASMİN NE? ÇÜNKÜ NE? SEVMİYOR MUYDUN? KISKANIYOR MUYDUN DA ÇEKTİRDİN KIZA BUNLARI?
Ys: EVET KISKANIYORDUM! ÇOK KISKANIYORDUM! AYRICA BEN DEĞİL SEN ÖLDÜRDÜN ONU! ONUN KATİLİ SENSİN!

Kafamın yana kaymasıyla Burak'ın bana tokat attığını anladım. Sırıttım ve ona döndüm.

Ys: ne oldu? Gerçekler ağır mı geldi?
Brk: SUS! SENİN YÜZÜNDEN YAPTIM BUNLARI! SEN BENİ DOLDURDUN! Belki... Bir ihtimal ölmemiştir...

Biz böyle kavga ederken gelen siren sesleriyle duraksadık.

Ys: POLİSLER!
Brk: SAKLAN ÇABUK!

Burak ile beraber sağ köşede duran tozlu dolabın içine girdik. Gelen tanıdık sesin söylediği cümleyle duraksadım.

Br: evet komiserim arkadaşımın öldürüldüğü yer burası.

Az önce ölmesini isteyen de, şimdi yaşaması için dua eden de bendim.

•Bora•

Polisler etrafı ararken bende kanlı gözlerimle etrafı izliyordum.

Pls: görünüşe göre kaçmışlar.
Br: emin misiniz komiserim.
Pls: evet bora bey.

Kafamı sallayıp kapıya doğru döndüm. Tam gideceğimiz sırada dolaptan bir hapşuruk sesi gelmesiyle herkes oraya döndü.

Br: DOLAPTALAR

Devam edecek...

Elektrikli oyun {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin