Pazartesi sabahı okula gidesim yoktu, hasta olmasam da hasta gibi hissediyordum. Sanki grip olmuşum da bütün vücudum kırgınlıktan kırılıyor gibiydi.
Kapıda dönen anahtar sesiyle pikemi tepeme çektim. Yatağımın kenarı çöküp üstümden pikem çekildiğinde bana gülümseyerek bakan Tuna görüş alanıma girdi.
"Kalksana aptal adam, okula geç kalacağız." Derin bir nefes alıp yatak başlığına kadar geri çekilip oturdum.
"Ben gelmek istemiyorum bugün, hasta gibiyim." Elini alnıma attı hemen, ateşime bakıp normal olduğunu görünce dik dik suratıma baktı.
"Ateşin yok, bir yerin mi ağrıyor tatlım." Kalbim ağrıyordu, kalbim gördüklerim yüzünden bin parçaya bölünmüştü.
Yutkundum sadece, cevap veremedim..
"Berkin, endişelendirme beni. Neren ağrıyor?" Yatakta tekrar kayarak cama doğru yan döndüm.
"Net olarak şuram ağrıyor diyemem, her yerim ağrıyor. Yatıp dinlenmek istiyorum bugün, annemlere haber verdim merak etme." Yüzümü bir süre süzüp ayağa kalktı.
"Kahvaltı hazırlayayım ben o zaman, aç yatma hasta hasta." Derin bir nefes aldım.
"Gerek yok, sen derse geç kalma. Kötü olursam bir şeyler sipariş ederim. Hadi sen okula git."
Git ki, daha çok kalbim sızlamasın...
Saçlarıma bir öpücük kondurup odadan çıktığında yastığımı kollarıma çekip sımsıkı sarıldım. Tuna'ya sarılıp uyumak istiyordum ama olmazdı..
Onu sevdiğimi kabullendikten hemen sonra böyle bir şey yaşamam tamamen kaderin cilvesiydi. Sen yıllarca hislerini fark edemedin, al sana kaptırdın sevdiğini diyordu resmen.
Yatakta öylece camdan bakarak uzandım saatlerce, akşama kadar tuvalet harici kalkmamıştım. Hava kararmak üzereyken mis gibi kokan bir tabak makarnayla içeri girdi Tuna'm...
"Hadi kalk tatlım, en sevdiğin makarnayı yaptım. Sen çorba insanı değilsin biliyorum, seni şımartmak için annemi bile reddettim bak." Gülmek istesem bile gözlerim doluyordu.
"Bunu benden başka kimseye yapma tamam mı?" Gülerek bana sarıldığında gözlerimden firar eden yaşları hissettim, beline cankurtaran halatı gibi sımsıkı sarılıp başımı omzuna koydum.
"Merak etme, senden başka kimse bu lezzete layık olamaz. Şimdi karnını doyur, sana bir sürprizim var." Merakla ona baktığımda gözüyle tabağı gösterdi.
Elime aldığım çatalla bir süre bebeksi yüzünü izledim, saçlarıma bir öpücük kondurup odadan çıktı. Dolu gözlerimle bir süre onun gidişini izlesem de çatalımı kremalı makarnaya daldırdım.
Sabahtan beri tek lokma yemediğim için acıkmıştım ve bu çok lezzetli gelmişti. Kapıdan giren Tuna arkasında bir şey saklıyordu, bunun bizim çocukluk albümümüz olduğunu gördüğümde burukça gülümsedim.
"Bu senin neşeni yerine getirir, uzun zamandır görmüyorduk bunu. İki gün önce annemin giyinme odasında buldum, yukarıya kaldırmış." Yarıya geldiğim tabağı komodinin üzerine koyup albümü de kucağıma çektim.
İlk sayfayı açtığımda daha hastanede aynı beşikte, benim Tuna'nın yanağını emdiğim bir fotoğraf vardı. İkimizde güldük bu fotoğrafa, büyüdükçe daha belirginleşiyordu yüzlerimizin arasındaki fark.
"Bak bunu hatırlıyorum." Bana onu dudağından öptüğüm bir anaokulu fotoğrafımızı gösteriyordu.
"Bende hatırlıyorum, sen bana küsmüştün. Annende öpüşüp barışın dediği için seni öpmüştüm, onun yanaktan öpücük olduğunu bilmiyordum." İçten kahkahası odamı sararken yutkunarak yüzüne baktım.
"Evet, tüm insanlar gülmüştü bize."
"Sonra sen bana tekrar küsmüştün, öpücüğümü geri vermen gerek diyerek." Gülmemeye çalıştıkça daha da gülüyordu.
"Senin özür dilemelerin yüzünden babam bile çok gülüyordu, birde 'tamam sende benim öpücüğümü al' diyordun sürekli." Kıkır kıkır güldükçe onu izlemekten vazgeçemeyeceğimi anladım.
Başkasını seviyor olsa bile, başkasını öpmüş olsa bile ben sadece onu seviyor ve istiyordum.
"Sizi gördüm." Dedim birdenbire. "Cem ile öpüşürken, deniz kenarında.."
Bakışları ellerine indiğinde yutkunmak zorunda hissettim, belki de başından beri ondan hoşlanıyordu. Orada görünce de sevinmiş olabilirdi.
"Evet, öyle bir şey oldu." Elini saçlarına atıp hafifçe çektiğinde bende başımı ellerime indirdim.
"Bunu görmek beni mahvetti, istemiyorum... çocukça gelebilir ama, bunu istemeye de hakkım yok ama bir daha görmek istemiyorum." Alt dudağını ısırıp kapıya döndüğünde elini uzanıp tuttum sımsıkı.
"Beni öp sadece, olmaz mı, bana gülümse, bana makarna yap, sonsuza kadar herşeyi isteyebilirsin benden. Göbek dansı da yaparım her istediğinde, bende bir tek seni öperim. Başka kimse olmaz, sadece ikimiz, olmaz mı?"
Ağlamak üzereydim....
Ciddi ciddi, salya sümük ağlayabilirdim kabul etmezse...
"Sevgilim mi olacaksın yani Berkin?" Sesi nefes nefese gibi geliyordu.
"Sen ne istersen o olacağım, sen kim istersen o olacağım.. yeter ki beni başkası için bırakma.." ayağa kalkan Tuna'ya bakarken artık gözyaşlarım süzülüyordu, beni göğsüne çekip bir süre sakinleşmemi bekledi.
"Tatlım, sen beni kaybetmekten korkuyorsun sadece... ben her zaman senin yanında olacağım. Bunu biliyorsun, lütfen kendini üzme."
Onun göğsünde kafamı iki yana salladım, beni anlamıyordu. Kendimi geri çekerek yüzüne baktım, üzgün duruyordu.
"Hayır öyle değil Tuna, seni kaybetmekten tabi ki korkuyorum ama sadece bu değil. Ben senden başka kimseyi istemiyorum, seni istiyorum, seviyorum, kıskanıyorum ve itiraf etmek utanç verici olsa da arzuluyorum hemde çok."
Yanakları gittikçe kızarırken tekrar alt dudağını ısırıp bana baktı, ağzı açılıp kapandı ama bir şey diyemedi.
"Şimdi bir şey söyleme, ama düşün tamam mı? Bizi düşün, ikimiz birbirimizin herşeyiyiz yıllardır. Bunun sadece başka bir boyuta taşınacağını düşün, ikimiz birlikte olmak için yaratılmışız gibi hissediyorum."
Kollarımı beline sarıp düzensiz kalp atışlarını dinledim uzun uzun, tabağı alıp benden uzaklaştığında bir kolumu kaybetmişçesine eksik hissettim.
Odamdan çıkarken bir kez bile bana dönüp bakmadı, saçlarımı öpüp 'iyi uykular tatlım' demedi. Arkasına bakmadan öylece çıkıp gitti, ağlamak isteyen yanımı bastırıp kalkıp duşa girdim.
Gecenin bir yarısı uykumdan camımdan gelen tıkırtılarla uyandım, elinde yastığıyla Tuna oradaydı. Hızla kalkmak isterken yere yapıştım ve kendimi toparlayıp cama uzandım.
"Uyuyamıyorum, gelebilir miyim?" Camı sonuna kadar açıp içeri girmesini bekledim.
Benden önce yatağıma uzanıp yastığını bacaklarının arasına yerleştirdi, arkasından ona sarılırken kalbim mutlulukla dolmuştu. Huzursuz uykum yerine Tuna'nın kokusuyla dolu bir uykuya dalmadan önce sesini hayal meyal duydum.
"Sevgilim olacaksın tatlım, ailem olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Arkadaş => Kız Arkadaş
General FictionHoşlandığı kızı tavlamak için arkadaşından bir iyilik isteyen Berkin, Tunayı ikna ettiğinde aldığı şartla şaşkına dönecek Boy Girlfriend isimli mangadan esinlenilmiş, birebir aynısı değildir, sadece benzerlikler var.