l1l

32 5 7
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocukluk.

Yiğit daha çocuktu. Cılımsız, çelimsiz, 19 yaşında olan bir çocuktu. Tek yaptığı ise babasını öldürmekti. Annesini satıp pazarlayan babasını.

Her şey çok ani gelişmişti. Babasının yine bir akşam yemeğinde eve sarhoş gelerek hiç bir sebep olmadan annesine bağırarak aşağılayıp sağ elini masaya vurup annesiyle kavga etmeye devam etmesi ile yiğit derin nefes alarak tabaklarını ve bardakları toplayarak mutfağa götürmüştü. Annesinden bir çığlık tufanı koparken gözlerini kapatarak bir süre bekledi. Çığlıklar, bağırışlar, tokat sesleri ve tabak kırılma sesleri gittikçe artarak çoğalıyordu.

Yiğit bu durumdan nefret ediyordu. Midesi bulanıyor, başı dönüyordu.

'Nedir bu bizim çektiğimiz?' Diye düşündü. Artık yeter di. Annesi ile kendisinin bu şektiği zulümleri hak etmiyordu. Kimse bu durumu bu zulümü hak etmezdi. Makinede duran siyah başlı büyük bıçağa bir bakış attı.

Ardından kısa süre içinde onu kaparak derin nefes aldı. Yapacaktı, bu zulümü bitirecekti. Yavaş adımlar ile salona ilerleyerek bıçağı arkasına sakladı. babası annesinin üstüne eğilmiş saçlarından tutarak yüzüne tokatlar atıyordu, gözlerini kapatarak derin nefes aldı ve bıçağı çıkararak sırtına geçirdi babasından bir bağrıltı çıkarken bıçağı çekip yeniden sapladı babası yönünü ona dönerken üstüne gelerek tokatını savurdu tokatı başının dönmesi ile isabet ettirememesi ile babasının üstüne doğru düşmesi ile yiğitte düşmüştü. Ardından babasının yanından kalkarken ağlayarak kanlı ellerine baktı bitmiş miydi?

Kafasını çevirerek annesine baktı.

Annesinin dudağı ve kaşı patlamış, yediği tokatlar ile yanaklarında kıpkırmızı izler çıkmıştı ağlamaktan şişen ve kırmızılaşan masmavi gözleri korkudan titreyen ellerine baktı. Hepsi babasının annesinde bıraktığı izlerdi. Yiğit sevmezdi, annesinin bu hâlini hiç sevmedi.

Koşarak annesinin yanına gidip eğilerek saçlarını düzeltip göz yaşlarını silerek fısıldadı " Bitti artık " diyerek annesine bakındı. Ardından yanağına ateş gibi çarpan tokat ile annesinin bağırışı bir oldu "Katil! Katilsin sen! Babana bunu nasıl yaparsın? Babandı o senin! Böyle de olsa babandı nasıl yaparsın bunu bize?" Diye bağırırken yiğit ağlarken söyledi " Dayanamadım anne, bunu sana yaparken dayanamadım" derken annesi yenden bağırdı " Kes sesini katil!" Diye yeniden bağırırken annesi ayağa kalkarak telefonuna el atarak polisleri arayıp adres verirken yiğit yalvarak ağlıyordu " Yalvarırım anne, yapma" diye çığlık atarken telefonu kapatan annesi ile duvarın yanına çökerek ağlamaya devam etti. Bir süre sonra duyulan siren sesleri ile ağlaması çoğalırken elleri ile kulaklarını kapatarak ağlamaya devam etti.

-

Yiğit'in ağzından.

Koğuşa götürülüyordum, bileğimde kelepçe kollarımda iki gardiyan ile koğuşa götürülüyordum, Bin bir suçtan içeriye giren adamların yanına götürülüyordum. Yanlız olmak istiyordum ama yanlızlıktaki o derin karanlıktan korkuyordum.

"Koğuşuna geldik " diyen gardiyan ile ona baktım. Demir kapıyı anahtar ile açarak beni içeriye ittirmesi ile zedelendim. Bileklerime uzanarak bileklerimde duran kelepçeyi açarak

"Eşyalarını yarın sabah getirirler, hadi Âllah rahatlık versin " diyerek demir kapıyı hızla çekti ve kilitleyerek koğuştan ayrıldı.

Gardiyan koğuştan ayrılınca etrafa baktım. Sol ileri tarafta çift katlı ranzalar, tam sağ ileride kalan tuğladan mutfak içeride kurulan odun sobası ve küçük lamba. Burası kötüydü hemde çok kötüydü. Nasıl yapacaktı? Nasıl burda kalacaktı?

" Hoş geldin de sen kaç yaşındasın? "

Diye birden soran uzun iri yarı hafif sarı sakallı en fazla 26 yaşında olan adama baktım ve burnumu çekerek mırıldandım "19" diyerek beliklerimi okşadım ardından Siyah uzun saçlı benden biraz daha büyük olan çocuk gelerek bana bakındı ve gülümseyerek "Gel hadi ranzanı ayarlayalım, ben alperen bu arada " dediğinde hafifçe buğulu gözlerim ile gülümsedim ve " Yiğit, benim adımda yiğit" dedim.

"Memnun oldum, hadi gel " diyerek elimden tutarak beni çekiştirdi. Belliydi artık bu çocuk onun en yakın olacağı kişiydi. 

Ranzanın oraya gelmemiz ile alperen küçük dolaplardan oluşan bölüme giderek beyaz yastık ve yorgan alıp yatağıma sererek ayarladı. Bana bakarak omzuma elini attı ve söyledi

"Burda yatarsın, bunlar temiz." dediğinde kafamı salladım ve ayakkabılarımı çıkararak ranzaya oturdum ve arkama yaslanarak ayaklarımı kendime çektim ve sarıldım ardından alperenin yanımdan ayrılıp masanın oraya gitmesi ile derin nefes aldım. Ardından "Yeni bir çocuk geldi diyorlar? Yaşı küçükmüş bizim koğuşa getiriliyormuş. " diye sert ve tok sesi duymam ile kafamı kaldırarak oraya baktım. Ardından alperenin benim olduğum tarafı göstererek "Geldi bile" dediğinde gözlerimi kapatarak derin iç çektim. Ardından ayağa kalkarak ranzadan ayrılarak ayakkabılarımı giyerek üstüne bastım ve masanın oraya baktım.

Neredeyse üstteki ranzaya deyecek olan boyu, Simsiyah saçları ve kaşları ama siyahlıktan ötede olan çakır gözleri ince dudakları Hafif kirli sakalları ve 3 numara saçları ile bu adam mükkemmeldi. Giydiği Siyah gömlek sırt çizgilerini ortaya dökerken siyah kumaş pantolonu kalçasını dişarıya çıkarıyordu. Bu adam cidden mükemmeldi.

"Benim" diyerek hafif fısıldıyla konuştum bakışları bana dönünce kafamı eğerek durdum bir süre sonra adım sesleri kulağıma değince ve birden saçımdan tutulup kafamı kaldırdım bana eğilerek bakan adama baktım. Bir süre gözlerimi ve yüzümü inceleyip dudak kıvırdı ve saçımdan bırakarak diğerlerine döndü "Çocuk lan bu? Nasıl babasını öldürebilir? " diyerek hafif bağrıltı ile konuştu. Yapmıştım işte bunu deşmeye ne gerek vardı? Ardından omuzumu indirerek ranzanın oraya ilerledim. Ardından omzumdan tutularak geri çekilmem ile yere düştüm. "Hadi yardım edin bakalım tutun elinden kaldırın" dediğinde herkes önüne döndü onlara baktığım da yardım etmeyecekleri belliydi. Yenden ama haddinden fazla bağırması ile kulaklarımı tıkadım.

"Neden yardım etmiyorsunuz? Oysa geçenler de Batuhana yardım etmiştiniz?" Dediğinde kafamı kaldırarak ona baktım. "Neden şimdi bu çocuğa yardım etmiyorsunuz?" Diye yeniden bağırması ile yanındaki masayı devirdi ardından hafif bir çığlık atarak kulaklarımı daha fazla tıkadım.

Ardından alperen ortaya atılarak

"Mahzar abi, çocuk gay'mış, diğerlerinin dediğine göre ibne. Diğerleri yaklaşmayı bırak bakmıyorlar bile, neymiş bulaştırırmış." Dediğin de ona baktım.

Ne zaman buraya duyulmuştu bu?

Ardından mazhar denilen adam yüzüme eğildi ve sordu. "İbne misin?"

Dediği ile elimi kaldırarak sert bir tokat geçirdim yüzüne

     

Olacaklardan habersiz...

(Porche'un kinn'e attığı tokatı düşünebilirsiniz ) 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık ( bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin