(m)adde 13.

105 6 98
                                    


madde 13: final.

-

hız trenindeyken heyecanın getirisiyle karnınızda oluşan o hafif karıncalanma hissi ve aynı anda midenizin leş gibi bulanması gibiydi bazı şeyler.

çok susamak ama kalkıp bir bardak su almaya üşenmek gibi.

tıpkı gezip tozmak istemek ama tüm paranızın bitmiş olması gibi.

bu hikayenin sonuna geliyor oluşumuz gibi.

şu meşhur günlüğü siktir ettiğimden beri artık kafama not alıyorum her şeyi. bendeniz park jimin. kim taehyung'un sevgilisi olan park jimin. onun biriciği park jimin. çok zor badireler atlatmış ama hiçbir zaman vazgeçmemiş olan park jimin. her zaman içinde var olan o küçücük umuda tutunmayı bırakmayan park jimin. siz zaten az çok biliyorsunuz.

hayatımızda büyük ölçüde değişiklikler yaşandı fakat yine ve yeniden buradayız.

sevgili dostlarım, derin bir nefes alın. mezuniyetteyiz. şaka yapmıyorum, evet, üniversite mezuniyeti. evet biz mezun oluyoruz.

bu kadar zaman geçmesini beklemiyordunuz bence ama geçti.

"taehyung sakin olur musun? iki üç cümle bir şey söyleyeceksin, yaparsın sen. sadece bana konuşma yapıyormuş gibi düşün. burada bizden başka hiçkimse yokmuş gibi, tamam mı?"

taehyung gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. tam iki gündür onu bu konuşmayı yapması için cesaretlendirmeye çalışıyordum. eh, bölüm birincisi olmak kolay değildi nihayetinde.

"tamam. başaracağım... evet, yapacağım. ne kadar zor olabilir ki?"

ona gülümsedim, "iyi ben yerime geçiyorum o zaman." deyip bir iki adım gerilemiştim ki bir anda panikleyip kolumdan tuttu.

"hayır, bekle!" beni kendine çekip dudaklarımdan öptükten sonra serbest bıraktı, "tamam, şimdi gidebilirsin."

kendimi tutamayıp tatlılığına kıkırdadım sadece, "bolşans prenses."

"evet her neyse."

gülerek yanından uzaklaştım ve bana ayırtılan yere doğru yürüdüm. jungkook, seokjin ve yoongi kendi aralarında hararetli bir şekilde bir şey konuşuyorlardı. yoongi'nin yanındaki boş yere oturup onlara katılmaya çalıştım.

"bakın benimle iddiaaya girmeyin. sizin için kötü biter sonu." dedi jungkook ciddi bir şekilde. kaşlarım çatıldı.

"ne oluyor?" diye araya girdim. seokjin gözlerini devirerek önüne döndü ve kollarını göğsünde birleştirdi. jungkook da onun bu haline göz devirip başını çevirdi. yoongi muhtemelen ikisinin salaklığına göz devirdikten sonra bana döndü.

"jungkook taehyung'un sahnede heyecandan bir salaklık yapacağını düşünüyor. biz de ona katılmayınca... mevzu bu hâle geldi işte." diye kısaca açıklayınca bu sefer göz deviren taraf bendim.

"neden güvenmiyorsun ona? gayet de düzgün bir şekilde bitirecek konuşmasını."

"abi güvenmemeyle alakası yok ya." diye yerinde diklendi jungkook, "ben malımı biliyorum, siz niye bana inanmıyorsunuz?"

yoongi ona geri cevap verirken tartışma devam etti ama onlara katılmak istemediğimden önüme döndüm. gözlerim taehyung'u aradı. birazdan onların bölümü diploma alacağı için bir kenarda bekliyorlardı. taehyung'la göz göze geldiğimizde ona gülümseyip baş parmağımı kaldırdım. bana gergince gülümsediğinde onun bu haline gülmeden edemedim.

onunla barıştığımızdan beri geçen bir buçuk yılda çok fazla şey olmuştu.

ilk olarak taehyung seojoon'la ilişkisini tamamen kesmişti. bunu beklemediğimden oldukça şaşırmıştım ama böylesinin daha iyi olduğunu ikimiz de çok iyi biliyorduk. o zamandan beri hem kendimiz için hem de ilişkimiz için zararlı olabilecek insanları çevremizden uzaklaştıracağımıza dair sessiz bir söz vermiştik sanki. kimsenin bizi aşağı çekmesine izin vermemiştik.

kim taehyung'un takımyıldızı rehberi | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin