1. Yeni okul yeni hayat...

35 3 75
                                    

Öncelikle tarih alalım:

Şarkı- Dying Stars~Ashnikko

Felix:

Annem öldürülmüştü, babam ise ölmüştü.

Kimsesiz kaldım derken birden abim olduğunu söyleyen biri geldi. Ardından Kore'ye taşınmıştım.

Her şeyi çok üstünkörü anlattığım için kısa ve anlaşılması zor oldu değil mi?

Yaşarkende öyleydi, hissiz bir şekilde yaşamıştım her şeyi.. Her şey çok karmaşık gelmişti bir o kadarda basitti oysaki..

Selam, ben Felix. Soyadımı söylemek istemiyorum çünkü o soya ait olduğumu reddediyorum hala kendi içimde.

Her şey o adamın ve annemin bir kavgasıyla başladı.

Kendimi bildim bileli hep kavga ederlerdi zaten. Ancak bu seferki çok farklıydı. Annem bir daha o adamla konuşmayacağına yemin etmişti. Karşılık olarak, "Ne halt edersen et. Sana meraklıymışım gibi davranıyorsun. Çocuğun olmasa beş saniye katlanılmazsın." sözlerini almıştı.

"Yine barışırlar." diye düşündüm. Her zamanki gibi olur diye düşünmüştüm.

Olmadı.

Bir kaç gün sonra o adam her gün sarhoş gelmeye başladı. Annem her şeyi saldı. Artık hiçbir şeyi önemsemiyor gibiydi.

Artık eve o adamdan sonra geliyordu. Geldikten sonra kavga eder ve birbirlerine tehtidler savurduktan sonra uyurlardı.

Yine bir gece aynısı oldu. Kavga ettiler, tehtidler ve uyuma vakti geldi...

Evet uyumuşlardı.

Ama sonsuza kadar.

O şerefsiz önce annemi bıçaklamıştı. Sonra aldığı uyuşturucunun etkisiyle dengesini kaybedip yere düşmüştü. Sonradan anlaşıldıki o an dengesini kaybetmemişti. Anneme verdiği zararın adrenali ve kanına karışan yüksek dozda uyuşturucu nedeniyle ölmüştü..

Nerede kalacağım şimdi diye düşünecek zamanım bile olmadan annemin cenazesinde bir adam gelip, "Ben senin üvey abinim. Kore'de yaşıyorum. Benimle gelmen yazıyormuş annenin vasiyetinde. Sana sahip çıkmamı istemiş. Seni koruyacağım, eğer sende istersen." dedi.

O an reddetme gibi bir seçeneğim yoktu. Akrabalarımın hepsi ölüydü.

Annemin cenazesinde iki kişiydik zaten.

O adamın ise cenazesi bile olmamıştı.

Şimdi ise bir araba koltuğunda oturmuş yolu izliyordum.

Yanımda daha önce hiç görmediğim bir adam vardı.

Daha önce hiç gitmediğim bir ülkeye gidiyordum ve başta dil sıkıntısı olmak üzere pek çok sorun çekecektim belliki.

Belki de ölen annem yerine ben olsaydım her şey daha basit olurdu...

Düşündüm, ben olmadığım için annem o adamdan boşansa sonra Kore'ye geri dönse orada kendi işletmesini kursa ardından başka bir adamla hoş bir karşılaşma yaşasalar. O adam anneme gerçekten değer verse, kimsenin anneme yaşatamadığı mutluluğu yaşatsa, evlenseler ve kalan ömürlerinde mutlu yaşasalar... Evet, benim ölümüm her şeyi daha iyi hale getirebilirmiş.

Bunlar sadece düşüncelerden ibaretti nasıl olsa.

Çoktan olan olmuş, ölen gömülmüştü...

O ana kadar beni düşüncelerimle yalnız bırakmayı tercih eden adam, "Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?" diye sordu.

"Bu yıl 9. Sınıf olacaktım" dedim.

"Ortaokul bitti mi?" diye sordu

"Evet. 9. Sınıf dedim ya."

"Bizim orada okul 9. Sınıf sonunda bitiyor. Her neyse gidince anlarsın." dedi

Harika sanki alışmam gereken hiçbir şey yokmuş gibi birde bu başıma çıktı...

٭٭٭

İçeri girmeden önce çok tedirgindim. Şuan yeni sınıfımın önündeydim.

Lise 1. sınıf... Bu Kore'de 10. sınıf demekmiş. İçerideki herkes benden 1 yaş büyüktü. Neyse bir yaşı kim takacaktı ki zaten?

Asıl sorun koreceydi.

Abimin bana öğrettikleri harici hiçbir şey bilmiyordum. İçeride kendimi ingilizce tanıtacaktım muhtemelen. O kadar bilmiyorum yani.

Sonunda kapıyı tıklatacak cesareti bulduğumda, "Gel" dedi içeriden hoca.

"Merhaba. Ben Felix. 15 yaşındayım. Buraya Avustralya'dan geliyorum." derken önden iki kişi hakkımda konuşmaya başlamışlardı bile.

"그의 말에서 나는 그의 이름이 펠릭스라는 것을 알 수 있었다"
(Söylediklerinden sadece adının Felix olduğunu anladım)

"정말로... 아이의 사투리는 사투리가 아니다"
(Gerçekten ya.. Lehçesinden dolayı hiç anlaşılmıyor)

"그러나 그의 목소리는 매우 좋습니다'
(Ama sesi çok güzel)

Ne konuştuklarını anlayamıyordum, iyi mi yoksa kötü bir izlenim bırakmıştım acaba?

Yanımda duran hoca, "Şuradaki çocuğun yanına oturabilirsin." dedi

Hiçbir şey söylemeden hocanın söylediği yere gittim.

Çantamı koyar koymaz çocuk bana elini uzattı, "Hyunjin" dedi.

Çok güzel bir yüze sahipti...

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Yeni fic hayırlı uğurlu olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni fic hayırlı uğurlu olsun. Bu bölüm biraz angst gitmiş olabilir ama diğer bölümler böyle olmayacak.

Burada biraz daha ailesini yeni kaybeden bir Felix gözlemliyoruz.

Ayrıca bu senenin başı bir dahaki bölüm csat sınavından sonrasında başlayacak kafanız karışmasın.

Herhangi bir bölüm sıklığı belirlemedim Another Universe ve bunu aynı anda yazdığım için biraz bölümler gecikebilir belki. Mesela haftada 1 bölüm fln olabilir bu ama çok dğeişkenlik gösteren biriyimdir. En iyisi takipte kalıp bekleyin

Görüşürüz~

Dejavu•HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin