!Sokak Ortası!

75 3 0
                                    

Öylece yürüyordu yağmur damlalarının
altında. Ne etrafındakilerden haberi vardı, ne de gittiği yerden.

Sesli konuşuyordu, farkındaydı. Buna konuşmak denmez tabii. Söylediklerini sadece kendisi duyuyordu zaten ağzından çıkan sadece iki kelimeydi.

"Mauro İcardi, Mauro İcardi... "

Belkide böyle avutuyordu kendini, ağrı kesici etkisi yaratıyordu üstünde.
Çoğu zaman sözcükler boğazında düğümleniyor kelimelerin yarısını söyleyemiyordu. Son harfleri uzatıyor, bazen "Galatasaray'ımızın yıldızı." diye kendi çapında bağırıyordu.

Bir anlık kafasını kaldırdı ve gökyüzüne baktı.

Kafasının içinden bir ses;

- O bir yıldız olsa hangisi olurdu? Diye soruyor

O ise;
- O zaten bir yıldız, Galatasaray'ın yıldızı. Diye susturuyordu.

-Gerçekten, bir yıldız olsa hangisi olurdu? Diye düşündü.

Yukarı bakıp hepsini tek tek incelerken, gözüne bir yıldız ilişti. En parlakları, en güzelleriydi.

Dilinde hâlâ aynı kelimeler dönüp duruyordu. Sokağın ortasında öylece duruyor, sadece ona bakıyordu. Bir saniye bile çekmedi gözlerini üzerinden. O dahada parladı ve kayan bir parıltıya dönüştü. Yok olmuştu. Artık onu göremeyecekti.

Gözlerini kapattı ve aklına gelen fikirle tekrar açtı.

Evet, küçük çocukları eğlendirmek için söylenen sözlerden biriydi aklına gelen.

~ Yıldız kayınca dilek tutulur ~

Gökyüzüne dikti gözlerini bir kez daha.

Her şey silinmişti şimdi, aklına hiçbir dilek gelmiyordu. Hâlâ o iki kelimeyi mırıldanırken;

"Lütfen yapmamış olsun, lütfen bize bunu yapmamış olsun!" deyiverdi birden.

Yağmurun altında durup bulunduğu durumu sorgıladı biraz daha.

Arkasından gelen sesle, sol omzunun üstünden arkasını görmeye çalıştı.

"Aksel! Aksel?"

"Ne var, neden geldin?"

Gelen kişi yeni ayrıldığı sevgilisiydi.

"Aksel, yemin ederim düşündüğün gibi bir şey yok. Sana asla ihanet etmedim, etmem."

Konuşmuyor, âdeta fısıldıyordu.

"Artık önemi yok, umrumda bile değilsin!"

Ona kıyas bağırıyordu şimdi kız, çığlık atmak istiyorda atamıyor gibiydi sesi.

"Lütfen, lütfen inan bana, affet lütfen, yalvarırım bi şans ver bize." genç adam feryat ediyor, kendini paralıyordu.

İkisininde gözyaşları hızlanan yağmura karışmıştı. Birbirlerinin yüzüne bakmış öylece duruyorlardı.

Kız, Aksel, bir adım attı ve bir tane daha ve bir tane daha...

Adam küçük bir tebessümle karşılık verirken, yanından geçip giden kızın arkasından bakarken buldu kendini.

Dönüp bir kere bile bakmadı Aksel.

Yine konuşmaya başladı.

"Mauro, Mauro, onu düşün, sakin ol!" Ne zaman kendisini kötü hissetse gülücükler saçan suratını, bakanın çekemediği, gözlerini düşünüyor, içini rahatlatıyordu.

Biraz daha yürüdükten sonra gördüğü bir taksiyi durdurup bindi. Adres verip arkasına yaslandı.

Eve gitmek saatlerce ağlamak sonra sabaha kadar düşünüp, karar vermek istiyordu.

Taksi yavaşladığında toparlandı, ücreti ödeyip çıktı araçtan. Apartmana doğru ilerledi, asansöre bindiğinde, her zamankinden daha uzun gelmişti geçirdiği süre. Sanki geceyi ay yönetiyormuşta daha çok ağlaması için zamanı durdurmuş gibi.

Anahtarı çevirip, ilk adımını attı içeri. Doğruca yatak odasına gitti, kıyafetlerini değiştermedi bile, hemen yatağa girdi, düşünmeye başladı.

Sevgilisini affetmek için geçerli bir sebep arıyordu. Gözlerini duvardaki saate dikti. Yavaş yavaş kapanan göz kapaklarıja engel olmak istiyordu ama balaramadı. Kendini uykunun kollarına bıraktı.

"Bırakalım uyusun, çünkü rüyalarımızda bize ait bir evrende oluruz. Şimdilik onların tadını çıkarsın."

-

------------------------------------------------------------------

•İlk bölümümüz hayırlı olsun, umarım severek okursunuz..

Tek Dilek | Mauro İcardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin