8

12 2 0
                                    

Namjoon'un evi, Taehyung'un ağzından.

yolun kenarında gördüğüm rastgele marketlerden birine girip birkaç şişe soju ve biraz atıştırmalık aldıktan sonra sırada beklemeye başladım, bir yandan da Jeon Jungkook'un sosyal medya hesaplarına ulaşmaya çalışıyordum

"hoşgeldiniz efendim."

kafam o kadar doluydu ki bana birkaç kez seslenen kasiyeri fark etmem uzun sürdü

"merhaba."

aptal mısın Taehyung? neden merhaba diyorsun durup dururken

"kusura bakmayın kafam biraz dolu da.."

kasiyer gülümseyip elimdekileri okuttu

"10.700 won tutuyor efendim."

cüzdanımdan 50.000 won çıkartıp kasiyere uzattım, para üstünü alınca selamlayıp marketten ayrıldım.

birkaç dakika geçmeden telefonum çaldı, arayan Namjoon'du

"alo?"

"neredesin?

"soju aldım evinin yakınındaki parktayım."

"senden bir şey isteyebilir miyim?"

"hayır."

"tamam, geldiğin yoldan geri dönebilirsin."

"kes be, söyle ne istiyorsun?"

"hâlâ parkta mısın?"

"evet süs havuzunun yanından geçiyorum şu an."

"dur orada şimdi, geri dön birkaç adım ilerle."

"neler dönüyor anasını satayım."

"ya sen yap dediğimi, bir şey alman lazım oradan."

"döndüm, ne alacağım?"

"etrafına bir bakın parlayan herhangi bir şey görüyor musun?"

"evet, ben parlıyorum."

"kendini övme bir kere, ciddiyim görüyor musun?"

"ya senin amacın ne ne istiyorsun benden açık açık söylesene üşüdüm hava soğuk."

"ay tamam be! gelirken bilekliğimi düşürdüm eğilip almaya üşendim sen alır gelirsin hadi kaçtım."

telefon suratıma kapanınca derin bir iç çekip çalıların arasında yüzüme parlayan bilekliği aldım, aldım fakat amacım Namjoon'a vermek değil, çöpe atacağım.

girişteki çöp kovalarından birinin kapağını kaldırıp cebimdeki bilekliği içine gönderdim, ardından zile basıp sağır arkadaşımın kapıyı açmasını beklemeye başladım.

kapıyı açınca kocaman gülümsedi, "hani bileklik?"

"yoktu bulamadım, biri almıştır onu çoktan."

"tabi gördüler güzelim bilekliği alırlar, ben olsam ben de alırdım."

"almışsın ya zaten aptal."

içeri girip Yoongi ile selamlaştı

"oğlum yemin ederim iki saattir başımın etini yedi bilekliğim de bilekliğim diye, bıktım usandım."

"madem çok değerliydi alsaydı düşürdüğünde, sanki at kovalıyordu arkasından."

Namjoon elimdeki poşeti sertçe çekip taklidimi yaptı, "modom çok doğorloydo olsoydo doşordoğondo."

"kısa kes soju koy."

"heh şöyle ya, işkolik halinden bir kurtul hiç sevmiyorum seni öyleyken, Kim Taehyung değil tete ol."

un coin de paradis -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin