5

139 12 3
                                    




Taehyung, Jungkook ile mesajlaştıktan sonra telefonu kapatıp dışarıyı izlemeye başladı. Yaklaşık 6-7 dakika sonra eve vardığında taksiye parasını ödeyip taksiden indi ve eve doğru yürüdü. Kapının kilidini açıp içeri doğru adım atıp direkt odalarına çıktı. Taehyung duygusal bir dönemdeydi; galiba. Aslında kendisi de ne olduğunu bilmiyordu. Jungkook ile sürekli tartışıp aralarını bozuyordu. Jungkook çoğu şeye göz yumsa da zoruna gidiyor ve üzülüyordu. Taehyung dolabına gidip toz pembe şortlu pijama takımını -saten- giyip hızlıca aşağı mutfağa ilerledi. Jungkook'a dediği gibi ona yemek ve tatlı yapacaktı. İlk olarak ona pesto soslu makarna yapmaya başladı. Makarnayı güzelce halledip hangi tatlıyı yapacağını düşündü. Jungkook, Taehyung'un elinden zehir olsa yerdi. Sürekli de dile getirirdi. Taehyung'un, Jungkook'un dediği şeyin aklına gelmesiyle gülümsedi. Ve San Sebastian yapmaya karar verdi. Evet, biraz zahmetliydi ama sevgilisi için değerdi. Taehyung tatlısını yapıp fırına verdiğinde güzelce ellerini yıkayıp sandalyeye oturdu. Saate baktığında 20.47 idi. Dış kapıdan anahtar sesi duyduğunda Tae koşarak kapıya doğru gitti ve biricik sevgilisini gördüğünde koskocaman gülümsedi ve kollarını iki yana açtı.

"Hoş geldin sevgilimmm."

Jungkook sadece Taehyung'a bakıp gülümsedi ve başını salladı. Tae bozuntuya vermeyip hâlâ gülümsemeye devam ediyordu. Jungkook ceketini çıkarıp portmantoya asıp salona doğru ilerledi ve kendini koltuğa attı. Sevgilisi sessizce hemen yanına kıvrıldı ve sadece Jungkook'un koluna sarılabildi.

"Sigara kokuyorsun Jungkook, çok mu içtin?"

"Arkadaşlar da içince iyice üstüme sinmiştir."

Taehyung sadece kafasını sallayıp başını sevgilisinin omuzuna koydu ve derin bir nefes aldı.

"Konuşmayacak mıyız?"

Taehyung konuştuğunda Jungkook hemen koltukta dikleşmiş ve Tae'nin gözlerinin içine baktı.

"Konuşalım Taehyung."

Taehyung'ta Jungkook gibi koltukta dikleşip konuşmaya başladı.

"Jungkook ben cidden özür dilerim. Evet seni dinlemeliydim biliyorum ama o an sinirden gözüm dönmüştü ve her dediğin şeyin yalan olduğunu düşünüyordum. Özür dilemem pek bir işe yaramıyor. Seni seviyorum aşkım biliyorsun. Çok aşığım, çok güveniyoru-"

Jungkook hemen cümlesini yarıda kesip devam etti.

"Eğer bana güvenseydin bunu yapmazdın Taehyung. Ya sen benim sevgilimsin, her şeyimsin, bir tanemsin. Bu yaptığın çok kötüydü tamam mı? Bana inanmadın, dinlemedin. Burnunun dikine gittin. Bu mudur güven?"

Tae, gözlerinin yandığını hissediyordu. Biliyordu, kendisi suçluydu ama bunları yüz yüze konuşulmasıyla daha kötü hissetmişti. Jungkook daha fazla dayanamayıp sevgilisini bir çırpıda kucağına alıp yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Üzülme daha fazla. Kıyamıyorum zaten sana. Bak, ben affettim sende kendini affet bebeğim olur mu?"

Jungkook düşünmeden hemen sevgilisinin dudağına yapışıp öpüşmeye başladılar. Bu gece onlar için uzundu.












benim tilifon caliyor bi dakika ninininini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

benim tilifon caliyor bi dakika ninininini

slm slm slm👋👋👋👋👋👋👋
duzyazibanagoredegilkardes

arkadaslar okuyosaniz oy verin bizimde basimiz kel degil💀💀💀ins anlasilmistir

CherryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin