god
heyecandan dudaklarına dişlerken, kızına bir kez daha baktı ve uyuduğuna emin olduktan sonra hızla yatak odasına ilerledi. elindeki telefona baktı, ne yapacağını bilemiyordu ve bir arama bekliyordu.
üzerindeki gri ceketi çıkartıp bol pembe sweatshirt'ü ile beklemeye başladı. geçen saniyeler kendisine saatler, günler gibi gelirken telefonun zil sesi kulaklarına yankılandı, kalp ritminin değişmesini sağladı.fazla oyalanmadan gelen görüntülü aramayı kabul etti ve karşısındaki kocasına baktı. yüzünü görmeyi, sesini duymayı öylesine özlemişti ki anında tebessüm etti.
"güzelim," diye seslendi changbin, telefonun karşısındaki kocasına. "gergin görünüyorsun, rahatla biraz."
kocasının dediğini yaparak derin bir soluk verdi jeongin, ardından telefonunu komodine sabitledi, changbin'de aynı şekilde telefonunu sabitledi, şimdi daha net görüyorlardı birbirlerini.
"hazır mısın, cidden istiyor musun?" diye sordu changbin, jeongin tek kelime etmeden kafasını sallamakla yetindi. "şimdi güzelim, dediklerimi harfiyen uygulamanı istiyorum." dedi changbin, jeongin yine onayladı onu, kararlıydı.
"pekala, kıyafetlerini çıkartmakla başla o zaman. tek bir parça kalmasın üzerinde, tüm vücudunu görmek, izlemek istiyorum." jeongin'nin nefesi kesildi bir an, uzun zaman sonra ilk defa changbin'nin karşısında, ekranda dahi olsa çırılçıplak kalacak olma düşüncesi kendisini heyecanlandırıyor, utandırıyordu.
dediği gibi yaptı ve tüm kıyafetlerini teker teker attı üstünden, daha sonra telefondaki kocasına çevirdi bakışlarını.
"gitmeden önce kendine dokunmanı istemediğim için sakladığım vibratörü hatırlıyor musun?" seo changbin takıntılıydı biraz bu konulara, ciddiydi bu konularda. jeongin'nin tek başına kendisine dokunmasını, kendisini rahatlatması pekte hoşuna gitmiyordu, haberi olsun istiyordu.
"dolabın içinde, çekmece de." jeongin kalkıp dolaba yöneldi ve içeride olan çekmeceden kalın, uzun vibratörü ve kumandasını aldı. yutkundu, kullanmayalı aylar olmuştu.
tekrardan yatağa döndü, ekrandaki kocasına baktı. "benim sözüm dışına çıkmayacaksın jeongin, iyi dinle beni."
aralarında kilometrelerce fark varken bile böylesine domine etmesi, bu kadar baskın davranması jeongin'i olabilirmiş gibi daha da heyecanladırıyor, erekte ediyordu.
"hmhm," diyerek onayladı jeongin, changbin dudaklarını ıslatıp ekrandaki çıplak bedene baktı.
"şimdi komodin çekmecesinde olan kayganlaştırıcıyı al, penisine ve vibratöre yay."kocasının dediğini uyguladı, çilekli kayganlaştırıcıyı vibratöre ve birazda penisine sıktı.
"aferin güzelime. şimdi vibratörü yavaşça içine al, daha sonra kumandadan ayarla şiddetini, yavaştan hızlıya." jeongin yatağa uzandı yüz üstü, eline aldığı kaygan vibratörü yavaşça deliğine yaklaştırdı ve içine itti nazikçe. bazen changbin'de yapardı bunu, geceyi ateşlendirmek adına vibratörle hazırladı jeongin'i, ardından kendisi devam ederdi fakat jeongin'nin şu an yaptığı asla changbin'nin yaptığı gibi hissettirmiyordu.
"changbin..." diye fısıldadı, changbin kısık sesi duydu fakat cevap vermedi ve devam etmesini söyledi.
"elini korkak alıştırma, hepsini it içine jeongin." jeongin aldığı emri uyguladı, uzun vibratörü içine itti. tabii aldığı acı sesini yükseltmesine neden oldu. changbin çığlık sesini duyduğu için sırıttı arsızca.
ekran karşısındaki çıplak, inleyen ve çarşafı sıkan kocasına bakarak elini pantolunun üzerinden penisine yerleştirdi. jeongin'nin çığlıkları ve jeongin'nin çıplak vücudu yüzünden şişmiş penisini okşadı, izlediği görüntü çok tahrik ediciydi, sırıtarak izlemeye devam etti.
"şimdi çalıştır vibratörü." jeongin elindeki kumandaya bastı, çalışan vibratör en düşük hızda içinde ilerlemeye, duvarlarını zorlamaya başlamıştı.
"ah!" uzun zaman sonra hissettiği bu yakıcı, hazla dolu his kendisine fazla geliyordu. "ah, changbin!"
changbin kendi adını bu denli bir tonlamayla duydukça artıyordu isteği. şu anda ilk uçağa binip bir saat yirmi dakikalık yolu aşıp, jeongin'i altında ezmek istiyordu."şimdi hızını arttır güzelim, içinde olan plastik sikin yerine benimkini düşün, benim sikimi düşünerek hızı arttır." jeongin bu arsız sözlere dayanamadı, bir kez daha arttırdı hızı, şimdi çarşafa sızdırıyordu yavaşça. hızı arttıkça duvarları zorlanıyor, sınırına dayanıyordu. titriyordu bacakları, baştan aşağı titriyordu.
"şimdi kendine dokun jeongin, benim ellerimin vücudunda gezdiğini hayal ederek dokun kendine." jeongin çarşafı sıkan elini penisine götürdü ve çekiştirmeye başladı, diğer elini de göğüs ucuna çıkarttı ve sıkmaya, ucuyla oynamaya başladı, tıpkı changbin'nin eskiden yaptıkları gibi.
"changbin, mh!" dedi jeongin, changbin "devam et güzellik," diyerek yanıtladı kocasını.
"sona yaklaştık. tuşa sonuna kadar bas, en yüksek hıza al, benim sikimi düşün, ben senin duvarlarını paramparça ederken altımda böyle kıvrandığını düşün." jeongin kulağına dolan cümleleri gözleri önüne getirdi, dediği gibi yapıp düşündü ve bu kendisine hiç yardımcı olmadı, tazyikli bir şekilde akıttı kendisini yatağa.
"changbin, changbin!" boşalırken bile sayıkladı kocasının adını.
changbin karşısında bitap düşen kocasına baktı, göğüs kafesi hızla kalkıp iniyor, nefeslerini düzene sokmak için uğraşıyordu. o sırada changbin mahvettiği pantolununa baktı ve pantolonu çıkartıp altına yanında olan eşofmanlardan birisini geçirdi.
jeongin'de nefeslendi, sessizce telefonuna döndü. "changbin..." dedi yorgunca.
"bebeğim," dedi changbin, yatağına uzandı o da yorgunlukla. "kalk giyin yavrum, üşüme." dedi changbin, jeongin kalktı güç bela, üzerine pijamalarını geçirip yatağa uzandı.
"çok güzelsin jeongin." dedi changbin, yatakta uzanan kocasını izlerken. jeongin gülümseyerek karşılık verdi. "sen de çok yakışıklısın sevgilim."
uyuyakalan kadar birbirlerini izlediler, sohbet ettiler, güldüler. en sonunda jeongin yorgunlukla sızdı yatağında. changbin gülümsedi ve fısıldadı.
"iyi geceler minik sevgilim."
•
olmus mu. cok korkunctu bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chasing that feeling ☓ changin✓
Fanficbelki de sonsuza kadar özleyeceğim. [ seo changbin & yang jeongin,, texting ] 𝐡𝐚𝐧-𝐰𝐚𝐧𝐠 || 𝟎𝟑.𝟏𝟐.𝟐𝟑