çığlıklar...kanlar...yalanlar. Her şey siyaha büründü sadece adamın siyah giyinmiş bedeni kaldı. Yerlerdeki kanlar ve ağır metal kokusu midesini bulandırıyordu. Elleri titriyor ve nefesi kesiliyordu. Arkaya doğru yavaş yavaş gidiyordu. Titrek bir nefes aldı "Sen k-kimsin?" diye sordu genç çocuk. Ağır bergamot kokusu burnuna doldu. O buradaydı. Büyük bir kahkaha koptu. Nefesini tuttu genç çocuk. "Yanlış soru nesin sen olacak" dedi adam gür bir ses ile. Derin nefes alıp adama yaklaşmaya çalıştı çocuk "ne-nesin sen?" dedi korku ile. "hmm ben... ben tam"
korku ve ter içinde gözlerini açtım bunu neredeyse 5 aydır yaşıyordum. hızla giyindim ve okula gittim. hızla sınıfa çıktım ve en arka cam kenarına oturdum. okulda zorbalık gören ve ekstra ailenin gereksiz çocuktum ben. Annem beni 1 aylıkken babam ile bıraktı. Babamdan şiddet işkence gidi cezalar verilir yada sınıftakilerden zorbalık görürdüm. derin nefes aldım ve kitaplarımı çıkardım. kapıdan giren kim woojin ile nefesimi tuttum ve zilin çalması ile nefesimi verdim. yalnızca şimdilik kurtuldum. Bay jeon un sınıfa girmesi ile herkes ayağa kalktı. Yanında 3 öğrenci vardı. direk bana bakıyor olmalarım azcık korkutmuş olabilir. Bayt Jeonun oturun emri ile herkes sessiz bir şekilde oturdu. "evet çocuklar bugün buraya busandan gelen 3 öğrencimiz var herkes kendini tanıtsın" dedi bay jeon ilk sarışın olan başladı "merhaba ben lee felix. Avusturalyada doğdum lütfen iyi anlaşalım" son cümlesi daha çok emir veriri bir biçimdeydi. sonra kahverengi saçlı çocuk konuştu "merhaba ben kim seungmin tanıştığımıza sevindim" dedi otoriter bir sesle. Sonra ise kızıl saçlı konuştu. "ben hwang hyunjin" dedi duygudan mahrum sesi ile. hoca ayağa kalkıp "hyunjin sen hanın yanına felix sen jungkookun ve seungmin sende jennienin yanına" dedi ve derse başladı. "cam kenarı benim" dedi hyunjin. hemen ayağa kalktım ve geçmesine izin verdim. Zil çalmış ve hoca sınıftan çıkmıştı. Ayağa kalkan woojini gördüğüm an yutkundum. sıramın önüne gelince sadece deftere bakıyordu. Elini koluma atıp çekiştiriyordu. en son bodrum kata gelince bıraktı. "bana bak han!" diye bağırınca ona baktım. Simsiyah sözlerle bana bakıyordu. Aniden karnıma vurması ile yara yığıldım. yaklaşık 40-50 dakikanın sonunda gitmişti. gözlerimden yaşlar süzülüyordu ama yerden kalkmıyordum. Hızla kapının açılması ile o tarafa bakmaya çalıştı. Sanki bedenimi zincirlemişleri. ayak sesleri yaklaşıyordu. Burnuma gelen bergamot kokusu daha keskin hal almıştı. Eğilen bedeni daha iyi görmüştüm . boynuna kadar uzanan kahverengi saçları, tahmin edemeyeceğim kadar parlak siyah gözler ve tapılası yüzü. Gözlerim karıyordu. ve sadece siyah kaldı.
uyandığımda revirdeydim. her yer karanlıktı. Saate bakınca saat 8 di. kahretsin. Hemen ayağa kalktım ve çantamı aldım. okuldan hızlıca çıktım ve koşarak eve gittim param evdeydi çünkü hızlıca evden çıkmıştım bu nedenle taxi çağıramadım. Evin kapısının önüne geldim ve korumalara selam verip içeri girdim. Tekli koltuğa oturmuş evrak işlerini yapıyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı. "neredeydin" dedi duygusuz bir ses ile. sessiz kaldım. ayağa kalktı ve sert bir tokat attı. "odana git ve bekle" dedi. yine olacak. odama çıktım ve beklemeye başladım. kapının açılması ile nefesimi tuttum. ilk beni süzdü. rahatsız ediciydi ama o baba laf edemeyiz."yine iyi günündesin han acı hissetmeyeceksin " dedi "ne?" o an ensemde hissettiğim derin sızı ile gözlerim karardı.
karanlık, acı ve zincir sesleri. gözlerimi açtım. bedenimdeki acının maddi hesabı yoktu. kafamı kaldırdım ve vücuduma baktım. kan içindeydi ve zincirler ile bağlıydı. karşıda asılı olan tarihe bakınca 2 sonraydı. içeri giren kadın vücuduma sonra merhamet ile yüzüme baktı. gözlerimden yaşlar firar etmişti. saatler sonra odama çıkmıştım saat 8e geliyordu. okul için hazırlanmış ve bay lee sayesinde okula gelmiştim. sınıfa çıkınca bütün gözler beni buldu. woojin koşar adımlar ile ayaklarım önüne kapandı. dudağı ve kaşı patlamış yüzünde yer yer morluklar vardı. "h-han be-ben cidden üzgünüm. sana bir daha zorbalık yapmicam affet beni" dedi. karşıya bakınca hyunjin seungmin felix ve depoda yanıma gelen adam duruyordu. woojin'e baktım. onu affetsem mi? "tamam affettim" dedim ona bakarak "n-ne? niye?" dedi merak ile "herkes ikinci şansı hak eder" dedim duygusuz bir biçimde. sırama geçtim ve oturdum. herkes bana bakıyordu. woojin bir an arkadakilere baktı ve hemen ayaklarımın önüne geldi. şaşkın bir biçimde ona baktım. bu 2 günde ona ne oldu? "olmaz söyle benden ne istiyorsan yapıyım. susadın mı?" diye dordu. gözlerimi devirdim ve ona baktım "git woojin. sadece git" dedim kırgın bir ses ile. on asla güvenmem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yasak kelimeler
Fanfictionkan katil korku cesetler ve yalan. Dünyanın 4 bir yanında aranan azılı suçlu 4 katil Lee Minho Seo Changbin Hwang Hyunjin ve Cristoper Bang Chan yang jeongin kim seungmin lee felix. Bu azılı suçluların grubuna katılan Han Jisung