⚠️🔞⚠️ Bu kitap bir smutshottır. Cinsellik, kirli konuşma içerir. Rahatsız olanların, kendi görüşlerine uygun bulmayanların, hoşuna gitmeyenlerin, ay iğrenç diyenlerin, midesi bulananların OKUMAMASI ÖNEMLE rica edilir. Şikayet edenlerin anasına bacısına sövülür. Kitabı kaydettiğim için itinayla tekrar atılır.
YANİ LÜTFEN RAHATSIZSANIZ OKUMAYIN, BU ✨KURGUSAL✨BİR KİTAPTIR, NE KARAKTERLER NE DE HİKAYE GERÇEKTİR. (YANİ GERÇEK DEĞİLDİR.)
Yorganımı, kafamın üstüne kadar çekmiş; elimdeki peçetelerle yatağımda uzanıyordum. Ağrıyan göz kapaklarımı ne kadar kapatmaya çalışsam da bir türlü uyuyamıyordum.
Ben düşüncelerimle zorlu bir savaş verirken o sırada odamın kapısı açılmış, "Jisung?" en yakın arkadaşımın sesi duyulmuştu.
Felix, içeri girerek yatağımın yanına oturdu. Yorganımı kafamdan tutup aşağı çektikten sonra derin bir nefes verdi. "Hadi ama, yeter bu kadar. Kaç haftadır kendini bitirdin. Kalk, bugün baloya gidiyoruz."
Burnumu çekerek yerimde yavaşça doğruldum. "Canım yanıyor Felix, depresyondayım gelmişsin balo diyorsun."
"Bak, seni anlıyorum ama cidden ağlama artık. Onun gibi bir pislik için akıttığın güzel gözyaşlarına değmez."
Bu cümlesiyle birlikte derin bir iç çekmiştim. Her şeyimi verdiğim, onu canımdan çok sevdiğim eski sevgilimi iki yıldır birlikte olmamıza rağmen beni aldatırken yakalamıştım. İlk başta gözlerime inanamadım, o kadar güzel bir ilişkimiz vardı ki Seonghwa'yla.
Gülen yüzü, kendimi incittiğimde oluşan endişeli suratı, ellerimi tutup gözlerime bakarak seni seviyorum dediği günler... Her biri taptaze hafızamdaydı.
"A-acaba haberim olmadan kaç kere aldattı beni?" Kısık sesimle mırıldandım, dokunmaya kıyamadığım saçlarını kim bilir kaç kişi çekmişti, öperken tüm duygularımı yüklediğim dudaklarını kaç kişi ısırıp kanatmıştı?
Felix derin bir nefes verip ayağa kalkmadan önce omzumu okşadı. "Gelmek istersen oteli mesaj olarak atacağım. Umarım kendinin farkına varırsın ve aptal bir sik beyinli için daha fazla kendine zarar vermezsin."
Odadan çıkıp gittiğinde eş zamanlı olarak dudaklarımın arasından bir hıçkırık firar etmişti. Saatlerce ağladım son bir hafta yaptığım gibi. Onu yakaladığımda inkar edip özür dilemek yerine, "Beni tatmin edecek birilerine ihtiyacım vardı. Sen yapmıyordun, başka seçeneğim yoktu." diyip işine devam etmesi, kollarının arasındaki çocuğun inlemeleri ve yüzüme bakıp pişkince gülmesi, her biri gözümün önünden tekrar ve tekrar geçerken ağlamam durmadı.
Yaklaşık yarım saatin sonunda telefonuma gelen bildirim sesleriyle tekrar derin bir nefes verdim. Telefonumu alıp Felix'ten gelen mesaja girmiştim. İlk mesajı bir konumdu.
İkinci mesajı ise eski sevgilimin daha birkaç dakika önce attığı hikayesiydi. Resimde Seonghwa çıplak bir şekilde yanındaki çocukla beraber yatağın içindeydi.
Gözlerim, çocuğun boynundaki kızarıklıklara kayarken sinirle telefonumu fırlattım. Hangi cüretle bana bunu yapabilirdi ki? Beni aptal bir zevk uğruna paramparça etmişti.
Tüm duygularım pasifleşirken sinirle ayağa kalktım. Banyo yapıp güzelce hazırlandım, dolabımın karşısına geçtim ve gold salaş bir gömlek giydim. Altıma ise deri siyah bir pantolon.
Siyah, buğulu bir göz makyajı yapıp kahverengi saçlarımın arasına maşayla dalgalar kondurmuştum. Dudağıma ise şeftali tonlarında bir parlatıcı sürdüğümde hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drop the Mask/Minsung/oneshot
Fanfiction/smutshot/ "Görelim bakalım, beni ne uğruna mahvetmiş?" - 🔞OLUMSUZ ÖRNEK OLUŞTURABİLECEK DAVRANIŞLAR. LÜTFEN RAHATSIZ OLACAKLAR KİTABA GİRMESİN.