0.01

5 1 0
                                    

yıllar önce
'Enes bak kırmızı bir top' emir sevinçle ellerini çırptı ve topu eline alıp oynamaya başladı. Enes kaşlarını çattı 'hayır bu top sarı', emir şaşkınlıkla Enes'e baktı 'nasıl ya bu top kırmızı', Enes topu Emir'in elinden aldı 'bak baksana sarı istersen öğretmene soralım' emir kafasını yavaşça sallayarak Enesi onayladı. Enes önde emir arkada olacak şekilde yürüyorlardı, emir arada enesin ayağına basıyordu Enes de bunu normal karşıladığı için sorun olmuyordu tabi, Enes ve emir hızlıca öğretmenlerinin yanına gelmişlerdi Enes elindeki topu göstererek 'öğretmenim bu top sarı mı, kırmızı mı?' öğretmeni gülerek enesin elinden topu aldı 'maalesef ikinizde yanlış bildiniz, bu top turuncu' emir afallayarak öğretmeninin elinden topu aldı 'nasıl ya ama bu kırmızı turuncu olamaz ki' enes emirin kafasına yavaşça vurdu 'öğretmen turuncu dediyse turuncu neyine diretiyorsun' emir kafasını ovaladı ve sinirli bir şekilde enese bakıp dil çıkardı 'hey hey arkadaşımıza öyle vurmuyoruz' emir topu öğretmenine verdi 'öğretmen haklı enes bu yaptığın çok ayıp' enes sessizce bir şeyler mırıldandı 'tamam ya.. neyse emir gel oyun oynayalım' enes emirin elinden tutup koşmaya başladı 'enes yavaş düşeceğiz'


~saatler sonra~

'emir benimle tuvalete gelir misin?' emir elindeki oyuncağı yerine koydu 'tabiki de enes.. ama ne için beni çağırıyorsun ki' enes alt dudağını ısırdı 'şey sana özel bir şey demek istiyorum da' Enes eli ile oynamaya başladı. 'peki enes' emir enesin elini tuttu 'hadi gidelim o zaman' emir ve enes hızlıca tuvalete girdiler emir tuvaletin kapısına kitleyip enese döndü 'enes ne diceksen çabuk de tuvalete iki kişi girdiğimizi görürseler kızarlar' Enes yavaşca Emire yaklaştı 'emir bilmiyorum şuan ki yaptığım şey saçma gelebilir ama lütfen sonrasında bana kızma' Enes emirin konuşmasına bile izin vermeden eliyle emirin gözlerini kapattı ve dudaklarını yavaşça emirin dudaklarına doğru bastırdı 5-6 saniye öyle kaldıktan sonra Enes geri çekildi. Emir şaşkınlıkla gözlerini araladı birşey demek için ağzını açmıştı sonra vazgeçip ağzını geri kapatıp koşarak tuvaletten çıktı ve öğretmeninin yanına gitti. Enes elini yumruk yaparak kendine vurdu 'salak kafam' Enes tuvaletten çıkarak sınıfına doğru koştu emirden özür dilemek için emire bakınıyordu ki camdan emirin gittiğini gördü Enes öğretmeninin yanına doğru koştu 'öğretmenim emir nereye gitti daha okulun bitmesine çok var' öğretmeni gülerek tek dizinin üzerine çöktü 'babasının son anda iş için başka şehire gitmek zorunda kalmış o yüzden yola çıkacaklarmış emiri de o yüzden götürdüler' o an enesin bütün dünyası yıkıldı sevdiği çocuk gitmişti artık nasıl mutlu olabilirdi ki


~Günümüz~


'YA NASIL BENİ BÖYLE HATIRLARSIN ENES BEN SENİN ÇOCUKLUK AŞKINIM' emir her şeyden habersiz enese kızıyordu belki haklıydı belki de haksız. 'BAĞIRMA BANA AYRICA NE DEMEK ÇOCUKLUK AŞKINIM YA EMİR SENİN KAFAN İYİ Mİ' emir oturduğu yerden kalktı bir elini saçına geçirdi ve ağlamaya başladı. 'Emir çocuk gibi ağlama. bitsin bu konu bizde yolumuza bakalım' Emir sinirle enese döndü, kaşlarını çatarak Enese doğru yaklaştı ve işaret parmağını Enes'in göğsüne vurarak 'Enes senin için kolay olabilir ama ben sana aşığım, deli gibi aşığım.' Enes derin bir iç çekti ve ikisinin de beklemediği bir hareket yaparak Emirin dudaklarına kapandı. Emir ilk başta şaşırsa da sonrasında enesin öpücüğüne karşılık vermeye başladı.

.

.

.

burada bitiriyorum maalesef :)))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen varsın diyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin