Pov:
Yine sıradan bir okul günüydü. Okulda işitme cihazı taktığın için fazlasıyla zorbalanıyordun. Seni koruyan arkadaşların vardı. Ama şansına bugün öğleden sonra geleceklerdi ve gün daha yeni başlamıştı.
Derste otururken çoğu zaman anlayamadığın yerler oluyordu. Ve bugün arkadaşlarının olmaması çok kötü olmuştu. Artı olarak zorbalar senle uğraşmaya başlamıştı bile.
Biri kulağının dibinde bağırmıştı. Kulağın sızlıyordu. Ama hocanında dahil olmak üzere kimse sesini çıkarmamıştı. Asıl zoruna giden şey buydu. Her seferinde aynısı oluyordu.
Zar zor sınıftan kendini dışarı attın. Ve gizlenecek yer aramaya başladın. Okul revirde gittin. Ve öğle arasana kadar orada kaldın.
Öğle arası yemek satinde diğerlerinin geleceğini biliyordun. Bu yüzden kapının önünde onları bekliyordun. Ama maalesef ki zorbaların seni görmüştü. Kulağından çekilen cihaz ile kulaklarından başına doğru mükemmel bir acı hissedip yere çökmen bir oldu. Sana bakan zorban senin saçlarını tutmuş ve kafanı kaldırmıştı. Beyninden ve kulağında gelen ağrı hâlâ sürüyordu. Bu hiç iyi değildi. Tam sana vurmaya yeltendiğinde onun kolundan tutan birini görmüştün.
Zorbanı ve onun arkadaşlarını senden uzaklaştırdı. Zorbanın elindeki cihazını sert bir şekilde aldı. Ardından seni kaldırdı ve eline nazik bir şekilde harika bir gülümseme ile sana verdi. Bu çilli çocuğu bir yerden taniyordun. Ardından geri zorbalarına döndü ve bir şeyler söyledi. Sonrasında bir kaç kişi daha yanınıza toplandı. Çilliyle konuşuyorlardı.
Cihazı geri kulağına taktın. 'Haha. Kahraman mı oldu-' sincaba benzeğen çocuğun sözünü kesen Gamzeli Çocuk elimi tuttu ve saygı ile eğildi. Asıl seni şaşkına çeviren senin ile işaret diliyle konuşmasıydı. 'İyi misin?' Gözlerini şaşkınlıkla açmış ona baktın. Diğerleri de aynı şekilde gamzeli çocuğa bakıyorlardı.
"İyiyim. İşaret dili biliyor musun? Kusura bakma şaşırdım da." Kafanı hafifçe yere eğdin. Tam gamzeli çocuk sana cevap verecekken arkadan gelen ses ile o tarafa döndün. 'Y/n?' Changbin'i gördüğün gibi üstüne atladın. O'da seni tuttu ve yere indirdi. 'İyi misin? Ve bunlar kim?' Kafanı salladın. Çilli çocuğu elinden tuttun ve Changbin'e takdim ettin. "Beni kurtardı." dedin. Changbin kafasını salladı. 'Selam lix. diğerleri arkadaşların mi?' Yine şok olmuştun. "Sen onu tanıyor musun?"
Kafasını salladı. Daha sonra seni çeken Hyunjin ile birbirinize baktınız. Sonra ona sımsıkı sarıldın. 'Özlemiş mi beni kısa boylum?' Koluna hafifçe vurdun. Ve arkadı döndün. Hyunjin tekrar ama arkandan sarıldı. 'Tamam. Özür dilerim.' Sonra Felix'gile baktı. 'Selam.' Diğerleri de ona selam verdi. "Acıktım ben." Changbin oppa güldü. 'Gidelim ama biri eksik.'
Yine sana seslenen kişi ile ona döndün. Tilki bakışlı Jeongin. 'Selam. Sana tatlı ısmarlıycam sözüm var hadi gidelim.' Elinden tuttu ve seni okulun yemekhanesine doğru koşturmaya başladı.
Felix sizin arkanızdan bakıyordu. 'Biraz az bak boynun kırılacak.' Bunu söyleyen Minho gülmeye başladı. 'Sizde bize katılmak ister misiniz?' Changbin sordu. Chan diğerlerine baktı. Felix dışında hepsi kafasını salladı. 'Benim işim var.' dedi ve yemekhaneye gitti.
Jeongin ve sen sonunda yer bulmuştunuz. Jeongin yanına oturdu. Ve okulun dışında aldığı tatlıyı sana verdi. 'İnsan biraz hyunglarına da alır. Ve misafir getirdim.' Yemeklerini almış ve karşımıza oturmuşlardı. 'Merhaba.' Jeongin geri sana döndü ve kulağına fısıldadı. 'Sabahta yanındalar kim bunlar?' Chan Jeongin'in arkasındaki masaya kilitlenmişti. Sizde oraya dönmüştünüz.
Ama keşke dönmeseydim dedin içinden. Eski zorbaların ile oturuyordu. Siz ona bakınca önüne dönmüştü. Önüne döndükten sonra azına tepilen tatlı ile Seungmin'e baktın. 'Açım diyordun.' Koluna hafifçe vurdun. Ve sessizce yemeğini yemeye devam ettin.
Felix ise arkadaşlarının senin hakkında aşağılayıcı sözlerini dinliyordu. En çokta bundan korkuyordu zaten. Seni seviyordu ve arkadaşları bunun hakkında dalga geçmesi onu üzmüştü. Sesiz bir şekilde duruyordu. Ama onunda bir sabrı vardı.
Eski zorbalarin senin yanına doğru gelmek için kalkacakken Felix elini masaya vurdu, ayağa kalktı ve seni gösterip konuşmaya başladı.
'Bir daha o kız hakkında ileri geri konuşursanız sizi mahvederim. Ve son olarak bir daha ona zorbalik yapan olursa karşınızda beni bulursunuz.' dedi ve senin elini tutup kaldırdı bahçeye çıkardı.
Sen ona şaşkınlık içinde bakıyordun. Bir banka oturdunuz. Elini tuttuğunu unuttu ve elini yüzüne götürmüştü. Hisettiği elin kendi eli olmadığını ve hâla el ele tutuştuğunuzu anlayınca panikle elini bıraktı. Kızaran yüzünü gizlemek için diğer tarafa döndü. Sen kıkırdamaya başladın ve bu kıkırdamada onu şaşırttı.
'Bu komik değil. Ama gülüşün harika bu yüzden gülmene izin var.' Bu defa sen utanmıştın ve gülen oydu. Daha sonra sustu ayağa kalktı ve karşına geçti. 'Ve sana bir şey söylemeliyim. Seni seviyorum. Yani benim ile çıkar mısın?' Son iki cümleyi işaret dili ile söylemişti. Kafasını eğmiş senden cevap bekliyordu.
Yavaşça ayağa kalktın ve ona sarıldın. Ardından uzaklaşarak. "Kabul ettim. Ama durmadan gülmelisin çilli çocuk." demiştin. Felix'te dediğini yapıp gülmeye başlamıştı.
Sonu olmadı gibi hatta hiç olmadı gibi affet meleğim. 1453ahilasİstek yazabilirsiniz yıldizlarım.
Ben bu adamı yiyicam.