Bölüm 1 : İlk gün

24 3 12
                                    

- Çarşamba-

Sa gardaş herifleri napiyonuz? Bir insan günlüğüne neden nasılsın diye sorar mı be. Ben iyice şizofrene bağladım bu arada. Her neyse vallaha bugün İngiltere'ye taşınıyoruz falan fistan annem ingiltere hakkında araştırma ödevi verdi neymiş efendim orası hakkında bilgi sahibi olmalıymışım he he ben sanki  orda çok uzun süreli kalcam daaa bunları araştırıyorum. Neyse ingiltere okul açısından en zorba 5 ülke arasındaymış. Bizim okullarda sanki yok herkes birbirinden beter. Gidelim görelim bakalım kim kimi zorbalıyor. Şuan uçaktayız valla yanımdaki adam uyumuş horluyor zaten kafam şişti sabahtan beri ayıp ayıp be bizde insanız be ben nasıl uyuycam ya Allah'tan kulaklığımı almışım yanıma...... Bunu dedikten sonra uyumuşum hostes ablam sağolsun kaldırdı. Kalktık gittik valizleri aldık. Taxi ile yeni evimize doğru ilerledik.

Yolda Türkiye'deki arkadaşlarımı düşünüyordum. Onlarla çok güzel anılar yaşamıştım. Gerçek özgüvenimin yarısını onlar sayesinde kazanmıştım. Onlara veda etmek gerçekten zordu. Orta okuldan lise 10' a kadar hep beraber olmuştuk hiç ayrılmamıştık. Önemli günlerimizde birbirimizin yanında olmuştuk. Gerçek arkadaşlarımdan ayrılmak zordu. Ama onlarla görüntülü konuşabiliyordum onlarla iletişime geçmek için elimdeki tek kaynak telefonumdu yani. Burada arkadaşım olmasa bile onlar yanımda olacaklardı eminim.


Yeni ben evimiz 2 katlı klasik bir Amerikan evi tarzındaydı. Çatı katı benim odamdı. Evde istediğimi yapabilecektim çünkü günün yarısında evde annem yada babam olmayacaktı. Annem bir hemşireydi o yüzden hastanede olacaktı. Babam ise bir iş adamı. Yani işleri çok yoğun o yüzden ne istersem yapabilecektim.

Odama girdiğimde herşey dekor edilmişti kendimi direk yatağa attım uçaktayken uyuyamamıştım. Hızlıca uykuya daldım. Sabaha kalktığımda birde buradaki liseye başlaycaktım. Annem herşeyimi 1 hafta önceden hazırlatmıştı. Buradaki sevdiğim tek şey lisede üniforma zorunluluğunun olmamasıydı. Eve geçtiğimizden beri annemle hiç konuşmamıştık.


Sabah okul için uyandığımda tezgahın üzerinde 50 dolar ve bi not vardı. Büyük ihtimalle sabah erken çıkması gerekmişti bu yüzden not bırakmıştı. "Okulun ilk gününde uslu dur. Saat 6'ya kadar evde olmayacağım bu parayla kendine birşeyler alırsın." Parayı cebime attım tekrar yukarı çıkıp üstümü giyindim. İlgi çekici ve farklı giyinmem gerek. Çünkü herkes birbirine özeniyor. Dikkat çekici renkler olarak kırmızı ve maviyi seçtim . Kombinlerde sevdiğim iki renk kesinlikle bu. Mavi kargo pantolon kırmızı hırka ve babamın doğum günüme özel yaptırdığı kırmızı forma mükemmel oldum. Maşallah'ım var kız taş gibi doğmuşum mübarek!

Hızlıca evden çıktım elimde bir kağıt ve okulun yolunu arıyordum uzunca bir 10 dk dan sonra okulu bulmuştum. Herkesin gözü bendeydi. Çünkü güzel giyinimli yeni taş gibi bir kızı ilk defa görüyorlar. Vayy ezikler ilk defa mükemmel bir tarz görüyorlar. Bu mükemmel özgüvenimle cesurca okulun içine doğru ilerledim. Önce müdüre geldiğimi haber etmeye gittim zaten o sırada herkes sınıflarına dağılmıştı. Allah'tan engilişim (ingilizce) yüksek seviye yani biliyorum işte. Müdür beni sınıfıma götürdü. Sınıfa girdiği de herkesin gözü bendeydi (tabi taş gibi olma sorunsalı) [ ingilizce konuşuyorlar]

Ayza:
-Ben Ayza bu okula Türkiye 'den nakil oldum 17 yaşındayım. Tanıştığıma memnun oldum

Sınıftaki sarışın yelloz:
- Ay biz olmadık!

Ayza:
- Ay sormadım!

Kız göz devirdi. ALLAHIM SEN BU SAKAT KARDEŞİMİZE YARDIM ET GÖZ DEVİREYİM DERKEN GÖZÜ ARKAYA KAÇTI YARRABİ'M SEN YARDIM ET!!!

Hoca:
- pekala Ayza sen şu arkadaki boş sıraya otur

Sessizce yerime geçtim sağ yanımda tatlı sessiz sakin bir kız oturuyordu. İngiltereli değildi yüzünden anlaşılıyordu. Bana sıcak bir gülümsemeyle baktı. Bende ona gülümsedim

İngiltere GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin