Yeni bir kurgu ile herkese merhaba!
Öyle bir kurgu fikri geldi aklıma bende dedim yani beden olmasın?
Herneyse böyle karışık bişeyler çıkarıyım dedim ortaya ne dersiniz ? Dkdkdkkdkd
Sizi sıkmadan hikayeye geçelim aşklarım.🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬🖤🚬
🪢Diriliş Rövanşı🪢
Kızgın veya kırgın mıydım?
Hayata karşı bir nefretim var mıydı?
Her şeyi geride bırakabilmekti bunların cevabı.
Yarana tuz basmadan kanayan yaranı örtmeden ayakta durabilmekti.
Cevaplarını erken öğrenmiştim söylerken kolay yaşarken zor olan cümlelerin ağırlığını.Söz verdim kendime.
En başta verdiğim sözün ağırlığını üstlendim.
Sonrada o sözün arkasında durabilmeyi.
Yaşadığım şey cümlelerle ne kadar kolay ifade ediliyor böyle.Onları yaşarken de bu kadar kolay olabilir miydi ?
Olamazdı herhalde.
Çünkü hayat acıyı yaşatmadan tatlıyı sunmuyordu insanın önüne.Hayat bana acıyı annemi özlediğimde saçı yerine mezarındaki çiçekleri severken öğretmişti mesela.
İşin tatlı yanı babamın hayatta olmasıydı benim için.Yine kendi çapımda düşündüklerimi bir kenera bırakarak silahı sıkmaktan moraran elime baktım.
Öyle bir sıkıyordum ki hayat elimde ki en küçük şeyi bile elimden alcak diye, öyle bir tutuyordum ki bana zarar verecek olsa bile hayatımdan en küçük şeyde çıkmasın diye.Önümde ki tahtaya baktım siyah beş tane halkanın en orta kısmını delik deşik etmiştim.
Arkamdan gelen tanıdık sesle gözümü hafif kaldırıp geri önüme dönüp şarjöre mermi doldurdum."Yarın erken uyanacak birine göre çok enerjiksin."dedi Atlas.
Söylediği şeyle hafif bir kahkaha attım.
"Benim kalkacağım saate sende kalkacaksın yalnız."
Dediğimde bakışları elimdeki silaha kaydı,
sonra kafasını iki yana sallayıp ikili koltuklardan birine oturdu.Bende yorulduğuma kanaat getirmiştim.Silahta ki son mermi de en küçük siyah halkaya denk geldiğinde "Birgün gerçekten insanların korkulu rüyası olacakmışsın gibi hissediyorum"gerçekten böyle mi düşünüyordu?
Hayır,bilerek yaptığını biliyordum.
Kafamı gerçekten babamın işleriyle bozduğumu düşünüyordu.Kafamı iki yana salladım ve ona istediğini vermeden gülümsedim.
Kendimi bir gram kötü hissetmemi istemişti bu konuda çünkü o benim kadar emin değildi.
Gerçekten hedefimi hiç bilmiyordu ya da amacımı.
Amacım hiçbir zaman korkunç yada silahlı işlerle uğraşan bir olmak değil.Derin ve titrek bir nefes alıp nerdeyse doğduğumdan beridir korumalığımı yapan Atlasa baktım.
Aslında ona abi diyordum.
Ama iç sesimde de o yoktu, yavaşça ona ilerlerken
Elimdeki silahı siyaha boyanmış büyük teneke tarzı büyük varilin üzerine bıraktım.
Atlas otuz sekiz yaşındaydı.Fazla kalıplı ve büyüktü.
O kadar spor yapmama ve boyumun uzun olmasına rağmen hala onun kolunun bir kısmından yükseğe gelemiyordum mesela
Esmer'di ve şu ana kadar hiç kimse ile ciddi bir ilişki kurduğunu ve yaşadığını görmemiştim.
M
Yanına geçip oturmadan önce
"Beni hiç tanımıyorsun Atlas abi" derken sigara paketini çıkartıp ona da uzattım.
Elimden paketi alıp içinden bir tane çıkardı.
Paketi yandaki çöp kovasına atarken ona kaşlarımı çatarak bakıp "Sigaralar pahalandı amk senin yaptığın şeye bak!" Dedim sitemle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sargı
ChickLitSonsuzluk; her insanın içinde var olan bir bitiş olabilir miydi ? Benim bir bir sonum yoktu. Tıpkı acılarımın ve kaderimin olmadığı gibi. Kusursuz gibi görünen bir hayatta en büyük kusur olmaktı belkide sonsuzluğum. Ama acılar büyütür dü ruhu, ama...