4. Bölüm

156 24 3
                                    

Bölüm şarkısı Taylor Swift, Don't Blame Me.
_______

Dudaklarımda tehlike bir gülümseme oluştu. Hızımı biraz daha arttırıp ormanın karanlığa bürünmesine neden oldum. Ben bu yolu gözüm kapalı bile gidebilirdim peki ya o gidebilir miydi?

Arkama dönüp gelip gelmediğini kontrol ederken biraz uzağımda kaldığını gördüm.

"Gelen kişinin Arthur olma olasılığı?"

"Yüzde doksan dokuz. Kalan bir ise her zaman yanılma payıdır." İnce çıkan sesiyle kıkırdaması kulaklarıma ulaştı.

"Çok komik durumdayım ya şuan ben."

"Onunla neler yapabileceğini biliyorum Taehyung." büyük ihtimalle şuan kısa sarı saçlarını geriye atmıştı.

Gülümsemem dudaklarıma ulaştığında biraz eğlenmekten zarar gelmeyeceğini düşünüyordum.

"Büyük bir eğlenceyi kaçıracağın için üzülmelisin."

"Kameralardan seni izleyeceğimi bilmiyormuş gibi konuşuyorsun." muzipliğe bulanan sesiyle ben de küçük bir kahkaha attım.

"Sana kameraların açısında olacağımı söylemedim ki." Yüzüne karşı sesini bir süreliğine kapatıp arkamdakine odaklandım.

Onun farları ne kadar açık olsa da benimki kapalı olduğu sürece hiç bilmediği bir ormanda beni kolay kolay bulamayacağımın farkındaydım. Yol sürekli bir ayrıma ev sahipliği yapıyordu.

Hızımı yavaşlatıp beni yakalamasını bekledim ya da beni yakaladığını sanmasına izin verdim. Hangi akla uyarak beni takip ettiğini merak ediyordum.

Yanıma geldiğinde onun için ortaladığım yolda biraz daha sağdan gitmeye başladım. Kaskını gözlerinin ve ağzının görüleceği penceresini yukarı kaldırmış benimle göz temasına girmeye çalışıyordu. En sonunda ona bakmayacağımı anlamış olmalı ki konuşarak dikkatimi çekmeye çalışıyordu.

"Hile yapanların ne tür bir cezalandırmadan geçtiğini bilmiyor musun Vante?" dudaklarım yukarı kıvrılırken bağıran sesi benim sınırlarımı zorlamaya başlamıştı.

Çoğu zaman alfaların sesine tahammül edemezdim. İnsanlardan uzak yalnız bir yaşam sürmemin sebeplerinden birinde yer alıyorlardı. Ama bu son birkaç aydır onlarla oldukça içli dışlı olmuştum ona yaklaşabilmek için.

Ben de kaskı gözlerimin ve ağzımın görülebileceği bir şekilde ayarladım.

"Kimliğinde bile türünün alfa olduğu sanılan biri, maç sonunda ne tür bir açıklama yapacak merak ediyorum açıkçası."

"Bir alfaya göre kendini fazla önemsemiyor musun sen?" alaylı sesime karşı kaşları çatılmıştı. Motorumu durdurduğum gibi o da durdurmuştu.

"Sözde sen de bir alfasın." yüzümü buruşturmama engel olamamıştım. Bir alfa yerine konulduğuma gerçekten inanamıyordum. Kurdum bu duruma kahkahalar atarken motordan inip kaskımı yüzümden çıkardım.

"En azından ben karşımdakinin alfa olduğunu biliyorum. Peki ya sen?" o da benim gibi kaskını çıkarmış ve söylediklerimle bana yaklaşmış, aramızda birkaç adımlık bir mesafe bırakmıştı. Devam etmemi isteyen bakışlarına karşılık verdim.

Son sözlerimi tekrarlayarak, "Peki ya sen karşındakinin türünü dahi bilmeden ona kafa tutuyorsun. Sence de altı boş bir cesaretin yok mu?"

Sözlerime giderek sinirlenmeye başlayan bedeni tam da benim istediğim şekilde tepki vermeye devam ediyordu.

Aramızdaki birkaç adımı da tamamladığı gibi hemen arkamdaki ağaca beni yaslamak için boğazıma tırmanan ellerine izin verdim. Boğazıma dolanan parmakları beni geriye doğru sürüklemiş ve baskısını arttırarak beni ağaca yaslamıştı.

Reflections | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin