"Ne davası ulan!"
"Polise şikayet edip dava açmışlar abi.. Kaybedersek biteriz"
Namjoon lafları duyar duymaz ayağa kalktı. "NE DİYORSUN LAN SEN"
"Abi sakin ol, avukat bulacağız, en iyisini."
"Bana bak, eğer bu dava kaybedilirse en önce seni sonra o avukatı yakarım anladın mı beni?!"
"Tamam abi"
"Kaybol." yardımcısı odadan çıktıktan sonra Namjoon sinirle yerine oturdu.
Sandalyede arkasına yaslandı ve gözlerini kapattı.Birkaç saat sonra yardımcısı yanında bir herifle tekrar geldi.
"Avukatı getirdim abi"
"Tamam çık dışarı" adam dışarı çıktı ve Namjoon avukat olanla odada yalnız kaldı.
"Adın ne ve neden ayakta dikiliyorsun?"
"Bu yaptığın bir suç ben devletin avukatıyım."
"Wow, cesursun bakıyorum. Bana karşı olma ama."
"Yaptığın suç." Avukat olan gayet ciddi ve netti.
"Bana bak burada devlet benim ne dersem o olur"
"Senin adamın olmadığıma göre"
"Adın ne senin bakalım koca yürek" Namjoon eğleniyordu.
"Devletin avukatı Bang Chan." devletin kelimesini bastırarak söyledi.
"Ne devletmiş Chan, otur şöyle" Chan iğnerek gösterdiği yere oturdu.
"En çok korktuğun şey nedir Bang"
"Ölüm"
"Korkunu yaşamak istemiyorsan bana yardımcı olacaksın."
"Suç."
"Kimseye söylemeyiz merak etme"
"Hala suç."
"Chan bak sinirlendirme beni. Yardım ediyor musun kafanı mı koparıyorum?
Chan derin bir nefes aldı, bu kasvetli ve karanlık yerden gitmek istiyordu hem de hemen.
"Ne yapacağım?"
"Bize açılan davayı kazanacaksın."
"Basit bir şey değil bu. Olayla alakalı her şeyi bilmeliyim. "
"Geberttiğim bir herifin ailesi açmış işte olay bu"
"Olayı tamamen açıklayacak başka biri?"
"Polise gidersen gebertirim seni."
"Tamam gitmiycem rahat ol ölmeye niyetim yok."
"İyi, şu seni seni getiren adam var ya. O anlatacak sana."
"Onu sevmedim"
"Bana ne"
"Başkası anlatsın. Bir de numaranı ver"
"Başkası yok. Numaramı napacaksın lan"
"Nasıl haberleşmeyi düşünüyorsunuz beyefendi?" Chan alayla elini telefon şeklinde kulağına götürdü.
"Nereye gitmeyi planlıyordun Chan" Namjoon gülerek arkasına yaslandı.
"Beni evime göndermeyecek misin?!"
"Hop, sesini alçalt. Bu olaylar bitene kadar kimseyle de konuşamayacaksın"
"Hassiktir lan ordan başlatma davana. Ağzımı da bozdurdun, senle mi uğraşıcam" Chan ayağa kalktı ve çantasını eline aldı.
Aynı anda Namjoon da kalktı ve Chan'ın önüne dikildi. "Bang Chan, dediğimi yapıyor musun?" Chan, soğukluğu sweatinin üstünden bile anlaşılabilen bir silah hissetti.
Derin nefes aldı, "Seni dava etsem kazanırım."
"Kanıtın yok."
"Farkındayım..."
"Güzel, ölmek istemiyorsan hallet şu işi"
Chan kendini odanın dışında bulduğunda yaşadıklarına hala inanamıyordu. Neden ben diye düşünüyor, bi' sonuç bulamıyordu.
Namjoon'un dediği adamı beklemeye başladı. 'Bu işler hemen bitse de evime gitsem' diye düşünürken yanına biri geldi.
"Chan gel hadi, odama geçelim sana her şeyi anlatacağım"
"JEON JUNGKOOK!" adam hemen silkelenip kapıyı tıklatıp içeri girdi. Demek adı Jungkook'tu.
"Efendim abi?"
"İçeri gir" içeri girip kapıyı kapattı.
Chan biraz daha bekleyecekti. Chan hep bekleyecekti.
5 dakika sonra Jungkook denilen adam dışarı çıktı. Elinde küçük bir kağıt vardı.
"Al Chan, bugün eve gidiyorsun." elindeki kağıdı uzattı. Chan kağıda baktığında bir numara yazıldığını gördü. 'Ne istikrarlı bir adammış' diye geçirdi içinden.
"Eve gidemeyeceğimi söylemişti?"
"Bugünlük eve gidecekmişsin. Şanslısın, ben ilk geldiğimde geldiğim gibi çatışmaya girmiştim.. Zor günlerdi.." Jungkook gözlerini birkaç saniyeliğine yere dikti. Sonrasında hemen Chan'a baktı ve gülümsedi, "Gidebilirsin!"
Chan korkmuş ve garipsemiş bir şekilde gülümsemeye çalıştı. Jungkook ona çıkışı gösterdi ve geldiği arabaya geri bindi. Siyahlarla bezenmiş koskoca yerde, insanların arasında ve arabanın içinde beyaz olan tek kendisiydi.
Garip hissettiriyordu. Ve farklı.
Aklına gelenle telefonunu eline aldı. Jungkook'un ona verdiği kağıttaki numarayı kaydetti: "Pezevenk Orospu Çocuğu"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whispers of Fate /NamChan
FanficKendi halinde olan mafya Namjoon ve avukat Chan, Namjoona açılan bir dava neticesinde bir araya gelir Chan Namjoona yardımcı olurken aralarında bir ask peyda olur~