Please See Me

İyilik Borcu| 2

Yeni bölümm! Yorum yapmayı unutmayıın
İyi okumalarr

JK: Okul.

Sabah aldatılma acısının daha geçememiş halimle kalkmıştım. Her zamankinden kat kat daha az neşeli bir şekilde okula hazırlandım ve gittim o kadar.

Okulun bahçesine girdiğimde Kim Taehyung beni karşıladı. Diğerleri gibi o da bırakacak beni, eminim. Hatta şuan bile benimle alay etmek için görüşüyor. Ama gözleri parlıyor.. "Merhaba Jeon," dedi. Yanıma geldi.

"Daha iyi görünüyorsun," dedi gülümseyerek. "İyi gözükmeye çalışıyorum, çünkü 'Nasılsın?' dediklerinde verecek bir cevabım yok," dedim nefes vererek. "Seni üzdüysem üzgünüm," dedi. Herkes bize bakıyordu ve hakkımızda konuşuyorlardı muhtemelen. Tabii, onun gibi mükemmel bir adamın benim gibi herkesin zorbaladığı, ezik bir alt sınıf çocuğuyla ne işi olur ki?

"Sorun yok, sen benimle konuşurken herkes bize bakıyor. Benim gibi ezik ve zorbalanan bir çocukla konuşman ve arkadaşlık kurman itibarını kötü yönde etkileyebilir." dedim cevabından korkarak.

"Seninle konuştuğum için beni yargılayanlar umrumda değil, kimse senin rahatsız olduğun bir hareketi yapamaz. Yapsa bile bana söyleyebilirsin," dedi.

“Peki, sağol.” demekle yetindim. Dersin başlamasına daha vardı bizimkilerin sınıfına gidecektim ki bir felaket göründü gözüme!
Sang-hyuk ve yanında birkaç kişi, bizim tayfayla kavga ediyorlardı! Jimin de arkalarında duruyordu. “DURUN,” diye bağırdım. Bana bakmalarıyla kavgaya tekrar dönmeleri bir oldu.

Sang-hyuk, Lalis'in karnına tekme attı. Sırt üstü düştü! Hemen yanına gittim. “GÜCÜN KIZA MI YETİYOR, PİÇ,” diye bağırdı Namjoon. Hızla kafasına bir tekme geçirdi. O da yere düştü. Lisa düştüğü yerden kalktı ve Namjoon Lisa'nın arkasına geçti. “İstediğini yap Lalis,” diye kahkaha attı Namjoon. Lisa da ona yapıldığının aynısını yaptı. Ben artık ağlamaya başlamıştım, disipline gidebilirlerdi, daha kötüsü, okuldan atılabilirlerdi.

Ders başlamıştı, geri kalacaktım!

Taehyung belirdi bir anda! Yanında da arkadaşları! Rose, Jin ve Suga! Taehyung yanıma geldi, “NEDEN AĞLIYORSUN,” diye bağırdı bir anda. “Kav-Kavga ediyorlar, okuldan atılacaklar! Benim yüzümden...” Jin ve Suga kavgaya karışmıştı bile.

Arkada duran zavallı Jimin'e, Sang-hyuk'un bir arkadaşı ona yumruk atmıştı. “Jimin!” diye bağırdım stresten çatlayan başım yüzünden kalkamayan halimle. Arkasında Suga belirdi. Omzuna dokundu. Jimin'e yumruk atan şahıs, Suga'ya dönünce Suga, “Seni piç,” diye bağırarak sert olduğu belli olan bir yumruk attı.

Suga ve Taehyung zavallı masum Jimin'i kaldırdılar. Yumruk atılan yeri morarmıştı. Sang-hyuk yerinden kalkmış, tekrar kavgaya katılmıştı. Bana baktı. Ve bana yöneldi. “Sa-Sang-hyuk,” dedim. Arkada telefonla konuşan Taehyung “Sağol, baba,” diye telefonu kapattığını duydum.

Sang-hyuk, sert bir yumruk attı karnıma. Yere düştüm. Gerçekten çok acımıştı! Taehyung gözü dönmüş bir şekilde koştu yanıma! Sang-hyuk'a bir tekme attı. “DAMARIMA BASMA,” diye bağırdı. “TAEHYUNG YAPMA!” Ağlamam şiddetlenmişti. Tuvalete giden birkaç kişi kavgada durmuştu. Şuana kadar kavgaya hiç dahil olmayan Rose, Lisa'ya bir yumruk gelince yeteneklerini sergiledi. Meğer önceden tekvando kursuna gitmiş. Adamı yere serdi. Sang-hyuk hızla topukladı.

Çok şükür ki çok akıllı okul müdürü, kameralardan yeni görmüş bir şekilde kavgayı ayırdı. “Hocam onları okuldan atmayın,” dedim hızla yerimden kalkarak. “Ona ben karar veririm Jeon,” dedi. Taehyung belirdi bir anda, “Onlara ceza veremezsiniz,” dedi. “Bu ne cüret,” dedi müdür. “Babam okulu satın alacak, sizi kovar.” Herkes 'ooo' demeye başladı. Jimin geldi hemen, “OY TAEHYUNG ABİCİĞİM, ÇOK SAĞOL!” Ne sulu bir arkadaşım var, ya sabır. Abi diyor birde. “Abi mi,” diye sordu Tae. “Lafın gelişi canım,” dedi.