1

337 18 19
                                    


Kulaklığımda çalan şarkının melodisi değişti yeni bir şarkı başladı dosyalarıma baktım kaçıncı dosyaydı bu? yorucuydu telefonumu alıp saate baktım öğle molası gelmişti kalktım saatlerdir olduğum odamdan çıktım telefondan başımı kaldırınca onu gördüm Lee Minho şirket müdürü ve tipi gayet düzgün olan o insan umurumda değil siktir olsun 

Lee Minho çalışanla konuşuyordu konuşma değil bu dibinde elindeki dosyayı gösteriyor pezevenk işte çalışanına bile yanlıyor

"Puşt Lee" dedim ama sesli söylediğimin farkında bile değildim

Minho bana döndü ve iki üç adımda yanıma geldi

"Bir şey mi dedin"

"Sikt- ha bir şey demedim efendim" 

"Diyemezsin zaten" deyip uzaklaştı 

"siktir lan"

bu sefer duymadı

öğle molasında sadece şarkı dinleyip bir şeyler atıştırdım kulaklığımdan gelen melodi şöyleydi:

 I'm going back to 505

If it's a 7 hour flight or a 45 minute drive 

In my imagination you're waiting lying on your side 

 With your hands between your thighs.

505 güzel şarkı seviyordum 

şirkette gezinmeye başladım Minhoyu gördüğüm an başka tarafa yöneliyordum 

peşimden geldi adımlarımı hızlandırdım bok mu var elli bin milyon yol varken niye peşimden geliyon mesela

"Han bi dur amınakoyim" durmadım

"dursana a-" durdum

"siktir git lan bana ne küfür ediyon" sik herif Lee

"seninle uğraşmak eğlenceli"

"lise zorbası pislik herif" kulaklığımı aldı

"inşallah ver diye burada cırlamamı beklemiyorsundur"

"beklemiyorum"

"kulaklığımı niye alıyon ya"

kendi kulağına taktı 

şarkıyı durdurmuştum açtığında hala 505 çalmış olması gerekiyordu

15 20 saniye sonra kulaklığımı verdi

gülümsedi

"Oh when you look at me like that my darling What did you expect?"

sadece tip tip baktım ve oradan uzaklaştım şarkının çevirisi aklımdan geçti

"Bana öyle baktığında sevgilim. Ne bekliyordun ki?"

bir iki saat daha kesintisiz çalıştım gittim imzalamaları için çoğu çalışanın odasına gittim dosyayı imzalatıp çıktım sıra puş- pardon patronumun imzasındaydı imzası batsın

kapıyı çalıp içeri girdim

"Minho bey şurayı imzalamanız gerekiyor" dedim puşt dememek için kendimi zor tutarak

"tabii" deyip elimden aldı dosyayı 

o okuyup imzalarken bende telefonuma baktım bu ne kadar bildirim hiçbirine cevap vermeyecektim

"alabilirsin dosyaları" dediğinde telefonu cebime koydum ve dosyayı alıp odadan çıktım

odama geldim herkesin imzasını kontrol ettim o puştun sayfasında araya küçük bir kağıt koymuştu kağıdı açıp baktım şöyle yazıyordu

"Oh when you look at me like that my darling What did you expect?"

kağıdı alıp direk çöpe attım şerefsiz aklınca benimle oynuyordu

bir iki saat geçti odama sekreter girdi

"efendim yarına bir lunapark gezisi planlanıyor katılmak ister misiniz isterseniz şurayı imzalamanız lazım"

"yok teşekkürler" dedim ve sekreter dışarı çıktı sevmem öyle şeyleri çünkü katılırsan gitmek zorundaydın atılmaya kadar gidebilirdi sonucu

Lee Minho güncesinden

kurduğum lunapark planı orada Han Jisung ya benim olacaktı ya da ölecekti 

sekreteri çağırdım ve Han Jisungun katılmadığını söyledi

"Tamam dosyayı bana bırak çıkabilirsin" dosyaya baktım ve ezberimde olan Jisungun imzasını attım

çünkü oraya eğlenmeye değil 

benim planlarım için gidecekti zorundaydı 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DÖNME DOLAP MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin