Genç kız otobüsten inip okuluna doğru yürümeye başladı, kulaklığında son ses NDA çalarken ezberlediği yolda ilerlemeye devam etti. Kendi eğitim binasına girdiğinde her zamanki gibi ödüllere hayranlıkla bakarak amfisine ilerledi. Sabah tek ders olan derslerden nefret etsede çok fazla devamsızlık yaptığı için derslere katılmak zorundaydı.
Çok ön olmayan ama çokta arkada olmayacak şekilde boş olan yere oturdu, beş dakikaya dersi başlayacaktı. Çıkardığı deftere bir şeyler karalarken ders çoktan başlamıştı, amacı tabiki dersi dinlemek değildi yok yazılmamaktı. Tüm dersi müzik dinleyerek ve bir şeyler karalayarak geçirdikten sonra amfiden çıktı, işte şimdi günün en sevdiği kısmı gelmişti, maç.
Kolej takımında oynamanın verdiği hazzı her zaman çok sevmişti, okuldaki öğrencilerin izlemeye gelmesi, rakiplerinin kendi yaş aralığında olması ve bunun getirdiği rekabet her zaman favorisi olmuştur. Çantasını soyunma odasında her zaman kullandığı dolaba koyduktan sonra lavabo kısmına geçti, takım arkadaşları her zamanki gibi sigara içerken genç kız onlara göz devirdi, arkadaşlarından biri konuşmaya başladı.
"Hadi Diana, final maçı öncesi içmemize karışma!"
Arkadaşı sistemkar bir sesle gülerek konuşunca kendisi güldü, üzerindeki sweati çıkarırken arkadaşının fırlattığı formayı tutup konuşmaya başladı.
"Ağzımı bile açmadım Emily."
Takım arkadaşları tüttürmeye devam ederken dolabına ilerledi, sütyenini çıkardığında diğer arkadaşının sapık bakışlarına maruz kalırken güldü, bu soyunma odasına alışagelinen bir durumdu. Her kız ilk defa meme görmüş gibi davranırlardı, kız üzerine sporcu sütyenini giydikten sonra formasını üzerine giydi. Tüm arkadaşları beyaz formasını giyerken kendisi siyah formayı giymişti, evet libero oyuncusu olmak bunu gerektirirdi, boyu kısa diye diğer oyunculardan farklı renk forma giymeyi artık ayrıcalık olarak gördüğü için farkımız tarzımız diyordu. Taytını çıkarıp şortunu giydi, kısa çoraplarınıda giydikten sonra dizliklerini giyip çantasından saç jölesini ve lastik tokalarını çıkardı.
"Elizabeth!"
Arkadaşına seslendikten sonra çoraplı ayaklarıyla koşarak lavabo kısmına geçti, gülümsedi ve elindekileri havaya kaldırıp konuştu.
"Saçımı örer misin?"
Elizabeth elindeki sigarasını yanındaki kıza verirken konuşmaya başladı.
"Otur."
Kız güldü ve hızla yere oturdu, Elizabeth hızla iki yarım örgü yapıp sıkıca at kuyruğuyla bağladı, jöleyi sürdükten sonra eserine bakıp gülümserken konuşmaya başladı.
"Oldu."
Diana gülümseyerek ayağa kalktı, arkadaşının yanağına öpücük kondururken konuştu.
"Teşekkürler."
"Kızlar, hoca sahaya çıkmamızı söylüyor."Herkes sigarasını söndürdükten sonra hep birlikte sahaya çıktılar, sahaya girmeden önce kaptan en öne geçti. Ellerini birbirine vurarak ritim tutmaya başladığında takımda kaptanına katıldı ve ritim tutarak sahaya çıktılar, kız tribüne göz gezdirirken kalabalığın içinden biriyle göz göze geldi içinin titremesine anlam veremezken arkadaşlarına döndü. Kendi yere otururken takım arkadaşları koşmaya başlamışlardı, yavaşça bacaklarını esnetmeye başlarken takım arkadaşlarıda koşmayı bırakıp kendisine katılmıştı. Tabii ki size 3-2 bitmiş bir voleybol maçını anlatmayacağım, ama şampiyonluğun saysını anlatacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Realms Of The World
FantasyGenç kız arkasını dönüp gidecekken başka birine çarpmıştı, kızın ağzından küfür çıkarken burnunu tuttu, bu sefer gerçekten acımıştı. "Bende diyordum ki Arnold nerede kaldı." Az önce konuştuğu adamın sesini duyarken kız bakışlarını yeni çarptığı ki...