O 18 yaşında olmasına rağmen acıları çok tazeydi. Anne ve babasını bir kez olsun görmek tek hayaliydi. Dedesi ona hep "ölenle olana çare yoktur kızım" derdi. Eylül ise "ya bir gün sende beni bırakıp gidersen ben ne yaparım?" diyerek dedesine sarıldı ve ağlamaya başladı. Akşam olmuştu. Eylül'ün uykusu baya sıkıydı. Dedesine hemen iyi geceler öpücüğü kondurdu ve odasına doğru ilerledi. Artık uyuma zamanıydı. Eylül dua etmeden uyuyamazdı. Hemen duasını etti ve uyudu.
Sabah uyandığında camın kenarına geçti ve temiz havayı içine çekti sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitti, çayı koydu ve dedesinin yanına koştu. Dedesini uyandırmak için birkaç defa seslendi.