Yağmur beyninin içinde bir uğultu olmuştu adeta.Damlalar toprağı delip geçmek için yemin etmişlerdi.Gök gürültüsü ve şimşekleri hiçbir lisandaki sıfat betimleyemiyordu.Çatı katından sızıp yere düşen her damla Uğur'u çıldırışa bir adım daha yaklaştırıyordu sanki.Neyse ki yanında kupasındaki sek kahve vardı.Bu gibi durumlarda nedense ona sakin olmasını hep o hatırlatırdı.Bu pazar da hiç bir işi yoktu.O yüzden televizyondaki ikinci sınıf filme ve dün alğı bulmacaya bakıyordu.Aslında ikisine de odaklanamıyordu.Elindeki kalami istensizce sallıyor yalnızlığına neden arıyordu.Sıkıldı bulmacaya döndü.Neredeyse hepsini çözmüştü.Son soruda çok saçmaydı.Ama şimdi bu sorunun cevabını bulmak için yerinden bile kalkabilirdi.Çünkü pazar günleri koltuğundan sadece tuvalet yüzünden kalkardı.O da son raddeye gelince.Bilgisayarın başına geçti ama internet yağmurdan dolayı yoktu."Amaaann"diyip koltuğuna geri döndü.İyice yayıldı.Kahvesini yudum yudum içerek kendince melankoli havalarına girecekti.Ama olmadı.Kahvesini ağzına götüreceği sırada büyük bir gürültüyle ev hafifçe sallandı.Uğur o sırada evden öyle bir çıktı ki kapı ve merdivenleri nasıl geçtiğini bile hatırlamıyordu.Ardına döndü.Evinde hiçbir şey yoktu.Neler olduğunu anlayamamıştı.O yağmurda her tarafı boydan boya ıslanırken, o evine anlamsızca bakıyordu.Birden aynı şey yeniden oldu.Ama bu sefer Uğur bunun nedenini biliyordu.Evine yıldırım düşmüştü.Yani elinden birşey gelmezdi.Zaten iç çamaşırlaarına kadar ıslanmıştı.Vakit kaybetmeden eve girdi.Etrafta ışık namına hiçbir şey yoktu.Mecburen karanlıkta üstünü değiştirdi.Sonrada catı katına çıktı.Elektirik devrelerine birşey olmadığını umarak.Fakat maalesef umduğu gibi değil tahmin ettiği gibi çıktı.Devreler yanmıştı.Uğur bunu gördükten sonra canı sıkkın çatından dışarı çıkcaktı ki gözüne bişey ilişti.Şu duvardaki çocukluk yıllarındaki mantar tahta değilmiydi.Çocukken üzerine resimlerini asıp annesine sergilerdi.Çocukluğunda o şey küçük uçsuz bir sergiydi onun için.Şimdi yıllar sonra tekrar karşısındaydı.Ama bu sefer üzerinde bir resim vardı.İşin ilginç yanı çizdiği tüm resimler bu tavan arasında değil önceki oturduğu evde olmalıydı.Uğur o karanlıkta resmi inceleyemezdi.Bu yüzden raptiyeleri çıkarttı ve üzerindeki tozu sirkeledi.Elindeki resimle aşağıya indiğinde yapılacak en iyi şey uyumak gibi geliyordu.Kanepeye uzandı.Sonuçta yarın işbaşıydı.Fakat o gece o her gizem filimde insanların adını koyamadığı duyguya kendiside kapıldı, uyuyamadı.Sadece gözlerini sımsıkı kapattı.
1.Bölüm-Para
Uğur gözlerini açtığında, güneş ışıkları aralanmış perdeden gözlerine çarpıyordu.İçinden dünkü olaylara beyfendiçe bi küfür etti ve ayağa kalktı.Masanın önünde dün bulduğu resim onu izliyorudu sanki.Fakat Uğur'un kafasını toplamaya ihtiyaçı vardı.Bu yüzden mutfağa gibip kahve makinasının düğmesine bastı.Ekmek makinasınasınada ekmekleri,elleri titreyerek dizdi.Bunlar oluncaya kadar bi duşa girmek istedi.Banyoya girdi.Aklındaki tüm düşüncelere kendince mantıklı bir cevap bulmaya çalıştı.Banyodan çıktığında kendini rahatlamış hissediyordu.Üstünü giyindikten sonra mutfağa yöneldi.Ama o gelene kadar kahveside,ekmekleride çoktan soğumuştu.Uğur'un gözü bir an duvardaki saate kaydı.Saat 5:30'du,işin başlamasına daha çok olsada en erken o gitmeliydi işe.İşe başladığından beri böyledi.Zaten her planında,dakkikliği yüzünden bu gün böyle bir evde oturuyordu.Aslında banyada hep içinden sayardı zamanı.Bu çocukluğundan kalmış bir alışkanlıktı.Suyu çok severdi bu yüzden banyodayken zamanın nasıl geçtiğini anlamaz, annesinden azar işitirdi.Bu sorunu için bi yönten geliştirmeliydi.Oda içinden sayarak süresini kontrol etmeye karar verdi.İlk başlarda bu zor olsada bunu başardı.Ve yıllar sonra bu çözüm bir çok işine yarayan bi alışkanlık oldu.Ama dünkü olayın şokundan dolayı , zaman algısında bi aksama olduğunu fark etti.Ama hızlanmalıydı.Bu yüzden ekmekle kahveyi iki ısırış ve tek yudumda tüketti.Giyinmesi ise sadece 238 saniye aldı.Kapıdan çıkarken evine bakıtı.İçinde farklı bi duygu harmonisi oluştu.Sanji herşey yerli yerindeydi ama hiçbir şey yerinde değildi.Uğurun gözleri o zamana kadar farketmediği hiçliği arıyordu.Ama bi türlü bulamıyordu.