Bir Gün Işığı #019

1. BÖLÜM; GÜZEL BİR HAYAT DİLEMEK

Soyları için her şeyi yapabilecek dört temel Peri kraliyeti; Sıcak periler, genelde güneşe taparlar ve ateş gücü için minnettarlığını gösterirler di fakat soyları tükendi. Diğer kraliyet, Soğuk perilerdi, buz yaratma güçlerinin verildiği kontrolsüzlükle soyları tükendi ve nesillerden beri soylarını koruyan o iki Krallık gecenin ve gündüzün krallığı.

Sonbaharın tam ortasıydı insanlar dünyasında gizlice kalan periler ve vampiriler artık fark edilmeye başlamıştı insanlar onları artık ayırt edebiliyor ve onları öldürüyorlardı.
Soyları tükenme tehlikesinde olan periler zor zamanlar geçirmeye başlamıştı, fakat gecenin Periliçesi bu duruma çok öfkelenmişti.
Periliçe anlaşma yapmak istedi, insanlar ilk başta bu durumu istemediler ama Periliçe insan oğlunun tekinden bir bebek yaparak insanlara dostluğunu kanıtlayarak anlaşma yapmaya zorlamıştı. İnsanlar başka çare bulamayınca teklifleri kabul etmek zorunda kaldılar ve bu sayede "Nfaihum Antlaşması" imzalandı.

Doğan bebek insan olarak doğmuştu ve perilerin yanında kalıyordu. Periler tarafından dışlanıyordu hatta hiç peri muamelesi bile görmüyordu ona bir isim dahi vermemişlerdir.
Bu insanoğlundan doğan bebeğin ablası Milson ona çok iyi bakardı sanki bir anne gibi ilgilenirdi onunla. Kimse isim vermemişti bu bebeği ama Milson vermişti, bebeğin ismini Jessicca koymuştu.

Periliçe Milsonun bu şefkatini fark ederek onu kenara çekmişti tekrar tekrar "Sen bi veliahtsın, sen kraliçe olacaksın ve hayla iyilik peşinde misin! Ah cidden anlamıyorsun Milson... Soyumuz tehlikede en yakın zamanda doğurman gerek, tamam mi? Annene bir iyilik yap ve bu sefer sözümü dinle!"
Milsonun derin nefes alışları ve kafasından aşağı Kaynar sular dökülüyormuşçasına hissederken, sakın kalmaya çalıştı çünkü bu durum onun istemediği bir durumdu. "Periliçem, anlıyorum sizi ama ben daha bu konuda hazır hissetmediğimi size söylemiştim.. neden bir kere de beni umursamıyorsunuz?"
Periliçe arkasını dönüp girerken "Milson, ben son sözümü söyledim acele etsen iyi eder"
Milson arkasından mırıldanarak "yangından mal kaçırıyor mübarek! Ahğ.." diyerek söylendi, tehlikenin farkında bile değildi o daha çok gençti,
Genel olarak resim çizmek ve piyano çalmaktan haz alırdı.

Periler ile insanlar arasındaki anlaşma çok uzun sürmemişti insanlar her şeye karşı çıkmaya başlamışlardı perilerin işini engelliyordu ve bu olayların sonunda oluşan isyanlar bir savaşa neden olmuştu.
Bu savaş çok şiddetliydi Periliçe Milson'a kaçmasını ve korunaklı bir yere gitmesini söyledi ve ne olursa olsun yaşamasını istedi çünkü tek varis oydu...

Milson kardeşinde alıp kaçtı, kılık değiştirerek insanlar arasında saklandılar, kısa bir süre sonra Milson aşık oldu gözleri o kadar görmüyordu ki önündeki tehlikeleri görmedi bir insan oğluna aşık olmuştu, kardeşini ve ailesini yok saya bilecek kadar kör olmuştu.
Çok vakit geçmeden evlendiler, Milson hamile kalmıştı. Peri olduğunu unutan Milson kendisini çok kaptırmıştı çok geçmeden evlendiği adam onun peri olduğun anlamıştı ve Milsonu öldürmek istedi ona saldırdı ve yaraladı.

Milson korkular ve acılar içindeydi hayatı gözlerinin önünden geçmişti ve kaçmayı akil edebilmişti. Yaralı hâliyle kaçarken bir Vampir Lorduna rastlayan Milson onunla anlaşma yaparak doğumdan sonra hayatını bu vampir Lorda vereceğine söz verir.

Zaman geçtikçe bebeğin cinsiyetinin kız olduğunu öğrenen vampir Lord Milsonun doğacak çocuğunu soyundan ister, Milson kadar güzel olan doğacak çocuğun ve onun kadar güzeller güzeli torunları olmasını isteyen Lord ile anlaşma yaparlar.

Milsona hamilelik sürecinde çok iyi bakarlar ne isterse bir dediğini ikiletmeden yaparlardı. Doğuma az bir süre kala Milson acı acı kıvranmaya başladığımda bu acı kıvranışlardan sonra erken doğum gerçekleşti. Milson bebeğine Maria ismini koydu, onu öptü kokladı ve vedalaştı. Lord ile olan anlaşmasını kabullendi ve gözlerini hayata son kez yumdu.