İyi okumalaarrr
Sabah gürültü ile uyanmıştı Felix. Muhtemelen Chan kahvaltı hazırlıyordu ya da hazırlamaya çalışıyordu. İçeride savaş varmış gibi garip sesler çıkarması Felix'i rahatsız etmiş ve yataktan çıkmak zorunda bırakmıştı. Yavaş adımlarla mutfağa yöneldi Felix. İçeri girince üstü çıplak bir şekilde üzerinde sadece önlük ile bir şeyler yapmaya çalışan Chan'ı görünce elleri ile gözlerini kapattı.
"Neden çıplaksın?" Chan arkasında duran gence baktı.
"Çünkü daha rahatım"
"Üstünü giyin lütfen"
Chan yan bir sırıtış ile Felix'e yaklaştı ve gözlerini açtı.
"Abartma Felix ayrıca kız gibi de davranma ikimiz de erkeğiz değil mi?"
Cevabını beklemeden arkasını dönüp tezgahın önüne gitti Chan. Felix Chan'ın arkasından ağzını eğerek taklidini yaparken Chan'ın tekrar ona dönmesi ile duraksadı.
"Hadi ama kazık kadar oldun ve hala çocukça şeyler yaptığına inanamıyorum"
"Kazık kadar?"
"Kocaman oldun yani bu kadar kıt olduğunu bilmiyordum" dedi ve mutfaktan çıktı Chan. Felix arkasından sadece bakmıştı. Bu çocuk ile aynı evde kalmaya devam etse kafayı yiyeceğine bir kez daha karar vermiş bir şekilde tekrar odasına döndü. Sıcak bir duş aldıktan sonra tekrar odasından çıkıp mutfağa gitmişti. Chan kahvaltıyı tamamen hazırlamış Felix'in gelmesini bekliyordu. Kapıdan giren bedeni görünce gülümseyerek baktı.
"Bende gelip seni çağıracaktım"
"Bunu hissettiğim için anında geldim" dedi Felix ve hemen masaya oturdu.
"Aslında seninle aynı evde kalmayı tekrar düşünebilirim" dedi kahvaltıya bakarak. En son böyle güzel kahvaltıyı ailesinin evinde yapmıştı. Chan Felix'in dediğine gülmüş ve o da masaya oturmuştu.
Hiç konuşmadan kahvaltı yapmış ve beraber masayı toplayıp bulaşıkları yıkamışlardı. Bunlar yapılırken Felix asla sesini çıkarmamış ve Chan ne derse onu yapmıştı.
Şimdi ise salonda oturmuş televizyonda magazin programlarını izliyorlardı.
"İnanamıyorum böyle kocam olsa aldatmayı bırak o beni aldatsa yine affederdim" dedi Chan sinirle. Felix ne dediğini anlamamış şekilde Chan'a baktı.
"Ne?"
Felix cevap vermeden tekrar önüne dönmüştü. Chan bu garip tavrı umursamadan tekrar izlemeye devam etti. Bir süre sonra sıkılmış olacaklar ki televizyonu kapatıp muhabbet etmeye başlamışlardı.
"Mezun oldun mu sen?"
"Evet yaklaşık 8 ay önce"
"Mezun olduktan sonra o kazayı geçirdin yani?"
"Hatta o gece geçirdim o kazayı" dedi Felix hafif gülümseme ile.
Chan hiçbir şey söylemeden sadece Felix'in yüzüne bakıyor ve dikkatle onu dinliyordu. Felix yaşanan her şeyi hatırladığı kadarı ile Chan'a anlattı.
"İşte zaten sonucu da biliyorsun. Uyandım ve buradayım"
Chan anlamış bir şekilde başını salladı ve bakışlarını salonda gezdirdi. Daha sonra bakışlarını tekrar Felix'in gözleri ile buluşturdu.
"Senin için üzüldüm ama aynı zamanda gurur duydum" dedi. Felix anlamamış şekilde başını salladı.
"Yani komadan uyandın ve hala çok güçlüsün asla zorlanmıyorsun. Bu zorlukları, acıyı yaşamak yerine sanki hiç kaza yapmamış, komadan çıkmamış gibisin"
Felix Chan'ın dedikleri ile gülümsemişti. Evet o haklıydı. Bu kadar zorluğa rağmen sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi rahattı Felix. Vücudu asla zorlanmıyordu.
"E yani sonuçta ben" dedi gülerek. Chan göz devirerek kucağındaki yastığı Felix'e vurmuştu. Felix'in gülmesi yarım kalmış olacak ki sinirle Chan'a dönmüştü .
"Ya salak mısın burnuma geliyordu estetik burnum"
"Ne?"
"Hadi ama kısmetse olur Cansel'i bilmediğini söyleme bana"
"Komadan çıkalı bir hafta oldu Felix ne ara izledin sen onları"
"Geceleri uyuyamıyorum bende kısmetse olur izliyor. Ama biliyor musun Tolga ve Aybüke ayrılır benden söylemesi"
Chan başını sallayarak salonun kapısına doğru yöneldi. Evet gerçekten bu çocuk çok tuhaftı ve Chan nasıl idare edeceğini bilmiyordu. Derin bir soluk aldı ve odasına yöneldi. Bu kadar hikaye ve gariplik ona yeterdi. Uyuyup kafasını dinlendirmekten başka hiçbir şey istemiyordu.
Ay selaamm. Ben bu fici unutmuştum 🥲. Tekrar hatırlayınca koşarak geldim ve kısa da olsa bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum atmayı unutmayınnnn.