01: "little lady and older man"

2.7K 110 20
                                    


*

Hayat tam bir karmaşaydı. Bütün bu karmaşanın içinde düzeni arıyor olmak beni oldukça yoran bir şeydi. 

Zaman öylece akıp giderken hayatımdaki her şey oldukça rutindi. Bazen günümün çoğunluğunu okulumun kütüphanesinde geçirirken… Pekala çoğu zaman tek yaptığım şey buydu. Günümün çoğu kazandığımdan beri şikayetçi olarak -dört yıldır- gittiğim hukuk fakültesinde geçiyordu. Daha sonrasında ise evime gidip koltuğumla bütünleşiyor hayatsızca dizi izliyordum. Arada sırada ise şu hayatta gerçek olan tek arkadaşım Maeve ile vaktimi geçiriyordum. 

Kısacası yaşadığım şey hayat diye nitelendirelemezdi. Bunca şöhrete rağmen.

Ama hayatta bazı istisnalar vardır. Bu istisnalar için kendinizden tavizler verirsiniz. Vermek zorunda kalırsınız. Çünkü o istisnalar sizin önünüze bir engel olduğu gibi tek umudunuz o olduğu için ona tutunur kalırsınız.

O anlardan birindeydim.

İçinde bulunduğum lacivert elbisenin üst kısmı beni oldukça bunaltırken kuruyan ağzımı ıslatmak için önümdeki su bardağından bir yudum aldım.

Mekandaki loş ışık etrafı aydınlatıp, klasik müzik kısık bir sesle çalarken etraftaki insanların sesleri çatal bıçak seslerine karışırken kulaklarım çınlıyordu. 

Gözlerim mekanın ortasındaki yılbaşı süsleriyle donatılmış çam ağacına düştü. Daha sonrasında mekandaki insanları inceledim. 

Herkes mutluydu. Herkes ailesiyle birlikte mutlu bir şekilde eğleniyordu. Hiç kimse yalnız değildi.

Yutkundum. Tam bu anda masanın üstündeki telefonum titredi. Bir mesaj bildirimi ekranıma düşerken parmaklarım masanın üstündeki telefonuma uzandı. Tam bu sırada bana doğru ilerleyen adımları hissettiğimde gözlerim sağ tarafımda beliren adama ve yanındaki çalışana döndü.

Birkaç dakika yüzünü loş ışıktan dolayı pek net göremediğim adamda gözlerimi gezdirdim. Üstündeki takım elbise ben pahalıyım diye bağırırken yapılı vücuduna tam oturuyordu. Kolundaki rolex saati göze çarpıyordu. 

Yanılmıyorsam o da gözlerini kısa bir şekilde bende gezdirdi. Daha sonrasında, "Sanırım bir karışıklık oldu." dedi hemen yanında dikilen çalışana dönerek kusursuz İngilizcesiyle. "Küçük hanım benim masama oturmuş." diyerek eklediğinde çalışanın gözleri bana döndü. 

Küçük hanım...

Sesi oldukça net ve kalındı. Derindi. Kısacası karizmatikti. 

Yutkundum. Kuruyan dudaklarım oynattım. "Bir sorun mu var?" dedim masanın önünde dikilen adamı es geçerek çalışana. 

Çalışan panikle cevap verdi. "Milena hanım sanırım masayla ilgili bir karışıklık olmuş. Lütfen kusurumuza bakmayın. Ben hemen halletmeye çalışacağım." 

Başımla onayladım. "Lütfen." dedim kibar bir sesle. 

Hemen ilgileneceğini söyleyerek telefonuna sarıldı ve yanımızdan uzaklaştı. Gözlerim tekrardan masanın başında dikilen adama döndü. Birkaç saniye dikilen adama baktıktan sonra parmaklarımın arasında duran telefonumun titremesiyle odağım telefona döndü. Ekranını aydınlatan bildirimi gördüğümde yutkundum. Bildirimi açtığımda ise gergin omuzlarım hayal kırıklığıyla düştü.

Gönderen: Babam 

Bebeğim iş için Dubai'ye uçmam lazım. Son anda çıkan bir şey. Beni bekleme. Yemeğini ye ve eve git. 

Bugünün yılbaşı olduğunu bile unutmuştu.

Titreyecek gibi olan dudaklarımı hayal kırıklığıyla birbirine bastırdım. Gözlerimi usulca kapatırken masanın üstündeki elim yumruk oldu. Derin bir nefes aldım. 

OlderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin