𝟏★

34 6 5
                                    

Başlama tarihlerini alayımm
★. ┆
...

"Nerde bu siktiğimin albümü?!" Hararetle kardeşinin odasını karıştırmaya, bir umut odada bir şeyler bulmak adına bakmadığı tek yer olan albümü aramaya başladı Jeongin.

Altı ay, altı ay önceydi Soojin okula gitmek için evden ayrılmıştı. Öğle saatleri okuldan gelen telefonu açmıştı Jeongin. Kardeşinin o gün okula gitmediğini duyunca sinirlenmiş ve aynı zamanda garipsemişti. Kardeşi okuldan kaçmazdı kaçsa bile mutlaka Jeongin'in haberi olurdu. Kardeşini ne kadar arasada telefon kapalıydı. Endişesine yenik düşüp polislere haber verdi. Arama çalışmaları başlatıldı.

Jeongın'den
14 Nisan 2018 kardeşimin elimden alındığı gün. Bir hafta süren çalışmalar sonucu Han Nehri'nde kardeşimin cesedi bulundu. Gözümün önünde çıkardılar onu sudan, o suya kendimi atıp öldürmek geçti aklımdan. Fakat nafile, herkes intihar diyordu. Siktir kafayı sıyırıcağım...

"O intihar etmedi öldürüldü. Soojin seni kim öldürdü? Sabah güzelliğinle kimsenin bakmaya kıyamadığı yüzünü, gülüşünü, ruhunu... kim kıyıp çaldı senden" Jeonjin düşüncelerini sözleriyle dışarı yansıtırken saatlerdir aradığı albümü sonunda bulmuştu. Üstü tozlanmıs albümü eliyle sildi ve albüme baktı kırgınlıkla gülümsedi.

"Mother mother ne de cok severdin" gözünden damlayan yaşlarla dizlerinin üstüne çöktü. Aglaması şiddetlenicekti ki duraksadı. Sildi akmaya yer arayan gözlerini.

"İntikamı alıcam Soojin. Ağlamak zavallıların işidir , ben o zavallılardan olmayacağım." Kendine çeki düzen verip koltuğun üstüne oturdu Jeongın. Albümü dikkatlice aradı, her köşesine baktı fakat birşey bulamadığını düşünerek albümü fırlatıcaktı ki ufacık flaş benzeri şeyin yere düşmesiyle ayağı kalktı ve yere eğilerek aldı.

"Bu ne amına koyayım" Jeongin ne olduğunu anlayamadığı şeyi atmayacaktı, cebine koyup odadan çıktı. Telefonunu çıkartıp rehbere girdi. Chan'ın numarasını çevirip aceleyle telefonu kulağına götürdü.

"Alo jeon-"

"Hyung ben birşey buldum fakat çok şüpheli flaşa benziyor ama kağıt gibi de bu ne?"Chan sözünü kesip aceleyle konuşan çocuğu dikkatlice dinlemiş sonrasında bıkkınlıkla iç çekmişti

"Jeongın biliyorsun Soojin öldü lütfen artık o odaya ve eve gitme deliriceksin en sonunda"Chan altı aydır hemen hemen hergün evde birşeyler bulmaya çalışan arkadaşı ve onun akli dengesi için endişeliydi.

"Hyung tamam görüşürüz"Jeongin veda etmiş ardından telefonu hızla cebine atmıştı sinirle küfürler edip etrafı dağıtıyordu.

"O intihar etmedi anlayın artık şunu onu öldürdü veya öldürdüler bunu biri veya birileri yaptı. Siktir neden kimse bana inanmıyor!" Nefes nefese kalmış haldeydi kendine gelmeye çalısıyordu fakat bu çok zordu. Bedeni ruhundan kopmuş gibi, vücudu kontrolü kaybetmişti. Yanındaki beton duvara tutundu dengesizce..

"Oh, Soojin minik meleğim bedenimi ruhumda tutan kilit sendin. Bu kilit çözülmüş, ruhum yavaşça bedenimden ayrılıyor gibi.. Beni ayakta tutan tek birşey var o da öfkem ruhum bedenimden ayrılsa o boşluğu öfkem doldurucaktır eminim. Sana bunu yapanların bedelini ödeticem"

Yaşlı gözlerini sildi. Üzüntü gözyaşları değildi bunlar, sinirden ağlıyordu minik bedeni öfkenin ateşiyle yanıp tutuşurken. Altı aydır dilinden düşürmediği tek bir cümle vardı . "İntikamını alıcam Soojin"
tekrar ve tekrar dile getirdi . Sakince nefes alıp kendini sakinleştirmeye çalıştı. Telefonuna gelen bildirim tüm dikkatini dağıtırken telefonunu cebinden çıkardı

*Jısung kişisinden 4+yeni mesaj*
Çok bekletmeden hemen baktı mesajlara

Jısung
Jeongınnn
Yemek yemeye gidelim mi
Ya da film izlemeye
Herneyse
BİRŞEYLER YAPALIM!!!
uyuyor musun yaa

Jeongın
|aptal çocuk hep yüzümü
|güldürüyorsun
jısung yaa
Bende acıktım
canım cok sıkkın
Birşeyler yapalım

Jısung
Hadi bize gel
Bekliyorum
görüşürüzzzz

Jeongin
Pekala geliyorumm
Görüşürüz
Görüldü


Jeongın telefonunu cebine atıp çok uzak sayılmayan markete doğru yol aldı. Atıştırmalıklarla evin önüne gelince kapıyı çaldı jısung ağzı dolu bir şekilde kapıyı açtı. Jeongın onun bu haline kıkırdadı

"Gülme Jeong hadi gel pizza ısıttım"Jısung mutfaga doğru giderken Jeongin atıştırmaları masanın üstüne bıraktı görünüşe göre bugün burada kalıcaktı . Açıkçası burası ona iyi geliyordu kafa dağıtıyordu en azından.

"Jeongın" Jısung'un ciddi ses tonuyla seslenişi Jeongin'in gerilmesine neden olurken arkadaşına baktı.

"Bir sorun mu var Jis" kalbinin hızlanması birşey olacağının habercisiydi

"Chan aradı" ardından ekledi "Yine mi gittin o eve? " Jeongın bıkmış bakışlarıyla baktı arkadaşına.

"Gittim evet neden" Jeongın arkadaşının diyeceklerini şimdiden duymamazlıktan gelmeye hazırlanmıştı

"Bir daha gittiğinde beraber gidelim" Jeongın alışık olmadığı cümle ile kaşlarını çattı.

"İnanıyor musun bana Jısung" Jeongın heyecanlı bir şekilde konuşmasını jısung tekrar böldü.

"Cinayete kurban gitmediğini kanıtlamaya çalışıcam sana. Aklı dengeni kaybediceksin bu gidişle söylesene Jeong psikoloji okuyoruz ve sen gün geçtikçe ilerde bakacağın hastalardan birisi oluyorsun"

Jeongın şok içerisinde jisunga baktı bu sefer fazla ileri gitmişti gözünden süzülen yaşı önemsemeden ayağı kalktı hızla çantasını alıp evden çıktı Jisung peşinden gitsede yetişemedi

Yol boyu ağlayıp,yürüyebildiği kadar yürüdü. Adımları kalbine eşlik edermiş gibi hızlıydı girdiği ara sokakların haddi hesabı yoktu. Kırılmıştı belli ki bu yolda tek başınaydı...

"Ağla Jeongin yapabildiğin tek şey bu"

★.

Selamm takma isim olarak nana lakabını kullanıcam aklımda baya bir fic fikri var umarım begenırsınız bu arada noktalama işaret özürlüsüyüm takmayın 🙏🙏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamm takma isim olarak nana lakabını kullanıcam aklımda baya bir fic fikri var umarım begenırsınız bu arada noktalama işaret özürlüsüyüm takmayın 🙏🙏

nervousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin