Herkese Merhaba. Bu benim ilk kurgum. Oldukça heyecanlıyım. İyi okumalar..İtalik yazılar İtalyanca..
Palermo,Sicilya,İtalya
Vincenzo: " Sen ne düşünüyorsun Marco?".
Marco: " Eğer bu anlaşmayı imzalarsak biz kârlı çıkarız dostum."
Vincenzo:" Sana güveniyorum dostum. Toplantı sona ermiştir. İşinizin başına dönebilirsiniz."
Çalışanlar toplantı salonunu boşaltırlar. Vincenzo derin bir nefes alır. Çok gergin duruyordur.
Marco:" Neyin var Vin? Yorgun görünüyorsun. Bir sıkıntı yoktur umarım."
Vincenzo:" İyiyim Marco. Sadece şu Türkiye 'de ki ortaklar canımı sıkıyor. Bir halta yaramıyor ahmak herifler. Sürekli bir pürüz çıkarıyorlar."dedi. Sinirli bir nefes verir. Sinirden çenesi kasılmıştır.
1 HAFTA SONRA
Palermo Havaalanı
Vincenzo havaalanındaydı. Uçağın kalkmasına bir saat kalmıştı. Bu sırada da Vincenzo tabletten Türkiye'de ki şirket ile ilgili evrakları inceliyordu. Ancak pek hoşuna giden şeyler olmuyordu. Şirketin son 6 ayda ki hisse değerinde düşüş vardı. Bu Vincenzo 'yu daha da sinirlendirdi. Anlaşılan Türkiye'ye gider gitmez ilk iş toplantı yapmak olacaktı. O sırada uçuş anonsu verilir.
"Sayın yolcular İtalya-İzmir PC2794 no'lu sefer için son 20 dakika. Yolcuların uçağa gelmeleri rica olunur."
Vincenzo toparlanıp uçağa bindi. Uçak kalkışa geçti. Önce İstanbul'a gidecek oradan da İzmir'e geçecekti. Onu uzun ve yorucu bir yolculuk bekliyordu. Hostes'den şarap istedi. Bu sırada tabletini çıkardı ve evrakları incelemeye devam etti. Tüm hayatı işinden ibaretti. Annesi bu durumdan oldukça şikayetçiydi. Torun sevmek istediğini söyleyip Vincenzo'yu sık boğaz ediyordu. Vincenzo'nun ise öyle bir niyeti yoktu. Tek gecelik ilişkiler ona yetiyordu. Ona ayak bağı olacak bir eş ve çocuk istemiyordu.
Vincenzo biseksüeldi. Kadın-erkek fark etmez takılırdı. Bir defasında grup da denemişti. Ama nedense tatmin olamıyordu.Uçak İstanbul'a 1 saat de gelmişti. Şimdi İzmir uçuşu için 4 saat beklemesi gerekiyordu. Bu sırada karnını doyurdu ve çalışmaya devam etti.
Bütün o yorucu yolculuktan sonra nihayet İzmir'e gelebilmişti. Saat akşam 18:00 dı. Bavulunu alıp havaalanından çıktı. Bir taksi çevirdi. Bir an önce otele gidip dinlenmek istiyordu.
Taksici:" Nereye gidiyoruz beyefendi?"
Vincenzo:" Anatolian Dreams Hotel'e gidelim lütfen."dedi.
Birkaç yıldır Türk ortakları olduğu için az biraz Türkçe biliyordu.
Otele gidince resepsiyondan anahtarı alıp odaya çıktı. Kısa bir duş alıp rahatladı. Oda servisini arayıp yemek istedi. Bu sırada Türk ortağına mail atıp İzmir'e geldiğini belirtti. Ayrıyeten sabah acil bir toplantı yapmaları gerektiğini de belirtti. Gelen yemeği yiyip uyudu. Yolculuk onu çok yormuştu.
Sabah çalan alarm sesi ile gözlerini açtı. Saat 7 idi. Neredeyse 10 saattir uyuyordu. Ama bu uyku ona iyi gelmişti. Oda servisini arayıp kahvaltı istedi. Bu sırada kısa bir duş alıp takım elbisesini giydi. Kahvaltı gelir gelmez karnını doyurdu. Toplantıya gecikmek istemiyordu. İşine gerçekten önem verirdi.
Saat 8:30 du. Ama o trafiğe takılmıştı.
Vincenzo:" Sabah sabah bu trafikte ne böyle. Kahretsin geç kalacağım. "dedi sinirle. Taksici de bu durumdan rahatsızdı ama bir şey demedi. Tabi yağan yağmurda cabasıydı.
Vincenzo sinirle solurken tam o anda bir şey gördü. Bu yağmura rağmen koşan biri vardı.
Siyah dalgalı saçlı bir çocuk yağmur da koşuyordu. Tahmini 18-19 yaşlarındaydı. Üzerinde lacivert bir trençkot vardı. Rüzgar da uçuşuyordu. Sırtında laptop çantası ve elinde poşet vardı. Sanırım bir yere yetişmeye çalışıyordu. Tam o sırada ayağı kaydı ve yere düştü. Elinde ki poşette bulunan kitaplar yere saçıldı. Vincenzo nefesini tutmuş çocuğu izliyordu.
Genç çocuk sinirle oflayıp yanaklarını şişirdi. Kızarmış ve şiş yanakları ile tam bir sincaba benziyordu. Bu hali Vincenzo 'ya tatlı gelmişti nedense. Genç çocuk acele ile kitaplarını toplayıp koşmaya devam etti. Vincenzo ise dalmış çocuğu izliyordu. Tam o sırada taksi hareket etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türk Lokumu
General FictionÜnlü İtalyan iş adamı Vincenzo Albertino Matthew Guerra, Türkiye'de bulunan şirketlerinden birinde çıkan sorundan dolayı ilk uçakla soluğu İzmir'de alıyor. Ve kalbinin prensi ile karşılaşıyor. Bakalım bu yakışıklı prens kim? Vincenzo onun kalbini ka...