Başlıyoruz:)
°°°
Bugün yine her zamanki gibi babamın borçları yüzünden okuldan çıktığım gibi işime gittim. Babam çok içkici ve kumarcı bir insan ve borçlarını hiç önemsemez ama ödemezse de ya canı ya da evi, malı gidecek o yüzden onun yerine ben çalışıp kazanmaya çalışıyorum ayrıca kendimi de geçindirmem lazım.
Akşam mesaiye kaldığım için gece 00.12 de anca çıkabildim akşam sokaklar çok ıssızdı bu yüzden korkmuyor değildim. Otobüs durağının orda otobüsü bekliyordum ki bana doğru çok hızlı bir şekilde bir adam bana çarpıp gitmişti. Adam çarptığı için yere düşmüştüm ayağa kalktığımda arkasından bir sürü siyah ve lüks araba onu kovalıyor gibiydi. En son giden arabanın camı açıktı içeri baktığımda 29-30 yaşlarında bir adam camdan bana bakıyordu.
Ürpermedim değil...
Gözleri sanki beni yiyecekmiş gibi bakıyordu sadece saniyeler bile olsa ölümden geçmiş gibi hissediyorum. Arabaların hepsi gidince kalbim çok hızlı atıyordu. Olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum çok düşünmeden de otobüs gelmişti burdan hemen uzaklaşmak istediğim için hızlı bir şekilde otobüse bindim. Yol boyunca onu unutmaya çalıştım zaten eve gittiğimde babam bana unutturacaktı.
Eve geldiğimde cebimden anahtarımı çıkarıp kapıyı yavaşça açtım önce kafamın bir kısmını içeri sokarak babamın olup olmadığına baktım. Lanet olsun ki içeride televizyonun önünde sızmıştı. Yavaş ve temkinli adımlarla içeri girdim amacım ses çıkartmamaktı.
Tam odamın kapısını açarken babamın sesini duydum. "Nereye böyle?"
"Baba...
"Bana baba deme gerizkalı" diyip avucunu açtı.
"Ne bekliyorsun aptal! Paramı ver."
Zaten böyle bir adamdan ne bekliyordum ki elimi tutup bahçelerde gezmeyi mi?
Çantamdan parayı çıkartıp babama verdim. Önce saydı sonra içinden bir miktar para çıkartıp bana verdi. Sonra ise hiç yüzüme bile bakmadan dışarı çıktı kapıyı da sertçe kapattı.
Biraz orda bekledikten sonra banyoya girdim. Tek istediğim ılık bir duş almaktı.
Duşa girip çıktıktan sonra üstümü giydim. Yarın ki ödevleri yetiştirmeye çalıştım. Bütün günüm iş de olduğu için derslerime çok fazla odaklanamıyordum ama en azından dinlediklerim aklımda kaldığı için sınavlarım hiç de kötü değildi.
Ödevlerini bitirdikten sonra hiç beklemeden yatağıma girdim uyku düzenim hiç iyi değildi o yüzden bulduğum her fırsatta yatıyordum.
Sabah telefonumun alarmı ile kalktım. Okul için hazırlandım kahvaltı bile etmeden evden çıktım. Zaten kahvaltı etmeyi çok da seven biri değilim.
Çıkmadan önce bir de babamı kontrol ettim eve hala gelmemişti umursamadım ve evden çıktım.
Bütün okulda ve sonrasında ise işte kendimi yorduktan sonra eve yol aldım. Bugün işten erken çıkmıştım ve herhangi bir ödevim veya sınavım yoktu bu yüzden eve gidince bütün günümü uyuyarak geçirecektim. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Eve geldiğimde kapıda bir sürü siyah araba gördüm. Tanrım bu arabalar dün gece ki arabalara çok benziyordu.
Her araba aynı olabilir düşüncesi ile kendimi rahatlattım ve neden geldiklerini düşündüm ki babamın bir sürü mafyaya borcu olduğunu ve babamı öldürmek için gelen mafyalar olabileceğini düşündüm.
Korku içerisinde eve girdim. Girdiğim anda bütün gözler üzerimdeydi.
Bir dakika bu adam bana bir yerden tanıdık geliyor...
Babam bir koltukta oturmuş karşısında ise uzun boylu tamamen siyah giyimli bir adam oturuyordu.
(Adam bu:) tanıyor musunuz?)
"Ah...oğlum. canım oğlum geldin mi?"
Canım oğlum? Bir dakika bunu bana babam mı söylüyordu.
"B-baba?... Ne oluyor?"
"Şey oğlu-"
"Ben sana ne olduğunu söyleyeyim jeon Jungkook"
Daha babam ağzını bile açmadan söze giren tanımadığım adam olmuştu.
"Pardon...siz kimsiniz?"
Çekingen bir şekilde adama soru sorduğumda küçük bir kahkaha atmıştı.
"Tanrım doğru ya kendimi tanıtmadım. Ben Taehyung. Kim Taehyung."
Kim Taehyung?
Şaşırmış gözlerle babama bakıyordum o da benim kadar şaşırmış bir şekilde Taehyung denilen adama bakıyordu.
"Sana ne olduğunu anlatayım jeon Jungkook."
Meraklı gözlerle Taehyung'a bakıyordum.
"Jeon Jungkook ya benimle evlenirsin ya da baban ölür."
NE? NE DİYORDU BU ADAM NE EVLENMESİ NE ÖLÜMÜ??
"NE?"
Şaşırmış gözlerle hem adama hem de babama bakıyordum.
"Ne evlenmesi ne ölümü ne diyor bu adam baba!?"
Babamın bir açıklık getirmesini bekliyordum ne evlenmesiydi bu şimdi?
"Oğlum şey..."
"Sanırım baban anlatamayacak. Ben anlatayım o zaman. Senin babanın bana yüklü bir miktarda borcu var ve bugün son günü ama beş kuruşu bile yok. Onu öldürmeye gelmiştim fakat aramızda böyle bir anlaşma yaptık."
Olduğum yerde dikili kalmıştım anlamaya çalışıyordum ne ağzımı ne de bedenimi oynatabiliyordum sanki bir boşluğun içine düşmüş gibiydim.
"B-bana biraz zaman verin lütfen en kısa zamanda ödeyeceğim."
Küçük bir ihtimal şansımı denemek istedim ama Taehyung buna sadece yine kahkaha atarak cevap verdi.
"Küçüğüm sen yüz yılda çalışsan bu borcu ödeyemezsin. Yani dediğim gibi ya benimle evlen baban kurtulsun ya da reddet baban ölsün senin seçimin."
Babamdan nefret ediyordum bu doğru ama onu kendi ellerimle öldürecek kadar da cani biri değildim.
Ne yapmam gerektiğini düşünüyordum ben daha on sekiz yaşında yeni reşit olmuş bir gençtim o ise 30 yaşında bir adamdı.
Düşünürken babama döndüm 'kabul et. Evet de ölmek istemiyorum' gibi bakışlar atıyordu. Korkuyordum ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Neden ben?...
°°°
Evet birinci bölümü böyle atıyorum ikinci bölüm diyerinden biraz farklı olucak yani mantık açısından mantıklı olması için biraz değiştiricem fakat bu sizler için de benim için de daha iyi olucak merak etmeyin canlarım
Neyse oy verip yorum yapmayı unutmayın bebeklerim sizi seviyoreeeeeee 💖💖💖💖💖