"Evet seni dinliyoruz?", üvey annesi sorusunu tekrarladığında Felix içsel bir savaş veriyordu.Ne diyeceğim şimdi ben
Bir süre düşündükten sonra, "Benim değil ya, bu yanlış göndermişler. Ah! Kesinlikle seungmine gelmiştir evet", dedi gergince.
Kardeşi, "Seungmin ne alaka?", dediğinde, "O biriyle çarpışmıştı sergide", diye yanıtladı hemen. Yakalanmak istemiyordu bu iki cadıya. Üvey annesi burun kıvırıp, göz devirmişti. "Genleriniz aynı yerden geliyor nasılsa yapmıştır bir şeyler", dediğinde Felix sinirlenmeye başladı aniden.
"Ne demeye çalışıyorsun sen?!", sesi yüksekti. Kadının neyi kast ettiğini anlıyordu aslında. Bu hep böyleydi, sürekli laf sokmaları hep aynıydı. "Bana sesini yükseltme seni küçük.."
Felix kadının lafını böldü hemen, "Bir daha sakın annem hakkında konuşma seni gebertirim anladın mı!", diye bağırıp arkasına döndü. Tabloyu zar zor da olsa koluna alıp odasına geçti. Notu masasının üstüne bırakıp telefonunu alıp Jisung'u aradı direkt.
"Jisung! O adam beğendiğim tabloyu göndermiş bana"
"Ne adamı hangi adam ne tablosu?"
"Ahmak sergideki adam varya çarptığım"
"Siktir ciddi misin evini nerden biliyor sen mi söyledin?"
"Hayır, hiç konuşmadık ki"
"Oha oha ay aşık olmuş sana"
"Abartma istersen. Evdekilere Seungmin'in dedim"
"İyi yaptın"
"Gidip seungminle konuşcam sen de gel"
"Gittim bile"
"Görüşürüz"
Telefonu kapatıp tabloyu incelemeye başladı, sergide öylesine baktığı bir tabloydu yeni. Olaylar nasıl buray gelmişti ki diye düşünüyordu, bir yandan içinde anlamlandırmadığı bir his diğer yandan heyecan ve mutluluk vardı. Biri onu düşünüp böyle bir şey yapmıştı. Ki tablo çok pahalıydı Felix'te bunu biliyordu.
Daha fazla oyalanmadan dolaptan ceketini alıp, Seungmin'e mesaj atıp çıktı evden. Evleri 2 mahalle ötedeydi bu yüzden otobüse binmemişti. Hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladı, heyecandan mıydı, stres miydi, endişe miydi bilmiyordu ama bedeni titriyordu.
Kısa süre içinde eve vardığında kapıyı çaldı. Çok beklemeden kapı hemen açılmıştı açılmıştı. Seungmin güler bir yüzle karşılamıştı her zamanki gibi.
"Felix hoş geldin"
"Hoş buldum ağabey", deyip içeri girdi. Ceketini çıkarıp koltuğa fırlattı. Seungmin, ardından içeri girdiğinde endişeli halini anlamamıştı. Yanına oturdu ve merakla anlatmasını bekledi.
Felix, bir süre yerinde kıpırdandıktan sonra nihayet araladı dudaklarını. "Hani sergideki adam varya", dediğinde Seungmin direkt devam ettirdi. "Senin imkânsız crush", dedi gülerek. Felix hızlıca başını salladı.
"Evet, o beğendiğim tabluyu bana göndermiş evime", dediğinde Seungmin'in ağzı O şeklinde açılmıştı. Gözleri de aynı şekilde açılmıştı. Bu kadarını beklemiyordu. "Ne ciddi misin?", diye bağırmıştı ses tonunu ayarlayamıştı.
"Evet. Evdekilere sana gelmiş dedim. İnandılar mı bilmiyorum"
Seungmin bir süre durdu ve düşündü. Ardından bir aydınlanma yaşadı. "Bi dakika evini nerden biliyor ki Felix?", dedi endişeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Detester / Hyunlix Daddykink
FanfictionDétester: Nefret "İyi olan kazansın kardeşim" "İyilikten bahsedecek son kişisin Hwang"